10422,24%-0,81
36,55% 0,21
39,62% 0,09
3413,60% 0,06
5532,22% -0,34
MHA - Önder Apo'nun 27 Şubat'ta yaptığı çağrının ardından, Suriye'de Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) cihatçı grubu, Alevi topluluklarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı.
MHA - Önder Apo'nun 27 Şubat'ta yaptığı çağrının ardından, Suriye'de Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) cihatçı grubu, Alevi topluluklarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Lazkiye ve Tartus bölgelerinde Alevi yerleşimlerine düzenlenen operasyonlar, ciddi çatışmalara ve can kayıplarına yol açtı. Bu durum, bölgedeki mezhepsel gerilimi artırıyor. 27 Şubat 2025 tarihinde Önder Apo tarafından yapılan çağrı, Suriye'deki mevcut durumu yeniden dünya gündemine taşıdı. Bu çağrının hemen ardından, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) adlı cihatçı grup, özellikle Alevi nüfusun yoğun olduğu Lazkiye ve Tartus bölgelerinde saldırılarını artırdı.
Bu saldırılar, bölgedeki mezhepsel gerilimi tırmandırarak, siviller arasında endişe ve korkuya neden oldu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Lazkiye kırsalında meydana gelen çatışmalarda 16 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Harf Al-Sari, Ba’badah, Duwayr Ba’badah, Al-Daliyah, Wadi Al-Qal’a ve Beit Aana köylerinin, deniz harp okulunda konuşlanmış Askeri Harekat İdaresi güçleri tarafından topçu ve roket ateşi altına alındığı belirtildi. Ayrıca, helikopterler ve keşif dronlarının bölge üzerinde sık sık uçuş yaptığı ve Beit Aana köyündeki mevzilere saldırılar düzenlendiği kaydedildi.
Bu saldırılara tepki olarak, Lazkiye'nin Detûr bölgesinde, Humus, Hama, Tartus ve Lazkiye'de "Baas döneminde memurluk yapan Suriyelilere" yönelik HTŞ saldırılarını protesto etmek için halk sokağa çıktı. SOHR, protesto gösterilerine HTŞ tarafından ateş açıldığını ve ölü ile yaralıların olduğunu bildirdi. HTŞ yönetimi, Tartus ilinde gece 22.00 ile sabah 10.00 arasında sokağa çıkma yasağı ilan etti.
Humus'ta da bu geceden itibaren cuma sabahına kadar sokağa çıkma yasağı getirildi. Bu gelişmeler, Suriye'deki mezhepsel çatışmaların derinleştiğini ve bölgedeki istikrarsızlığın devam ettiğini göstermektedir. Uluslararası toplumun, sivillerin korunması ve insan haklarının ihlali konusunda daha etkin adımlar atması gerekmektedir.