9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
Medeniyetler İttifakı(UNAOC) ve ONUART Vakfı iş birliğinde Birleşmiş Milletler(BM) Cenevre Ofisi’nde “Küresel Diyalog: İnsanlığın Dünyasına Doğru” başlıklı bir etkinlik düzenlendi.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Global Dialogue Towards the World of One Humanity etkinliğine katıldı. Etkinlik yapay zeka alanında ülkeler arası iş birliğinin artırılması ve deneyim paylaşımına ilişkin ortam oluşturulması amacıyla gerçekleşti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, etkinlik kapsamında yapay zekanın kamu sektöründeki uygulamalarına ilişkin düzenlenen oturumda TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, “Sürdürülebilir ve Akıllı Bir Gelecek İçin Yapay Zeka ile Birlikte Çalışmak ve Birlikte Başarmak” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda Prof. Dr. Mandal, özellikle kamu kurumları nezdindeki yapay zeka çalışmaları ve uygulamalarına ilişkin Türkiye’nin deneyimlerini aktardı.
“Yapay zeka alanı en kilit teknolojilerden birisi olarak karşımıza çıkıyor”
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) 2021 yılı Küresel Risk Raporu’na atıfta bulunan Mandal, gelecek 10 yıl için gerçekleşme olasılığı en yüksek ve etki alanının en geniş olduğu değerlendirilen güçlüklerin büyük çoğunluğunu hali hazırda deneyimlediğimize işaret etti. Mandal, salgın hastalıklar, iklim odaklı başlıklar, siber güvenlik, gıda arz güvenliği, sosyal uyum erozyonu, zorunlu göçmenlik gibi sorunların şimdiden gündemde olduğunu vurguladı . Prof. Dr. Mandal, “Yapay zeka alanı, bahse konu sorunların çözümünde ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmada en kilit teknolojilerden birisi olarak karşımıza çıkıyor.” değerlendirmesinde bulundu. Bu kapsamda, çözüm gerektiren konuların çok paydaşlı ve birden fazla alanı ilgilendiren karmaşık ve dinamik problem alanları olduğuna dikkat çeken Mandal, sorunların çözümünde araştırma temelli bilgi birikiminin ortak üretimine ihtiyaç olacağını kaydetti.
“İş birliğinden çok “birlikte iş yapma” modellerinin hayata geçirilmesi tüm ülkeler için bir zorunluluk”
Prof. Dr. Mandal ayrıca, son dönemde özellikle dijital ve yeşil dönüşümün eş zamanlı olarak tüm sistemleri etkilediği ve “İkili Dönüşüm” diye adlandırılan bir dönemin içine girildiğini aktardı. “İkili Dönüşüm”ün hem sanayinin yapısal dönüşümü sürecinde özel sektör temsilcileri tarafından kritik faktör olarak ön plana çıkarıldığına; hem de uluslar üstü kuruluşlar ve ülkelerin ulusal kamu politikalarında önceliklendirildiğine değindi. Prof Dr. Mandal, küresel güçlükler ile baş edebilmek ve teknolojik dönüşümlerin getirdiği ivmeye ayak uydurabilmek için yeni bir yaklaşımın gerekliliğinin altını çizerek, bu konuda iş birliğinden çok “birlikte iş yapma” modellerinin hayata geçirilmesinin tüm ülkeler için bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Mandal “Bu bilinçle, Türkiye’de yapay zeka alanı başta olmak üzere kilit teknolojilerde 'birlikte iş yapma' ve 'birlikte başarma' yaklaşımını esas alan, sonuç odaklı çözüm bulma süreçlerinin teşvik edilmesine odaklanıyoruz” dedi.
Küresel düzlemde konsept olarak Endüstri 4.0'dan Endüstri 5.0'a geçildiğini belirten Prof. Dr. Mandal, artık yapay zekanın kilit rol oynadığı dijital dönüşüm sürecine daha insan merkezli olarak bakıyoruz.” diye konuştu. Mandal, “Dijitalleşme önemli; ancak şimdi dijital dönüşüm sürecinin daha insan merkezli olması, sürdürülebilirliğe daha fazla katkı sağlaması ve küresel değişimlere çevik bir şekilde adapte olabilen dayanıklı toplumların oluşturulmasına hizmet edebilmesi gerekliliğini konuşuyoruz” ifadelerini kullandı.
Ulusal Yapay Zeka Stratejisi
Türkiye’nin Ulusal Yapay Zeka Strateji belgesinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi işbirliğinde hazırlanarak 2021 yılında ilan edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Mandal stratejinin, 11. Kalkınma Planında yer alan “Yapay zekâ teknolojilerinin üretilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik ulusal politika belirlenecektir.” hedefi doğrultusunda oluşturulduğunu aktardı. Prof. Dr. Mandal, strateji belgesinde 2025 yılında yapay zeka alanının Türkiye’nin Gayri Safi Yurtiçi Milli Hasılası’na (GSYİH) katkısının yüzde 5’e çıkarılmasının hedeflendiğini kaydetti. Prof. Dr. Mandal “Yapay zeka uzmanlarının yetiştirilmesi ve alanda istihdamın artırması; araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliğin desteklenmesi; kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim imkânlarını genişletilmesi; sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemelerin yapılması; uluslararası düzeyde iş birliklerinin güçlendirilmesi; yapısal ve iş gücü dönüşümünün hızlandırılması, Türkiye olarak odaklandığımız temel başlıklardır” dedi.
Türkiye’nin Yapay Zeka Teknolojisi Yol Haritası
Mandal, Türkiye’de TÜBİTAK başta olmak üzere araştırma ve yenilik faaliyetlerine fon sağlayan kurum ve kuruluşlar nezdinde yürütülen destek programlarında, küresel güçlükler ile dijital ve yeşil ikili dönüşüm başlıklarına özel olarak odaklanıldığını belirtti. TÜBİTAK Başkanı, bu bağlamda, TÜBİTAK bünyesinde 2022-2023 dönemine ilişkin önceliklendirilen Ar-Ge ve yenilik konu başlıklarının yarısının dijital dönüşüme hizmet ettiğini; bunların dörte birinin ise çeşitli sektörlerdeki uygulamaları dahil yapay zeka alanına yoğunlaştığını iletti. Prof. Dr. Mandal, yapay zeka alanındaki bu odaklanmanın Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu himayelerinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliği ve TÜBİTAK'ın teknik desteği ile hazırlanan Yapay Zeka Teknoloji Yol Haritası kaynaklı olduğunu aktardı.
“Yapay Zeka Teknolojisi Yol Haritası', Türkiye Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'nin teknoloji boyutunu detaylandıran ana belgedir” vurgusu yapan Mandal, 2020-21 yıllarında yapay zekanın da içinde olduğu 6 farklı kilit teknoloji alanında teknolojik yol haritalarının oluşturulduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Mandal ayrıca, Türkiye’de 2022 yılında düzenlenen “İklim Şurası” kapsamında iklim değişikliği ile mücadele ve uyuma yönelik Ar-Ge ve yenilik odağında atılması gereken adımların tespiti amacıyla Bilim ve Teknoloji Komisyonu oluşturulduğunu belirtti. Prof. Dr. Mandal, “Ülkemizin 2053 net sıfır emisyonu hedefi ve yeşil kalkınma politikası doğrultusunda, çığır açıcı Ar-Ge ve yenilik temelli çözümler üretmek için çalışmalar yürüttük. Belirlenen teknoloji tabanlı hedefler kapsamında yapay zekaya yönelik pek çok başlık yer aldı. Bunlara örnek olarak otonom enerji yönetim sistemleri, insansız ve otonom tarım robotları ve tarımsal bilgi sistemleri, iklim sera gazı emisyonlarının takibi, atık minimizasyonu ve enerji verimliliğine yönelik yapay zeka uygulamaları gibi pek çok başlığı saymak mümkün. Belirlenen teknolojik hedefleri, gerek akademi gerekse sanayiye yönelik Ar-Ge ve yenilik desteklerinde önceliklendirilmek üzere TÜBİTAK çağrı planına dahil ettik” dedi.
Prof. Dr. Hasan Mandal, Türkiye’de Ulusal Yapay Zekâ Ekosistemine ilişkin katalizör rolü üstlenmesi amacıyla TÜBİTAK bünyesinde Yapay Zeka Enstitüsünün kurulduğunu ve “1711-Yapay Zekâ Ekosistem Çağrısı” başlığıyla yeni bir desteğin hayata geçirildiğini aktardı. Destek ile, teknoloji sağlayıcı firmalarda ve üniversitelerde birikmiş bilgi birikimin sektörel ihtiyaçlar doğrultusunda yapay zeka tabanlı çözümlere ihtiyaç duyan özel sektör firmalarına aktarılmasının hedeflendiğini vurguladı. Mandal, TÜBİTAK Yapay Zeka Enstitüsü’nün bu destek kapsamında konsorsiyumlarda kolaylaştırıcı rol üstlendiğini ifade etti. TÜBİTAK Başkanı ilk aşamada Akıllı Üretim Sistemleri, Akıllı Tarım, Gıda ve Hayvancılık, Finans Teknolojileri, İklim Değişikliğinin Etkileri olmak üzere dört öncelikli alana odaklanıldığını belirtti.
“Birlikte çalışarak geleceğin çözümlerini şekillendirebiliriz”
Prof. Dr. Mandal sağlıklı bir yapay zekâ ekosistemi geliştirmenin yolunun kaliteli veri ve teknik altyapı sağlanmasından geçtiğini ifade ederek, uygun hesaplama altyapısının teminine yönelik kamunun yaptığı uygulamalara değindi. Türkiye’den dört farklı üniversitenin TÜBİTAK ULAKBİM enstitüsü ile birlikte ortak olarak yer aldığı EuroHPC Competence Center (EuroCC) projesine değinen Mandal, Türkiye’nin süper bilgisayar konusuna verdiği öneme dikkat çekti. Proje kapsamında, sanayimizin süper bilgisayar ve yapay zeka kullanımını yaygınlaştırılmasını sağlayan çok sayıda vaka çalışması yapıldığını aktardı. Prof. Dr. Mandal, açık kaynak kodlu sistem esasına göre işletilen ve TÜBİTAK ULAKBİM tarafından kurulan tematik bir araştırma altyapısı olan Türk Ulusal Bilim e-Altyapısı’nın (TRUBA)’ya da değinerek; TRUBA’nın hali hazırda 4500’den fazla araştırmacıya ve farklı kamu kurumları ve araştırma enstitülerine hizmet verdiğini vurguladı. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi himayelerinde yürütülen “Açık Veri” projesine atıfta bulunarak, “Açık Veri Portalı”nın vatandaşlarımıza ve bilim insanlarımıza sunulacak anonimleştirilmiş ve mahremiyeti sağlanmış veriden değer üreten veri paylaşım projesi olduğu belirtti. TÜBİTAK Başkanı, sağlık sektöründe geliştirilen ulusal projelerden Dijital Göz ve Türk Beyni projelerini örnek verdikten sonra; yapay zeka ve dil işleme kullanarak ulaştırma alanında Avrupa Birliği(AB) mevzuatına uyumun araştırıldığı ATLAS Projesine değindi.
Konuşmasının sonunda “Birlikte çalışarak geleceğin çözümlerini şekillendirebiliriz” diyen Mandal, “Değerin birlikte yaratılmasında açık veri çok önemlidir” vurgusu yaptı. Yapay zeka alanındaki gelişmelere yönelik öncül gerekliliğin açık veriye erişim olduğunu vurgulayan Prof. Dr Mandal, veri olmadan yapay zekanın da geliştirilemeyeceğini hatırlattı. Veri kaynaklarının zenginleştirilmesi, veriye açık erişimin sağlanması ve sektörlere yönelik yapay zeka yaygınlaştırılarak ölçeklendirilmesi konusunda “birlikte geliştirme” yaklaşımının küresel bazda benimsenmesinin esas olduğunun altını çizdi. Mandal, “Birleşmiş Milletler çatısı altında bunu sağlamaya yönelik fırsatların oluşturulması amacıyla her türlü işbirliğine ülke olarak hazır olduğumuzu ifade etmek isterim” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı