Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği “Kadın Hayata Yakın” buluşmasına konuk olan yazar ve oyuncu Zeynep Kaçar, Nilüferli kadınlarla keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. “Kabuk” adlı kitabı üzerine konuşan Kaçar, “Yazın, yazdıklarınız da çekmecelerde kalmasın” diyerek kadınlara yazma konusunda tavsiyelerde bulundu.
Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün 2010 yılından bu yana düzenlediği ve bugüne kadar on binlerce kadının hayatına dokunduğu “Kadın Hayata Yakın” söyleşileri devam ediyor. Görükle, İrfaniye, Kızılcıklı, Akçalar, Fadıllı, Gölyazı, Çatalağıl, Badırga ve Özlüce’den yaklaşık 400 kadının katıldığı “Kadın Hayata Yakın” söyleşisine bu kez, yazar ve oyuncu Zeynep Kaçar konuk oldu. Nâzım Hikmet Kültürevi’nde gerçekleşen buluşmada Zeynep Kaçar, “Kabuk” adlı kitabı üzerine kadınlarla keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Baba Pala’nın sorularıyla yön verdiği söyleşide Zeynep Kaçar, yazın hayatı ve kitabındaki karakterler üzerine de konuştu.
Yazmaya ilk olarak oyun yazarlığıyla başladığını belirten Zeynep Kaçar, 2000 yılında tiyatro oynamak için metin arayışına girdiklerini, sonrasında kendi metin yazmaya karar verdiğini ve metin yazarlığı sürecinin bu şekilde başladığını söyledi. Kaçar, “Türkiye’de kadınlarla ilgili çok az oyun olduğunu fark ettik. Ben yazmaya karar verdim ve oynadık. Ardından yazdıklarımı yayınevinde bastırdım. Yazdıklarınız, kitaba dönüşünce yazar olduğunuzu düşünmeye başlıyorsunuz. Oyun yazmak, roman yazmaya göre çok daha pratik” şeklinde konuştu.
“Söz söylemeye ihtiyacım vardı. Yazmaya bu yüzden başladım” diyen Zeynep Kaçar, oyun yazarlığının çok dar, roman yazmanın ise çok daha geniş bir alan olduğunu vurguladı. Tiyatronun bir sokak, romanın da bir ülke kadar geniş olduğuna dikkat çeken Kaçar, “Oyun yazarken sadece tek bir konuyu, diyaloglar üzerinden anlatabiliyorsunuz. Roman, iç dünyayı daha geniş bir alanda anlatabildiğiniz bir yer. Bu genişlik bana çok iyi geldi. Romanda istediğiniz her konuya girip çıkabiliyorsunuz. Ben de, insanın iç dünyasını anlatmak istedim. Yazmayı denedim ve oldu” diye konuştu.
Dilin, kadına ait olduğunu ve erkeklerden daha iyi kullandığını sözlerine ekleyen Kaçar, kadınlara yazma tavsiyesinde bulundu. Kaçar şu ifadeleri kullandı: “Yazmak, kadına yabancı bir şey değil. Bir şey yazıyorsanız birilerine okutun, değerlendirin. İyiyse de gidin bastırın. Yazdığınız şeyler çekmecelerde kalmasın.”
“Kabuk” adlı romanını, anne çocuk ilişkisi üzerine kurduğunu belirten Kaçar, “Kitabın ismini bittikten sonra koydum. Kabuk, en temelde aile gibi bir şey. Sizi hem koruyor hem hapsediyor. Kitapta bir sürü kabuk imajı kullandım. Kabuk, en temelde ailenin yarattığı, sarsılmaz bir kale ama çok da kolay sarsılıyor. Bu kalenin içinde mi kalmak istiyorsunuz yoksa dışarı çıkıp dünyaya başka gözlerle mi bakmak istiyorsunuz, bu kişinin tercihi” dedi.
Bir kadın olarak, kadınların iç dünyasını anlatan kitaplar yazdığını söyleyen Zeynep Kaçar, “Erkeklerin yazdığı romanlarda, kadın karakterinin doğru anlatılamadığı hissini yaşıyordum. Genellikle 3 kadın tiplemesine yer veriliyor. Ancak hiçbirinde kadının iç dünyasına yer verilmiyor. Bir kadın olarak, kadının iç dünyasını anlatmaya başladım. Bizim dünyamız derin bir dünya. Kafamızın içinde gerçek ve bütün gündelik hayatın ilişkilerini değiştirdiği, dönüştürdüğü bir dünya var” diye konuştu.
Zeynep Kaçar, söyleşinin son bölümünde kadınların merak ettiği sorulara da yanıt verdi. Söyleşinin ardından Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Baba Pala, Zeynep Kaçar’a anmalık vererek teşekkür etti. Kaçar, Kabuk adlı kitabını da, Nilüferli kadınlar için imzaladı.