9724,50%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
HABER MERKEZİ-Mirgün Cabas’ın her hafta canlı yayında gündemin önemli konularını araştırmacı yazar Bekir Ağırdır ve gazeteci Özlem Akarsu Çelik eşliğinde tartışmaya açtığı “Ya Sonra?”, “Siyaset Dengeleri, Dengeler Siyaseti
HABER MERKEZİ-Mirgün Cabas’ın her hafta canlı yayında gündemin önemli konularını araştırmacı yazar Bekir Ağırdır ve gazeteci Özlem Akarsu Çelik eşliğinde tartışmaya açtığı “Ya Sonra?”, “Siyaset Dengeleri, Dengeler Siyaseti” isimli yeni bölümünde Türkiye İşçi Partisi İstanbul milletvekili Sera Kadıgil’i konuk etti. Programda İnce ve Erbakan’ın adaylığının hesapları ne şekilde değiştireceği, cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalma ihtimali, TİP’in yükselişinin sandığa ne şekilde yansıyacağı ve seçim güvenliği gibi başlıklara değinildi.
“Farklı adaylıklar seçim denklemini değiştirmez”
Muharrem İnce ve Fatih Erbakan’ın adaylığının, seçim denkleminde çok etkili olmayacağını söyleyen Bekir Ağırdır, “Bu seçim Erdoğan’ın devam edeceği bir Türkiye’den veya Erdoğan’sız bir Türkiye’den yana olmak arasında diye düşünüyorum. İlerleyen günlerde muhalefet seçmende tereddüt uyandıracak bir takım krizler yaratırsa, o zaman tepkisel bir oy patlaması olabilir. Sadece Muharrem İnce de değil, bütün o ‘diğer’ dediğimiz partiler parlamento seçimlerinde farklı oy oranlarına gelebilir. Ama cumhurbaşkanlığı seçimi için çok radikal bir şey beklemiyorum” dedi.
“Gidecek. Tıpış tıpış boşaltacak o sarayı”
İktidarın bir oyun planı olup olmadığıyla ilgili soruya Sera Kadıgil şöyle cevap verdi: “Her ortamda konuştuğumuz şey şu oluyor: ‘Kazanacak mıyız? Kazansak gidecekler mi?’ Bu çok anlaşılır bir şey, nasıl bir yapıyla mücadele ettiğimizi çok yakından, iliklerimize kadar gözlemleyeceğimiz bir 20 yılımız oldu. 7 Haziran-1 Kasım arasındaki o berbat günleri yaşadık. Bu iktidarın neleri yapabilme potansiyeli olduğunu herkes çok iyi bildiği için endişeli olanlar var ama ben onlardan biri değilim. Şöyle bir lüksü de yok; ‘Ben %10’la kaybettim, gitmiyorum diyemez. Gidecek. Tıpış tıpış boşaltacak o sarayı. Yeni cumhurbaşkanı da Çankaya Köşkü’nde oturacak.”
“Yaşam hakkı ihlal edilen bu yurttaşlarımızın oy hakkı da elinden alındı”
Seçim güvenliği ile ilgili Kadıgil şu ifadeleri kullandı: “Seçim güvenliği noktasında, hileden ziyade bir hak kaybı söz konusu. Şu anda deprem bölgesinden giden insanların ikametini taşımaya zamanı olmadı, imkânı olmadı, takati olmadı. İnsanlar enkaz altında hala yakınlarını beklerken onlara dediler ki, ‘Git seçmen kaydını taşı’. Benim tahminim o bölgede yaşayan en az 2 milyon seçmenin, iki tane seçeneği var. Ya olduğu yerde oturacak ve oyunu vermeyecek ve en temel vatandaşlık haklarından birinden mahrum edilmiş olacak. İki, bulunduğu yerden zaten kısıtlı imkânlarla kalkacak, Hatay’a gidecek. Bu noktada da 1 milyon kişiden bahsediyoruz. 1 milyon kişinin 9 saat içerisinde Hatay’a girip çıkmasını bekleyen bir yapı şu anda bize seçim organize diyor. Asıl kriz bir hile hurda dönüp dönmeyeceğinden ziyade, yaşam hakkı ihlal edilen bu yurttaşlarımızın oy hakkının da şu anda elinden alınmış olması.”
“Milletvekili listesi değil, kaçacak delik arayanlar listesi”
Seçimlere yönelik oluşturulan listeleri değerlendiren Sera Kadıgil şunları söyledi: “Önümüzdeki dönem AKP listelerine bakınca görüyoruz ki milletvekili olmak isteyenlerden daha çok, işledikleri suçlardan yargılanmamak için kaçacak delik arayanlar listesi gibi olacak. Ermenek’te 180 işçinin canına mal olan o holdingin patronu Konya’da AKP’den milletvekili aday adayı olmuş. Hatay Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ‘Burada bütün enerji hatları yer altından geçiyor, buraya doğru düzgün bir hat kurmazsanız jeneratörler devre dışı kalır, hastalar ölür’ diyen başhekimi ‘500 bin lira maliyet var’ diye reddeden Hatay İl Sağlık Müdürü AKP’den milletvekili aday adayı. Orada 80 yoğun bakım hastası jeneratörsüzlükten öldü. Üstlerinde bir çizik bile yok. Bunların en temel sebebi dokunulmazlık arayışı. Meclis aritmetiğinin muhalefette olması gerektiğinin bir diğer sebebi de bu. O suçlardan yargılamaların önünü açmak için de çoğunlukta olmamız gerekiyor çünkü.”
“Sizi çok seviyoruz, oy vermek istiyoruz ama ya barajı geçemezseniz diyorlar”
Kadıgil, TİP’e oy vermek isteyip baraj endişesi taşıyan seçmene yönelik, “Sizi çok seviyoruz, oy vermek istiyoruz ama ya barajı geçemezseniz diyorlar. Biz ittifakın içinde olduğumuz zaman %7 barajını geçmemiz gerekmiyor. İttifak partilerinin tamamı barajı geçtiği anda, Türkiye İşçi Partisi diyelim seçimlerde %3 oy bile alsa, ittifakta olduğumuz için zaten geçmiş sayılacağız. O yüzden bir tane bile işe yaramayacak oy olmayacağını bütün yurttaşlarımız gönül rahatlığıyla bilsin” açıklamasını yaptı. Ağırdır devamında, “Baraj hesabında ittifakın toplam oyu esas, milletvekili hesaplamasında her partinin kendi oyu esas” diye ekledi.