Sağlık sektörüne yönelik siber tehditler, son derece hassas kişisel bilgileri içeren tıbbi kayıtlar gibi hasta bilgilerinin güvenliğini büyük bir risk altına sokuyor. Uzmanlar, sağlık kuruluşlarının bu tehditleri ciddiye almaları ve mevcut haliyle istismar edilen siber güvenlik açıklarının bazı durumlarda hasta bakımını doğrudan etkileyebileceğinden sistemlerini bu tür tehditlere karşı korumaları gerektiğinin altını çiziyor.
Dynabook Türkiye İş Birimi Yöneticisi Ronald Ravel, günümüzde sağlık kuruluşlarının cihaz filolarında ihtiyaç duydukları iki önemli gereksinimin güvenlik ve performans olduğuna dikkat çekiyor. Güvenlik ayarlarının doğru bir şekilde yapıldığı doğru cihazları sağlık görevlilerinin kullanımına sunmanın önemini vurgulayan Ronald Ravel, bu değişimin hasta sonuçları açısından da büyük bir fark yaratabileceğini söylüyor.
Sağlık sektörü de dahil olmak üzere, farklı sektörlerden yöneticilerin katıldığı bir araştırmanın sonuçlarına vurgu yapan Ravel, “Yöneticilerin yüzde 86’sı ön saflardaki çalışanlarının gündelik karar alma süreçlerini iyileştirmek için içgörülere teknoloji aracılığıyla daha iyi erişmeleri gerektiğini belirtiyor. Sektör, bunun için güvenli bir iş ortağına ihtiyaç duyuyor. İşte bu noktada, özellikle bu tür ihtiyaçları karşılamak üzere tasarlanmış Dynabook Portégé X30L-J, magnezyum kasası ile süper hafif taşınabilir bir cihaz olarak öne çıkıyor. Portégé X30L-K, kurumsal düzeyde şifreleme ve yüz tanıma özellikli kamerası ile üst düzey güvenlik ve üretkenlik için 11. Nesil Intel® Core™ işlemcilerle donatıldı. 906 gram ağırlığıyla dikkatleri üzerine toplayan cihaz, 14 saate kadar pil kullanım süresiyle uzun süre şarj etme ihtiyacı duyulmadan rahatça kullanılabiliyor. Buna ek olarak, Portégé X30L-K modeli ise 12. Nesil Intel® Core™ işlemcilerle çeşitli ihtiyaçlara cevap veriyor” ifadelerini kullanıyor.
Mobil teknolojilerle doktorların teşhis koyma süresini kısaltmak mümkün
Dizüstü bilgisayarların yanı sıra mobil teknolojilerin kullanımının daha hızlı iletişim kanalları sunarken yanıt süresini de kısaltacağını belirten Ronald Ravel, “Video konferans araçları, doktorların uzaktan teşhis koyabilmelerine ve önerilerde bulunmalarına olanak tanıyarak aşırı yoğun hastanelerde hasta akışını azaltabilir. Bu, özellikle acil durumlarda, kronik durumların izlenmesinde, ameliyat sonrasında evde iyileşme sürecinde ve elbette COVID-19 salgınında kritik önem taşıyor. Diğer yandan dijital platformlar ise hem doktorlar hem de hastalar genelinde uygulama yönetimini kolaylaştırıyor ve verimliliğin artmasına yardımcı oluyor. Mobil uygulamalar hastaların reçetelerini takip etmelerini kolaylaştırırken giyilebilir cihazlar uzaktan tıbbi izlemeyi daha etkili hale getiriyor” diyor.
Siber güvenlik tehditlerinin giderek artmasıyla birlikte, sağlık sektörünün bir adım önde olması ve siber tehditleri dışarıda tutmak için kurumlarını doğru teknolojilerle donatması kaçınılmaz bir gerçek olarak öne çıkıyor.