9725,14%0,01
35,22% 0,06
36,77% 0,12
2977,45% 0,32
4828,24% 0,00
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, narsisizm ve ego hakkında değerlendirmede bulundu.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, narsisizm ve ego hakkında değerlendirmede bulundu.
Egoizmin bir davranış kalıbı, narsisizmin ise kişilik biçimi olduğunu kaydeden Tarhan, herkesin içinde narsistik bir çekirdek olduğunu belirtti.
Psikanalist Prof. Otto Kernberg’in narsisizm için kötü parça dediğini hatırlatan Tarhan, “Bu narsistik parça kötü parçadır. ‘Hep ben’ der. O içimizdeki bencil parçadır. Halk arasında narsistikler kibirli olarak bilinir. Kibir, narsistiklerin en büyük özelliğidir.” dedi. Tarhan, kişinin içindeki narsisizmi yenmesi için sebepsiz iyilikler yapması gerektiğini söyledi.
Egonun kişiliğimizin bir parçası olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Kişiliğimizin 3 ana parçası vardır. Bunlar ego, süper ego ve iddir. Hepsinin farklı özelliği vardır. Süper ego denetleyicidir, düzenleyicidir. Ego da uyum sağlayıcıdır. Adaptasyonu sağlar. İd ise bencildir, her istediğini talep eder.” ifadesinde bulundu.
“Ego kaptan köşkü gibidir”
Sağlıklı bir insandaki egonun kişilik yapısında kaptan köşkü gibi olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Ego son karar vericidir ve direksiyonda oturur. İd sadece bizim kültürümüzde nefs olarak geçen aşırı isteyen, aşırı talep eden konumundadır. Böyle kişilik tipleri, ego ile id arasındaki sınırı çizememiş insandır.” diye konuştu.
“Sıfır ego mümkün mü?”
Sıfır egonun mümkün olamayacağını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sıfır ego olduğunda insan bitkiselleşir ya da diğer canlılar gibi olur. Ego bizim için uyum sağlayıcı yani kontrol edici sistemdir. Beynimizin ön bölgesinin en önemli fonksiyonu ego fonksiyonudur. Bu diğer canlılarda yoktur. Ego ben demektir. Bizim kültürümüzde ben, benlik, enaniyet, ene olarak geçer. Eski Türkçe’de ene, enaniyet olarak geçer. Benliğe enaniyet denir, bene ise ego denir.” dedi.
“Süper egoda vicdan vardır”
Süper egoda ise kişinin hayatta yaşadıkça çevreden öğrendiği vicdan olarak da tanımlanabilen doğuştan gelen bir parça olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Süper egoda egomuzun bir parçası vardır. Süper ego, kişinin büyüdüğü ortamda ve ailede denetleyici, düzenleyici bir mekanizma olarak çalışır. İnsan sadece ve devamlı egosunun etkisinde kalırsa hep dünyanın merkezinde olmak ister. Her istediği olan bir kimse ise narsistik bir kişi oluyor.” ifadesini kullandı.
“Şizofrenide sekonder narsisizm var”
Şizofrenide sekonder narsisizmin olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Şizofrenik kişiler sadece ben der. Mesela yanında birine kötülük yapılsa ilgilenmez. Birileri bir şeyler konuşuyordur. ‘Benim aleyhimde konuşuyorlar’ diye düşünür. Kendilerini özel ve üstün görürler. Tıpkı çocuk gibi ben ve diğerleri diye ayırırlar. Şizofrenide hastalık sebebiyle çocuk gibi primer narsisizme dönüyorlar.” dedi.
Prof. Dr. Tarhan, “Egoizm bir davranış kalıbıdır. Narsisizm ise kişilik biçimidir. Her narsist egoisttir ama her egoist narsist değildir. Herkes zaman zaman egoist olabilir ama narsisist demek için diğer kişilik özelliklerinin de kişide olması lazım. Bu primer narsistir.” şeklinde konuştu.
Kendini elçi ya da mehdi olarak gören kişilerde narsisizmin patolojik hale gelmiş olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişi kendini bir elçi, tanrı ya da mehdi gibi tanımlıyorsa bu klinik vaka oluyor. Bunlar bazen çok zeki kişiler de oluyor. Etrafına takipçi de topluyor. Etkileyici tipler, büyüleyici özellikleri de olabiliyor, etkiliyorlar.” ifadesinde bulundu.
“Narsistik kişiler empati yapamaz”
Narsistik kişiliklerin empati yapamadıklarını kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Bu kişiler empati yapamadıkları için hep övgüyle beslenirler. Bu kişilerin çevresine de hep bir müddet sonra kendini öven kişiler toplanır. Kimi zaman sabırlı oldukları da gözlemlenebilir. Çünkü hedefine ulaşmak için çile çekerler, zorluklara katlanırlar. Başarısız olmaktansa ölmeyi tercih ederler. Başarılı olurum ya da ölürüm mantığıyla hareket ettikleri için böyle davranırlar. ” dedi.
Kibir en büyük özelliğidir
Herkesin içinde narsistik bir çekirdek olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tarhan, Psikanalist Prof. Kernberg’in narsisizm için kötü parça dediğini belirterek “Bu narsistik parça kötü parçadır. ‘Hep ben.’ der. O içimizdeki bencil parçadır. Halk arasında narsistikler kibirli olarak bilinir. Benciller mesela kibirli olarak bilinmeyebilir. Çok mütevazı da gözükebilir ama narsistik kişiler kibirli olarak bilinir. Hatta bizim kültürümüzde ‘Bütün kötülükleri bir odaya doldursanız kapısını kibir açar’ şeklinde bir söz vardır. Onun için kibir narsistiklerin en büyük özelliğidir. Bu aynı zamanda şeytani bir özelliktir.” diye konuştu.
Narsistik insanın aslında içindeki yetersizliği bastırmak için büyüklük rolü oynadığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Kişinin büyüklük rolü oynamaya ihtiyacı varsa kendinde eksiklik ya da yetersizlik, değersizlik, aşağılık duyguları var demektir. Duygularıyla savaşırken kendini büyük olarak koruyor.” ifadesinde bulundu.
“Anne ve babadan empati öğrenemeyen çocuk kendini sevmeye başlıyor”
Narsisitik kişilerin çocukluk dönemi araştırıldığında annenin sakinleştirici etkisinin zayıf olduğunun görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Annenin sakinleştirici etkisinin zayıf olduğu çocuklarda çok oluyor çünkü çocuk anneyle ve babayla aynalama yapar. Eğer çocuk anneden ve babadan empatiyi öğrenemiyorsa çocuk kendini sevmeye başlıyor, içine kapanıyor. Kendini korumak için kendini büyük görerek ancak ayakta kalmaya çalışıyor. Eğer annenin kişiliği de babanın kişiliği de kardeşlerin kişiliği de aradaki sosyal sınırlar içerebiliyorsa çocuk kendi büyüklüğüyle başkasının büyüklüğü arasındaki sınırları öğrenir ve sınır ihlalleri yapmaz. Onun için narsisizmi terbiye etmek, aslında benin egonun sınırları öğrenmesidir.” dedi.
“İçimizdeki narsisizmi nasıl düzeltebiliriz?”
Prof. Dr. Tarhan, “Hepimizin içerisinde narsisizm eğilimi vardır ve bu hayatın sonuna kadar sürer. Bir kişi ‘Ben artık ben oldum, ben iyilerdenim, ben artık narsistik değilim’ diyorsa kördür. Burnunun dibini görememesi gibi kendisini göremiyordur. Kişi kendi narsisizmini düzeltmek istiyorsa hap önerimiz var.” diye konuştu.
Kişiye sessiz iyilik yapmaları gerektiğini söylediklerine değinen Prof., Dr. Tarhan, “Göstere göstere değil, kimse görmeden duymadan sessiz iyilik yapmayı kendine kabul ettirirse başarılı olabiliyor. Çünkü narsistikler, övgü ile besleniyor. Kişi bir elin verdiğini, bir diğeri görmesin felsefesi yaparsa kendi narsistliğini terbiye etmesi konusunda önemli bir adım atar.” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Tarhan, narsisizm ve ego hakkındaki değerlendirmesine şöyle devam etti:
‘Köle-efendi ilişkisine hayır denilmeli’
“Mesela bir evlilikte narsistik bir eş varsa diğer eşi ezebiliyor. Özellikle çocuklarına çok değer verip onları kaybetmekten korktuğu için yaşadıklarına katlanıyor. Narsistik kişiyle beraber yaşayan kişinin kendini ezdirmemesi lazım. Özellikle kadınlardan karşı tarafı idare etmesi, fedakarlık yapması beklenir. Kadın sürekli verir ancak sonunda depresyona girer, hekime gelir. Buna izin verilmemelidir. Böyle narsistik bir eşi olan kişi, eşine ‘Seni seviyorum, sana değer veriyorum ama ben senin kölen değilim. Benim özelim var, kişiliğim var. Bana bu şekilde davranmanı istemiyorum’ şeklinde düşüncesini ifade etmelidir. Kişinin hayır deme becerisinin kazanması gerekiyor.
‘Narsisizm duygu temelli toplumlarda beslenir’
Bu nedenle benzer durumlara karşı evliliğin ilk başında kişilik sınırlarını çizmek lazım. Kadında fedakarlık eşiği yüksektir. Fedakarlık yapmak fıtri olarak vardır. Biyolojik doğasında vardır. Annelik duygusunun gereği anne olarak fedakar olsun ama eş olarak dozunu ayarlasın. Narsistik kişilerin kendini büyük gören tarafının beslenmemesi lazım. Bu kişileri eleştirirken haklı eleştirilerin olması gerekir. Duygu temelli toplumlarda narsisizm besleniyor. Bireyleri kutsallaştırma bizim doğu kültürünün en büyük hatasıdır. Batı kültürü düşünce temelli olduğu için filozofların çoğu batıdan çıkmış ama şu anda Doğu ile Batının birbirine ihtiyacı var. Batının da kalbe ihtiyacı var.
‘Narsisizm savaş çıkaran bir patolojidir’
Tarihsel kişiliklerden Napolyon narsisisttir, İskender narsisittir. Napolyon’un o meşhur elini göğsüne tutması, narsisistik yanının göstergesidir. Narsisist kişi ya başarılı olurum ya ölürüm diyor. Başarısız olmayı ya da başarılı olmayı yaşam sebebi gibi görüyor. ‘Başarısız olacaksam yok olayım’ diyor. Narsistik kişiler başarısız olmaktan korkarlar.”
Hibya Haber Ajansı