9724,50%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
Eğitimde ‘Öğrenme Teorisi’ metodu yaygınlaşıyor. National School Choice Week Team anketine göre, velilerin %36’sı son bir yılda daha kaliteli eğitim veren kurumların arayışına girdi. İzmir merkezli Eraslan Okulu ise kendi geliştirdi?
Teknolojinin hızla geliştiği ve hayatımızdaki nüfuzunun arttığı günümüz şartlarında bireysel farklılıkları esas alan eğitim ortamının oluşturulması kritikleşiyor. Bireysel farklılıklardan yola çıkarak farklı öğrenme stillerine göre geliştirilen ‘Öğrenme Teorisi’ metodunun, öğrencilerin performanslarını doğrudan etkilemesi ise ebeveynlerin çocukları için bu yöntemi uygulayan eğitim kurumlarını tercih etmesinin yolunu açıyor. National School Choice Week Team tarafından konuya dair Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirilen ankete göre ebeveynlerin %52’si son bir yıl içinde çocuklarına yeni bir okul bulurken, %36’sı bunun daha kaliteli bir eğitim arayışında olmalarından kaynaklandığını belirtiyor.
Türkiye’deki ailelerin de benzer arayışlara sahip olduğuna dikkat çeken Eraslan Bilingual Anaokulu Müdürü Pınar Taşezen Arslan şunları söyledi: “Teknoloji içerisine doğan yeni nesil çocuklar çok kısa sürede çeşitli bilgilere ulaşabiliyorlar. Hızla erişilen bilginin öğrenciler tarafından doğru öğrenilmesi için öğrencilerin bireysel öğrenme stillerini tanımak gerekiyor. Bunun bilinciyle okul hayatına yeni başlayan öğrenciler için özel tasarladığımız, öğrenci-öğretmen ve veli arasında güvene dayalı olan Eraslan’a özgü oryantasyon programını işletiyoruz. Eraslan’da öğrencilerin kendi sesini bulabilmesini sağlayan en önemli unsur farklılaştırılmış öğretim teknikleriyle oluşturduğumuz çift dilde eğitim programı. Bu sayede öğrenciler güvenle öğrenmeye başlayabileceklerini hissederken, aileleri ise doğru yerde olduklarını biliyorlar.”
Öğrencileri yalnızca derslerde değil, okul yaşantısının her anında destekliyorlar
Eraslan Bilingual Anaokulunun her sınıfında iki öğretmenin görev aldığının ve öğrencilere iki dilde eğitim verdiklerinin altını çizen Pınar Taşezen Arslan, eğitim programıyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Önce öğrencilerimizin okulda kendilerini özgür ve iyi hissettikleri bir atmosfer tasarlıyoruz. Ardından öğrencilerin bireysel öğrenme stillerine uygun, çift dilde, akademik, duygusal ve sosyal becerilerini ortaya koyabilecekleri bir eğitim programıyla onları karşılıyoruz. Gün boyunca oyun, yemek ve öz bakım süreçlerinde dahi iki öğretmen eşliğinde öğrencilere çift dilde yönergeler sunuyoruz. Bu sayede her alanda becerilerini geliştirdiklerini ve bunu yaparken hem ana dillerini hem de İngilizceyi kullanabildiklerini görüyoruz. Çizdiğimiz yol haritasının ne denli etkili olduğunu ise velilerimizden aldığımız geribildirimlerden ölçebiliyoruz.”
Öğrencilerin eğitimlerine farklılaştırılmış ödevler ve bireysel akademik takiple yön veriyorlar
Farklılaştırılmış eğitim teknikleri kullanarak tasarladıkları derslerde her öğrencinin en iyi öğrendiği stili keşfettiklerini belirten Eraslan İlkokul Müdürü Elvan Yüksel “Bireysel akademik takip sistemimizin yanı sıra öğrencilerimizin ihtiyaçlarına dönük yapılandırılmış çalışmalarla onları okul dışında destekliyoruz. Bu sürecin en önemli iş birlikçileri ise velilerimiz oluyor. Velilerimizle yaptığımız iş birliği neticesinde öğrencilerimizin potansiyellerini bir adım ileriye taşıyoruz. Öyle ki henüz ilkokulda matematik, fen bilimleri ve sosyal bilgiler derslerini dahi iki dilde gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Öğrenciler lisede üniversite dersleri alarak bir adım öne geçiyor
Bilingual olarak (iki dilli) işledikleri matematik, fen bilgisi ve sosyal bilgiler derslerinin ortaokulda CLIL yöntemiyle daha ileri bir seviyeye taşındığını belirten Eraslan İlkokul Müdürü Elvan Yüksel, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Eraslan’da liseye geçen öğrenciler, akademik donanımın yanı sıra entelektüel donanımlarını da artırmak için ekonomi, felsefe, yapay zeka, girişimcilik, uluslararası ilişkiler, sanat tarihi ve psikoloji dersleri alıyorlar. Bir AP okulu (Advanced Placement) olan Eraslan’da akademik başarısını en ileriye taşımak isteyen öğrenciler ise dünyada 3 bin 300 üniversitenin kabul ettiği lisans düzeyindeki dersleri henüz lise çağında alabiliyorlar. Bu derslerden elde ettikleri başarı sonucunda kredi kazanan öğrenciler, üniversitede bu kredileri saydırarak bir adım öne geçiyorlar. Tüm öğrencilerin, potansiyellerini en iyi şekilde ortaya koyabilecekleri ve hedefleri doğrultusunda ilerleyebilecekleri uluslararası seçenekleri gelecek dönemlerde de artırmaya devam edeceğiz.”