İnsanlığın 2. Babası olarak bilinen Hazret-i Nuh Peygamberin 950 yıl yaşadığı söyleniyor. 'Şer'an ehl-i iman, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı gayet derecede sevmek ve hürmet etmek ve hiçbir şeyinden nefret etmemek ve her halini güzel görmekle mükellef olduğundan, altmıştan sonraki meşakkatli ve musibetli olan ihtiyarlık zamanında, Habib-i Ekremini bırakmıyor; belki imam olduğu ümmetin ömr-ü galibi olan altmış üçte Mele-i Âlâya gönderiyor, yanına alıyor, her cihette imam olduğunu gösteriyor.' Peygamber Efendimiz (asm)'in altmış üç yaşında vefat etmesi, ümmet açısından bir ehemmiyet arzetmektedir. Ümmetinin ömrü galibi bu yaş civarında olacağına işarettir. Zaten bir hadis-i şerifte “ümmetimin ömrü 60 ile 70 arasında olacaktır” diye beyan buyuruluyor. Yüzyirmi dört bin peygamber gelmiş olmasından dolayı, bunların kaç yıl yaşadığı hakkında kat’î bir bilgiye sahip değiliz. Ancak Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin bize bildirdiği kadarıyla malumat sahibi olmaktayız. Tarih ilmi ise, milattan önce üç binden öncesini kesin olarak bilemediğinden, bu bilgilerle iktifa ediyoruz. İlk insanların ömrü uzundur. Ayrıca peygamberlerin ekserisi uzun yaşamıştır.
Kur'ân-ı Kerim'de Hz. Nuh (a.s.) yaşıyla ilgili olarak şöyle denilmektedir: 'Andolsun ki biz, Nuh'u kendi kavmine gönderdik de O, dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Sonunda, onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi. Fakat biz, O'nu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık.' (Ankebut, 29/14 ve 15)
Görüldüğü gibi âyette Hz. Nuh (a.s.) dokuz yüz elli yıl kavmiyle birlikte olduğu beyan edilmiş; ancak bu sürenin onun bütün ömrünü veya peygamberlik süresinin tamamını ya da tufana kadar olan safhasını içine aldığına işaret edilmemiştir. Dolayısıyla tarihçiler bu süre hakkında farklı görüşler ortaya atmışlardır. Meselâ, İbn Abbas, kendisinden aktarılan bir rivayette, bu rakamı onun bütün ömrü olarak kabul etmiştir.
Buna göre o, kırk yaşında peygamberlik vazifesine getirilmiş, sekiz yüz doksan yaşında iken tufan meydana gelmiş ve bundan sonra altmış yıl daha yaşamıştır. İbn Kesir gibi, bu süreyi sadece tufan öncesi peygamberlik müddeti olarak düşünenlere göre ise, Hz. Nuh (a.s.)'ın yaşı bu rakamdan çok fazladır. Çünkü o, peygamberlik öncesi yaşadığı kırk yıl yanında, tufandan sonra da uzun süre hayat sürmüş ve peygamberlik vazifesini devam ettirmiştir.
Hz. Nuh (a.s.) ömrü gibi kavminin ömürlerinin de uzun olduğu kuvvetle muhtemeldir. O asırlarda insanların ekserisinin ömürlerinin uzun olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Resulullah Efendimiz (asm), bir hadislerinde, insanların ömürlerinin zamanla kısaldığına işaret etmişlerdir.
'Dokuz yüz elli' rakamı Tevrat'ta da geçmekte ve orada, bu müddetin onun bütün ömrünü içine aldığı, Hz. Nuh'un tufan sırasında altı yüz yaşında olduğu (Tekvin, 7/6), tufandan sonra üç yüz elli yıl daha yaşadığı ve dokuz yüz elli yaşında vefat ettiği zikredilmektedir.
Kur'an ve Hadislerde bahsedilen bu yaşlar, umumiyetle hicrî olan kameri aylara göredir. Zira Peygamber Efendimiz (asm) miladî 571'de dünyaya teşrif ettikleri ve 632 yılında ahirete irtihal ettikleri, toplamda 61 sene dünyada kaldıkları halde, hicri 63 sene yaşamış ve literatürde hep bu rakam kullanılmaktadır.