9725,14%0,01
35,22% 0,06
36,77% 0,12
2977,45% 0,32
4828,24% 0,00
Milas Belediyesi 10’uncu Sanat Edebiyat Günleri kapsamında düzenlenen Turhan Selçuk’un Sanatı Sempozyumu’nun birinci oturumu tamamlandı. 21 Ekim Cuma günü saat 20.00’de gerçekleşen sempozyumun ilk gününde Turhan Selçuk’un sanatı, d
Milas Belediyesi 10’uncu Sanat Edebiyat Günleri kapsamında düzenlenen Turhan Selçuk’un Sanatı Sempozyumu’nun birinci oturumu tamamlandı. 21 Ekim Cuma günü saat 20.00’de gerçekleşen sempozyumun ilk gününde Turhan Selçuk’un sanatı, devrimci yönü ve Abdülcanbaz’ın çizgi roman yazınındaki duruşu konuşuldu.
Turhan Selçuk’un Sanatı sempozyumuna Turhan Selçuk’un eşi Ruhan Selçuk, Kamil Masaracı, İzel Rozental, Muzaffer Kale ve sanata, edebiyata kendini adamış önemli isimler katıldı. Sempozyumun ilk gününde Şair Halim Şafak Şanlıdağ, Şair-Yazar Metin Celal, Akademisyen Balca Arda ve BabaZula müzik grubunun kurucularından, aynı zamanda Turhan Selçuk’un da yeğeni olan Murat Ertel konuşmalarını gerçekleştirdi.
Milas Belediyesi Sanat Edebiyat Günleri kapsamında başlayan Turhan Selçuk’un Sanatı Sempozyumu’nun ilk günü Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat’ın açılış konuşması ile başladı. “Milas’ın tüm sıcaklığı ile sizleri selamlıyorum” diyerek konuşmasına başlayan Başkan Tokat, programın üç gün sürmesini planladıklarını ancak Bartın’da yaşanan maden kazası nedeniyle üçüncü gün sahne alacak BabaZula konserinin iptal edildiğini söyledi. Başkan Tokat, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“SADECE KARİKATÜR AÇISINDAN DEĞİL DÜNYA GÖRÜŞÜYLE DE ÖNEMLİ BİR İSİM”
“İki gün sürecek dolu dolu bir programla sizlerle birlikte olacağız. Turhan Selçuk sadece karikatür açısından değil dünya görüşüyle de önemli bir isimdir. Kendisi Milaslı. Milas İlçesi Selimiye Hacı Çorbacı nüfusuna kayıtlı. Milas’ımızın önemli bir değeri. Bu nedenle Turhan Selçuk adına, karikatür sanatı adına bir şeyler yapmak istedik.
Önemli isimlerin katkı ve desteğiyle bugünlere geldik. Milas’ın düzenlediği bu etkinliği dünyaya duyurmak bizim için gurur vericidir. Daha nice nice yarışmalarda buluşmak, içi doldurulmuş organizasyonlarda buluşmak tek dileğimizdir. Halim Şafak Şanlıdağ koordinatörlüğünde düzenlediğimiz bu etkinlikte, Turhan Selçuk isminin sanat ve edebiyat günleri ile buluşması bizim için çok önemlidir.
“BELEDİYEMİZİN KÜLTÜR HAZİNESİ ZENGİNLEŞİYOR”
Düzenlediğimiz bu sempozyumlar ile Belediyemizin kültür hazinesini de zenginleşiyor. Güzel bir çalışma ortaya çıkardığımızı düşünüyorum. Bu sene sempozyum ve yarışmayı birleştirmeyi uygun gördük. Ben Sayın Halim Şafak Şanlıdağ’a göstermiş olduğu gayretten dolayı çok teşekkür ediyorum. Çok başarılı bir çalışma geçireceğimize inanıyorum. Milas olarak tüm sanat dallarına ilgimiz ve desteğimiz devam edecektir.
Önümüzdeki yıllarda bu etkinliklerimizin daha da zenginleştirilmiş haliyle sizlerle buluşacağız. Bu vesileyle Turhan Selçuk’u bir kez daha saygıyla anıyor, katılımınızdan ötürü sizlere tekrar tekrar teşekkür ediyorum.”
ŞANLIDAĞ; “KARİKATÜR, YAZIDAN DAHA ETKİLİ BİR SANAT DALIDIR”
Başkan Tokat’ın konuşmasının ardından oturumun moderatörlüğünü üstlenen Şair Halim Şafak Şanlıdağ söz aldı. Başkan Tokat’ın gayreti ile 15 yıldır Milas için uğraş verdiklerini belirten Şanlıdağ, “Bu etkinlikler sayesinde Milas’a gönül vermiş isimlerle buluştuk. Bizim sadece kitap şartımız vardı. Çünkü söz uçar, yazı kalır. Bu süreçte birçok sorunla karşılaştık ancak birçok güzellikle de buluştuk.” dedi.
Turhan Selçuk’la ilk tanışmasının Abdülcanbaz sayesinde olduğunu da sözlerine ekleyen Şanlıdağ, “Turhan Selçuk bir kahraman yarattı. Abdülcanbaz olmadan Turhan Selçuk konuşulamaz. Uzun yıllar burada yaşamamış olsa da kütüğünün burada olması Milas için çok önemli. Bu yıl ilk kez yarışma ve sempozyumu birleştirdik. Çok doğru bir karar olduğuna inanıyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
CELAL; “BİR SANATÇI İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY ESERLERİYLE YAŞAMAKTIR”
“Bir Devrimci Olarak Turhan Selçuk” konusuyla sunum yapan Şair-Yazar Metin Celal de konuşmasına etkinlikte bulunmaktan çok mutlu olduğunu belirterek başladı.
“Bugün Turhan Selçuk’un bulunduğu yerlere gittik, onun dolaştığı sokaklarda gezdik.” diyerek konuşmasını sürdüren Celal, Turhan Selçuk’un devrimci yönünü şu sözlerle anlattı:
“Turhan Selçuk yakından izlediğim bir sanatçı. Karikatürün şöyle bir zorluğu var, günceli takip edip onu yansıtan bir şeyler yapmanız gerekiyor. Çizgiyi sanata çeviren eserler verilmiş. Turhan Selçuk’un karikatürlerinde kalıcılık vardır. Kendisi de iyi çizilmiş bir karikatürün sanat eseri olarak kalıcı olduğunu söylüyor. Dünyada yaşanan olayların aktörleri, tarihleri değişiyor ama benzer olaylar yaşanmaya devam ediyor.
Entelektüel bir bakış açısına sahip olması, özgürlükten yana olması onu devrimci yapıyor. Karikatür, bir döneme kadar anlaşılamayan bir sanat olarak kabul görmüş. 1950’lerde adına soyutlama denilen çok önemli bir devrim ortaya çıkıyor. Müzikte, resimde, edebiyatta bu anlayış görülüyor. Turhan Selçuk ve arkadaşları, aynı dönemde yaptığı karikatürlerde sözü azaltarak hatta hiç yazmayarak gelecekte de tekrar dönüp bakılacak bir hale getiriyor sanatlarını. Bu devrimin anlaşılması çok kolay olmamıştır. Bir sanatçı olarak en önemli şey eserleriyle yaşamaktır. Abdülcanbaz elbette çok önemlidir ama diğer karikatürleri de büyük önem taşıyor. Turhan Selçuk’ın anısı önünde saygıyla eğiliyor, hepinize çok teşekkür ediyorum.”
ARDA; “SOSYAL NORMLARI TEKRARLAMAMIŞ, SORGULAMIŞTIR”
Akademisyen Balca Arda ise ‘Bir Devrimci Olarak Turhan Selçuk’ konulu sunumunda Albdülcanbaz’ın eleştirel bakmaya bir davet olduğunu belirtti.
Milas Belediyesi’ne teşekkür ederek konuşmasına başlayan Arda, şunları söyledi:
“Çizgi roman ve karikatür arasındaki ayrımdan bahsetmek istiyorum. Çizgi roman, Türkiye için tam bir popüler kültür değil. Abdülcanbaz bu noktada diğerlerinden ayrılıyor. Görselde abartıya kaçmadan insanların kolay anlamlandırmasını sağlayacak ögeler var. Türkiye’den olan bir çizgi roman. Çizgisi farklı. Çok katmanlı sade bir anlatımı var. Turhan Selçuk sosyal normları tekrarlamamış, sorgulamıştır.
Abdülcanbaz, çizgi romandan grafik romana geçiştir. Kötü bir karakterden iyi bir karaktere geçiş fantastik bir anlatımla gerçekleşmiştir. Modernist anlatıda kişinin kendini yalnız hissetmesi görülür ama Abdülcanbaz’da bu yalnızlık hissi oluşmamıştır.”
ERTEL; “BENİM HEM DAYIM, HEM KAHRAMANIMDI”
Sempozyumun ilk gününde son konuşmayı BabaZula müzik grubunun kurucularından, aynı zamanda Turhan Selçuk’un da yeğeni olan Murat Ertel yaptı.
‘Benim Tanıdığım Turhan Selçuk’ başlıklı konuşmasında bir sanatçı olarak bu coğrafyada doğup büyümüş olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Ertel, “Milas’ın kendi içinden gelen bir sanatçıyı kucaklayıp benimsemesi çok önemli. Bu değerli çaba için başta Belediye Başkanı Muhammet Tokat olmak üzere herkese çok teşekkür ediyorum.” dedi.
Karikatür yarışmasının uzun yıllar devam etmesinin kendisini çok sevindirdiğini de sözlerine ekleyen Ertel, “Babam Mengü Ertel, grafik sanatçılarının öncülerindendir. Dayılarım Turhan Selçuk ve İlhan Selçuk çok değerli iki isimdir. Gözümü açtığım ilk andan itibaren kitap, edebiyat, plaktan oluşan bir cennetin içerisindeydim.
Turhan Selçuk benim hem dayım, hem kahramanımdı. Vampirella ve Abdülcanbaz benim için Tom Miks’lerden önce gelir. Etrafımdaki sanatla hayatını geçirmiş kişiler yiğit, yol gösterici, dik duruşa sahip insanlardı. Siyasal görüşlerinden hiç vazgeçmediler. Atatürk’ten hiç vazgeçmediler.
“BİR KÜÇÜK KAR TANESİ”
Can Yücel, Mengü Ertel’in sanat yılında yaptığı konuşmada ‘Bir küçük kar tanesi var. O kar tanesi bir dağın tepesinde çığ başlatır. Mengi, o çığı başlatan kar tanesini bulur ve onu çizer’ demişti.
İlhan Selçuk’un yazılarında berraklık vardır. Turhan Selçuk yazı kullanmadan çok şey anlatır. Bazen söze gerek olmuyor. Sadece şarkının ismiyle bile bir takım şeyler anlatabiliyorsunuz. BabaZula grubu, benim giyimim, bıyıklarım Turhan Selçuk’tan, İlhan Selçuk’tan, Abdülcanbaz’dan esinlenerek ortaya çıkmıştır. Dayımdan bir sanat eseri için nasıl emek harcanır onu öğrendim. Vatan sevgisi, aidiyet nedir Abdülcanbaz’dan öğrendim. Evrensel sanat yapmak için coğrafyadan uzaklaşmak gerekiyor ama ben bundan çok hoşlanmıyorum. Bu topraklardan kopmamak gerekiyor diye düşünüyorum.”