9724,50%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
HABER MERKEZİ-Vatan Partisi Türkiye’nin dört bir yanında ‘NATO’dan Çıkalım’ kampanyası başlattı. Vatan Partisi Mersin İl Başkanlığı düzenlediği basın toplantısı ile Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını önerdi. Vatan Parti
HABER MERKEZİ-Vatan Partisi Türkiye’nin dört bir yanında ‘NATO’dan Çıkalım’ kampanyası başlattı. Vatan Partisi Mersin İl Başkanlığı düzenlediği basın toplantısı ile Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını önerdi. Vatan Partisi MKK üyesi ve Mersin İl Başkanı Ali Rıza Taşdelen başkanlığında düzenlenen törende, partilillerde katılımları ile destek verdi.
Kampanya kapsamında yayınlanan basın bildirisinde; “Biz de Vatan Partisi Mersin il Başkanlığı olarak, tarih boyu ülkemize katliamlar ve ekonomik zorluklar getiren NATO’dan Çıkama kampanyasını bu basın açıklamamızla başlatıyor ve Mersinlileri bu kampanyaya destek vermeye çağırıyoruz.
Türkiye’de NATO’nun kanlı bir geçmişi vardır: NATO’nun Gladyo’su 29 yıl önce, 2 Temmuz’da Sivas’ta aydınlarımızı yakmış ve 5 Temmuz’da Kemaliye Başbağlar köyünde 33 köylümüzü kurşuna dizmişti. Onları saygıyla anıyoruz. İşte NATO’nun marifetleri bunlar.
Türkiye’de faili meçhul cinayetler, katliamlar, 12 Mart Darbesi, 12 Eylül 1980 Darbesi ve en son 15-16 Temmuz’da ordumuzun ve polisimizin içine yerleştirilmiş NATO’nun FETÖ Gladyo’sunun darbe girişimi.
NATO tarihi kanlı bir tarih. Türkiye’ye karşı, aydınlarımıza, devrimcilerimize karşı kanlı bir tarih. Hapishaneler, cinayetler, Uğur Mumcu’nun, Gaffar Okkan’ın katledilmesi, Orgeneral Eşref Bitlis’in katledilmesi ve diğer aydınlarımızın katledilmesi… Bugün Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan’ın ölüm yıldönümü. Saygıyla anıyoruz.
Türkiye’nin bağımsız ve başı dik bir şekilde yaşaması NATO zincirlerini kırmasıyla mümkün. Bu nedenle Vatan partisi NATO’dan çıkalım kampanyası başlatmıştır.
Türkiye 15-16 Temmuz gecesi NATO’nun yeraltı örgütünün Türk Ordusu ve Türk Yargısı içine yerleştirdiği örgütlenmeyi ezdik. NATO generalleri o gece perişan edildi. Bugün Türkiye hapishanelerinde NATO generalleri yatıyor.
NATO’nun medeniyet düşmanlığını, Türkiye düşmanlığını, İslam düşmanlığını Türk milleti ve bütün insanlık biliyor. İşte son örnek, daha iki gün önce İsveç’te İsveç polislerinin koruması altında, Türk büyükelçiliğimizin önünde bir kışkırtıcının Kur’an-ı Kerim’i yakma girişimini izledik. Kur’an-ı Kerim kâğıt değildir ki yakasınız; bir medeniyet birikimi, insanlık birikimidir. Bu eylem İsveç’in çok ötesinde Atlantikçilerin, NATO’nun, Amerika Birleşik Devletleri’nin medeniyet düşmanı kimliğini bir kere daha ortaya koymuştur. Silahlardan bahsediyoruz ama İsveç’te Kur’an yakan NATO’nun aynı zamanda bir kültür, bir medeniyet düşmanı olduğunu görüyoruz.
Buradan ilan ediyoruz: NATO,, Kur’an-ı Kerim’i yakmaya kalkanların insanlığa saldırı örgütüdür. NATO Kur’an-ı Kerim’i yakanların örgütüdür.
14 Mayıs 2023 seçimlerinde Türkiye’nin NATO ve Amerikan Emperyalizmiyle mücadelesinde bir dönüm noktası, bir kader yılı olacaktır.
Yükselen bir Asya Uygarlığı var. Türkiye’nin o Asya Uygarlığında cephe tutması dünyanın önünü açacak ve milli demokratik devrimler çağımızın en güçlü dalgası önümüzde. Dolayısıyla Türkiye’nin NATO’dan çıkması sadece bir Türkiye sorunu değil, uluslararası bir sorundur.
Burada anahtar olay Türkiye’nin Suriye ile ilişkilerini sürdürmesidir. 28 Aralık 2022’de Türkiye, Rusya ve Suriye Savunma Bakanlarının Moskova’da bir araya gelmesi Türkiye’miz açısından önemli bir gelişmeydi. Fakat, son günlerdeki gelişmelere bakıyoruz: Türkiye yönetimi, Rusya Dışişleri Bakanı’nın 14 Ocak 2023 günü Moskova’ya yaptığı daveti reddediyor ve ABD’ye koşuyor.
Dahası AK Parti Hükümeti, Suriye’de çözüm için ABD ile işbirliğine odaklanmaktadır. Ak Parti Suriye’de ABD ile birlikte çözüm hayâline kapılmıştır. ABD, Suriye’ye sözüm ona anayasa yapacak siyasal sürece davet ediliyor. ABD’den Suriye Özel Temsilcisi ataması talep ediliyor. Suriye muhalefeti ile “rejimi” uzlaştırma siyaseti yeniden pişirilip sofraya getiriliyor.
Türkiye’nin Rusya ve Suriye ile birlikte Üçlü Çözüm fırsatını tepmesi ve denge adı altında düşmanla dans etmesi, çok ağır sonuçlar doğurur.
Bugün Türkiye’ye yönelik tehditlerin odağı Doğu Akdeniz ve Ege’dir. Türkiye’yi kuşatan Amerikan üsleri haritasını biliyorsunuz. İşte tehdit orada. NATO’nun her yöne doğru genişlemesi Türkiye için bir tehdit. Ama bu genişleme NATO’nun mezarına doğru bir genişlemedir.
Bütün bu sürecin kilit noktası YPG’nin olduğu Suriye’nin kuzeyidir. Burada da NATO ile karşı karşıya geliyoruz. NATO demek Amerika demektir.
Böyle bir konumda amacımız muhalefetçilik değil. Türkiye’yi yönetecek partiyiz. Üreticilerin milli hükümetini kuracak partiyiz. Üreticilerin milli hükümetinin politikalarının uygulanmasına bu günden başlamış durumdayız. Dolayısıyla Vatan Partisi bu süreci sıkı bir şekilde adım adım takip etme kararındadır.
ABD önümüzdeki seçimde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı devirip o Atlantik tayfasını iktidara getirerek Türkiye’yi teslim alma siyaseti izliyor. Ama ABD Türkiye’yi teslim alamayacaktır.
NATO’dan çıkmak Türkiye için bağımız karar verme sürecine girmektir. Dolayısıyla ekonomimizi ayağa kaldırmaktır. 1980’de dünya ekonomisi ile bütünleşme denen, Türkiye’yi borca batıran ekonomik programa kesinlikle son vermek için, bağımsızlığımızı sağlamak ve teröre son vermek için NATO’dan çıkmak şarttır.
Vatan Partisi olarak NATO’ya karşı bir seferberlik ilan ediyoruz;
NATO’dan çıkalım başı dik yaşayalım,
NATO’dan çıkalım Uğur Mumcu’larımız, Gaffar Okkan’larımız katledilmesin,
NATO’dan çıkalım Sivas Madımak’da aydınlarımız yakılmasın,
NATO’dan çıkalım Başbağlar’da köylülerimiz kurşuna dizilmesin.
NATO’dan çıkalım Türkiye darbe ve cinayetlerle boğuşmaktan kurtulsun ve huzur içinde barış içinde yaşasın. Asya’daki bağımsız öncü konumumuza yerleşelim. Bu nedenle Vatan Partisi olarak NATO’dan çıkalım kampanyasını başlatıyoruz.
Bu kampanyamızla birlikte Genel Başkanımız Dr. Doğu Perinçek’in Cumhurbaşkanlığı için gerekli 100 bin imza toplama çalışmamızı da başlatıyoruz.” denildi.