9724,50%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
HEDEF; SORAN, MERAK EDEN VE KENDİNİ VAR EDEN BİR NESİL YETİŞTİRMEK
HEDEF; SORAN, MERAK EDEN VE KENDİNİ VAR EDEN BİR NESİL YETİŞTİRMEK
Eğitim sektörüne öncü uygulamalarıyla yön veren YETEV Okulları, önemli bir ilke imza attı. Öğrencilerin yetenek ve becerilerini geliştirmek amacıyla felsefe eğitimi odaklı bir bakış açısına yatırım yapan YETEV Okulları, bu farkındalığı yaygınlaştırmak amacıyla ‘Felsefe ve Eğitim’ temasına odaklanarak Yenidoğu Okulları Çekmeköy Kampüsü'nde Çocuklar İçin Felsefe Çalıştayı’nı (ÇİF) gerçekleştirdi.
Montessori eğitim metodunun, Türkiye’deki en deneyimli ve köklü uygulayıcıları arasında yer aldıklarını belirten YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan, “Eğitim sektöründe yapmamız gereken, çocuğu şekillendirmeye uğraşmaktan ziyade, çocuğun doğasını büyürken korumaya yönelik önlemler almaktır. Aslında Montessori eğitiminin temelinde yatan fikir budur. ‘Çocuklar İçin Felsefe’ dersindeki birçok detay, Montessori eğitim metodunun kurucusu Maria Montessori’nin temelini attığı vizyona dayanıyor. Farklı bir ifadeyle Montessori sistemi, anaokulu çocuklarına farklı beceriler kazandıran pedagojik bir yaklaşımdır. 2015 yılında Yenidoğu Okulları’nı kurduğumuzda en önemli projemiz, Program ve Yayın Geliştirme Birimi’nin (PROGEL) geliştirilmesiydi. Bu birim, okullarımızda kullandığımız eğitim materyallerini, dünyadaki örnekleri inceleyerek geliştirdi. Bu çerçevede inşa edilen en özgün çalışmaların başında ise ‘Çocuklar İçin Felsefe’ yaklaşımı geliyor” açıklamasında bulundu.
“çocuklarIn fItratIndakİ zengİnlİğİ ve cevherİ korumayI hedeflİYORUZ”
Asıl meselenin felsefe olmadığını, çocuğun düşünmesi, sorgulaması, daha iyi anlaması ve kendini en iyi şekilde ifade edebilmesi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Maria Montessori, ‘Çocuğun doğasını keşfettim’ derken; bizde fıtrat denilen, insanın yaratılıştan getirdiği hasletleri anlatıyor. Çocuklar, dünyaya tertemiz bir şahsiyet ve karakterle geliyor. Çocuk öğrenen bir varlık, sorgulayarak ve merak ederek öğreniyor. Çoçuğu soru soramaz hale getirmemek gerekiyor. Bu nedenle YETEV Okulları’nda, özellikle okul öncesi eğitimde yapmaya çalıştığımız dönüşümle, çocukların fıtratındaki zenginliği ve cevheri korumayı hedefliyoruz” dedi.
“ZİHİN AÇICI SONUÇLARLA KARŞILAŞACAĞIZ”
İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Ömer Avcı ise ‘Çocuklar için Felsefe’nin heyecan verici bir konu olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatları bağlamında da değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Eğitim sisteminin sadece deneme yanılma yöntemiyle kurulan bir düzen olmadığını dile getiren Avcı, “Eğitim sistemi; çocukların, gençlerin ve vatandaşların kendini keşfetme, varlıkla sağlıklı bir ilişkiye geçme sürecidir. Yapılan çalışmaların çıktılarından istifade ederek, müfredat sistemimize bunu uyarlayıp devlet okullarımızda özellikle öğrencilerimizle buluşturmak isteriz. Bu süreç zihin açıcı sonuçlar verecektir” ifadesini kullandı.
ÇİF; YETEV OKULLARI’NDA 2016’DAN BU YANA UYGULANIYOR
YETEV Program ve Yayın Geliştirme Müdürlüğü’nün 2015 yılında geliştirdiği ‘Çocuklar İçin Felsefe Programı’ (ÇİF), 2016 yılından bu yana Yenidoğu Okulları’nda ilkokul ve ortaokul kademesinde, 2021 yılından beri de Palet Okulları ve İrfan Okulları’nın ortaokul kademesinde uygulanıyor. ‘Çocuklar İçin Felsefe Çalıştayı’ programını uzun zamandır koordine etmek istediklerini aktaran YETEV Okulları Genel Müdürü Hayati Oktay, bu süreci şöyle özetledi: “Öncelikle Çocuklar İçin Felsefe programı ve dersi için eğitim materyalleri oluşturuldu. 2016-2017 eğitim öğretim yılında ilkokul birinci sınıf ve ortaokul beşinci sınıflarda ders iki saat şeklinde planlandı ve uygulanmaya başlandı. Günümüze geldiğimizde YETEV çatısı altındaki Yenidoğu Okullarında hem ilkokul hem ortaokul kademelerinde, İrfan ve Palet Okullarında ise ortaokul kademesinde ÇİF dersleri, metoda uygun şekilde işlenmektedir.”
“HEDEF KİTLEMİZ, ÖĞRETMENLER”
‘Çocuklar İçin Felsefe’ yöntemini ve düşünme becerileri ile ilgili yapılan çalışmaları ve bu alandaki yedi yıllık deneyimlerini tüm eğitimcilerle paylaşmak istediklerine dikkat çeken Oktay, “Bu vizyondan yola çıkarak alanında uzman isimlerle çalıştay hazırlıklarına başladık. Felsefe ve eğitim alanında uzman kişilerin bir araya geldiği çalıştayımızın, bu konuya ilgi duyan kişilere yeni bir bakış açısını aşılayacağına inanıyoruz. Bu yılki çalıştayımızın temasını ise felsefe ve eğitim olarak belirledik. Çalıştayımızın hedef kitlesini ise eğitimciler oluşturuyor. İlkokul öğretmenleri ve tüm branş öğretmenlerinin ‘Çocuklar İçin Felsefe’ yöntemini öğrenerek kendi derslerinde rahatlıkla uygulayabileceğini düşünüyoruz” dedi.
YENİ BAKIŞ AÇILARI ÖNE ÇIKACAK
Hayati Oktay, Çocuklar İçin Felsefe Çalıştayı’nın eğitim sektöründe nasıl bir farkındalık inşa edeceğini ise şöyle ifade etti: “Çalıştayımız aracılığıyla ‘Çocuklar İçin Felsefe’ yöntemi ile ilgili bir farkındalık sağlanacak. 21. yüzyıl becerilerini değerlendirirken; yöntemin sağladığı faydalar hakkında bilgi sahibi olunması sürecine de yön vereceğiz. Felsefe ve eğitim alanında çalışmalar yapan uzman kişileri dinleyerek yeni bakış açılarının gelişmesini hızlandıracağız. Düşünme becerileri alanında çalışan kişilerin ÇİF yöntemi ile ilgili düşüncelerini öğreneceğiz. ÇİF ve drama yöntemini buluşturan yönleri keşfedeceğiz. ÇİF kitapları ile ilgili bilgi sahibi olurken, çocuk kitapları editörü gözüyle felsefe alanına bakacak ve Çocuklar İçin Felsefe Eğitmen Eğitimi ile ilgili bilgi sahibi olacağız.”
“SORU SORAN ÇOCUKLAR, KENDİLERİNİ GERÇEKLEŞTİRECEK VE DÜNYAYI KEŞFEDECEK”
Oktay, Dünya Ekonomik Forumu'nun 2025 yılı için işe alımda öne çıkacak yetkinliklere ilişkin bir iş analizi yaptığını aktardı ve şu bilgileri verdi: "Bu araştırma sonucunda ilk sırada analitik düşünme ve inovatif olma, ikinci sırada eleştirel düşünme becerileri ve analiz yapma bulunuyor. Bunları yapabilmenin yolu da aslında doğru soruları sorabilmekten geçiyor. Doğru soruyu sorduğunuzda, doğru yanıtlar alabiliyorsunuz. Böylece hayal ettiklerinizi daha rahat gerçekleştirebiliyorsunuz. Felsefe, bu açıdan kıymetli. Çocukların hayal kurmayı ve hayallerini gerçekleştirmesini, bu doğrultuda gelecek nesillerin önünü açmayı tüm öğretmenlerin ilke edinmesi gerekiyor. Belki onların tuhaf, ilginç soruları da olsa, sormalarına fırsat vermeliyiz. İşte o zaman çocukların dünyayı keşfetmesine, belki de kendilerini gerçekleştirmesine fırsat vermiş oluruz."
Değişim çağına adaptasyon için felsefe eğitiminin önemi
Çalıştayın ana konuşmacılarından İbn Haldun Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Doç. Dr. Enis Doko, ‘Felsefe ve Eğitim’ odaklı konuşmasında değişim çağına dikkat çekerek, “Yaşadığımız çağ, hızlı değişimler çağı... Bilgiler ve teknolojiler çok hızlı değişiyor. Gelecekte bu hızın daha da artması bekleniyor. Böylesi bir çağda kişilerin meslek değiştirmesi, eğitim aldığı alanın dışında çalışması kaçınılmaz hale geliyor. Bu nedenle eğitim sisteminin gençlere saf bilgi kazandırmak yerine, gençleri çeşitli becerilerle donatabilmesi gerekiyor. Öğrencilerin yeni beceriler kazanmasında felsefe eğitiminin önemli bir rolü bulunuyor. Felsefenin 21’inci yüzyıldaki Müslümanlar açısından önemi de göz ardı edilemez” dedi.
“MERAK CANLI TUTULMALI”
‘Çocuklarla Felsefe’nin bir düşünme eğitimi programı olduğunu söyleyen P4C Türkiye Kurucusu & Çocuklarla ve Topluluklarla Felsefe Eğitim Uzmanı Nihan Peker Antepe ise “Çocukların merak etmek, soru sormak gibi doğal yeteneklerini canlı tutmamız gerekiyor. Bu noktada çocuklar için en büyük kazanım, düşünme becerilerinin geliştirilmesidir” yorumunda bulundu.
“PROBLEMİN, PROBLEM OLDUĞUNU NE ZAMAN FARK EDİYORUZ?”
ÇİF X konuşmacılarından yazar ve eğitmen Eda Albayrak ise yaratıcılığın doğuştan gelen bir özellik ve yetenek olduğunun altını çizdi ve şu yorumda bulundu: “Yaratıcılık hepimizin içinde olsa da yıllar içinde, bir yerlerde yaratıcı düşünmeyi bırakıyoruz. Her şeyi, her düşünceyi bir sisteme, bir dizine dahil etmeye çalışıyoruz. Alışkanlıklarımız ve önyargılarımızla şekillenmiş bir dünya kuruyoruz kendimize. Oysa biz değerliyiz. Bu nedenle fikirlerimiz ve düşüncelerimiz de değerli... Fikirler, ‘buldum’ denildiği anın, bir saniye öncesinde mi geliyor akla? Yoksa günler belki aylarca yapılan onlarca araştırma ve deneyden sonra mı? O bulduğumuz fikri, ürün haline getirebilmek için gösterilen çaba, ifade etmek için yazdığımız metinler, çizdiğimiz projeler, tasarladığımız ve kurguladığımız diğerleri… Beğenmeyip yeniden başladıklarımızı saymıyoruz bile. Problemin, bir problem olduğunu ne zaman fark ediyoruz ki ona çözüm arıyoruz? Öyleyse problemi fark edebilen birey olmak ne kadar zamanımızı alıyor? Bu konuyu sorgulamamız gerekiyor.”
ZORLUKLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
FELSEFİ BİR KEŞİF İÇİN SORU SORMAK
“Çocuklar merak ederler, sorarlar ve sorgularlar. ‘Sormazsam olmaz’ derler” diyen yazar ve P4C eğitim uzmanı Deniz Alter, “Çocuklar şaşırırlar, şaşırtırlar. Çocuklar, ebeveynlerini ve öğretmenlerini felsefi bir keşfe davet ederler. Resimli çocuk kitapları ile çocuklara nasıl eşlik edebileceğine, ‘çocuklar için Felsefe eğitim yönteminde doğru kitap seçiminin nasıl olması gerektiğine odaklanılmalı” açıklamasında bulundu.
FARKLI DENEYİMLER ÖNE ÇIKIYOR
“ÖNCE ÖĞRETMENLER ÜST DÜZEY DÜŞÜNME BECERİSİNE SAHİP OLMALI”
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gül Tuncel ise ‘ÇİF Eğitmen Eğitimine İhtiyaç Var mıdır?’ başlıklı konuşmasında ‘Çocuklar ile Felsefe’nin, eğitim ve öğretimde yeni bir dönem açan, öğrencilerin üst düzey düşünme becerilerini harekete geçiren bir yaklaşım olduğuna dikkat çekti. Öğrencilerin üst düzey düşünme becerilerini harekete geçirebilmek için öğretmenin kendisinin de üst düzey düşünme becerilerine sahip olması gerektiğini vurgulayan Tuncel, “Şüphesiz insan sahip olmadığı bir bilgi, beceri ya da değeri başkasına öğretemez. Bu nedenle ÇİF eğitmenlerini eğitmek ayrı bir önem taşımaktadır” dedi.