9132,8%1,12
34,54% 0,23
36,42% 0,22
2958,46% 0,81
4958,14% 0,59
Madeni yağ ihracatının büyüme ivmesini koruyor olması, genellikle bir ülkenin ekonomik sağlığının ve uluslararası ticaretin bir göstergesi olarak kabul edilir.
Madeni yağ ihracatının büyüme ivmesini koruyor olması, genellikle bir ülkenin ekonomik sağlığının ve uluslararası ticaretin bir göstergesi olarak kabul edilir. Bu tür bir büyüme, birkaç faktörün bir araya gelmesiyle gerçekleşebilir: Ürün Kalitesi ve Çeşitliliği: Ülkenin madeni yağları yüksek kalitede ve çeşitli ise, uluslararası pazarda daha fazla talep görebilirler. Farklı kullanım alanları için uygun çeşitler sunmak, ihracatın artmasına katkı sağlar. Üretim Kapasitesi: Madeni yağlarını üreten ülkeler, yeterli üretim kapasitesine sahip olmalıdır. Düşük maliyetli ve etkili üretim, rekabetçi bir avantaj sağlayabilir. İhracat Pazarları: Ülkeler, madeni yağlarını ihraç etmek için çeşitli pazarlara odaklanmalıdır. Farklı coğrafi bölgelerdeki talepleri karşılamak, büyümeyi destekleyebilir. Ticaret Anlaşmaları: Ülkeler arası serbest ticaret anlaşmaları veya ticaret kolaylaştırıcı önlemler, ihracatı artırabilir. Düşük gümrük vergileri veya ticaret engellerinin kaldırılması, madeni yağların daha rekabetçi hale gelmesine yardımcı olabilir. Rekabetçi Fiyatlandırma: Madeni yağlarının rekabetçi bir fiyatlandırmaya sahip olması, diğer ülkelerle rekabet edebilirlik açısından önemlidir. Ülkenin Ekonomik Stabilitesi: İhracatın sürdürülebilir olması için ülkenin ekonomik istikrarının korunması önemlidir. Politik istikrarsızlık veya ekonomik dalgalanmalar, ihracatı olumsuz etkileyebilir. Madeni yağ ihracatındaki büyüme, ulusal ekonomik hedefleri destekleyebilir ve iş gücünün istihdamını artırabilir. Ancak bu büyüme, sürdürülebilir ve uzun vadeli olmalıdır. Ayrıca, çevresel ve sosyal sorumluluklar da göz önünde bulundurulmalıdır.
Kimya ihracatının yaklaşık yüzde 14'ünü oluşturan madeni yağ ihracatı büyüme
ivmesini koruyor. 2023 yılında yaşanan küresel sorunlara rağmen ihracatta kısmi
yükseliş olduğunu kaydeden Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayicileri Derneği
(MAPESAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Koçak, ithal edilen ürünlere TSE
zorunluluğu ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na (EPDK) belli bir katılım payı
ödeme zorunluluğu getirilmesi ile haksız rekabetin ortadan kaldırılması gerektiğini
ifade etti.
Kimya içerisinde yer alan Madeni Yağlar ve Mineral Yakıtlar Sektörü ihracatı, 2022 yılında
bir önceki yıla oranla yüzde 74 artışla 9,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektör, geçen yıl
128 ülkeye ve 120 serbest bölgeye ihracat gerçekleştirdi. Sektörün, 2023 yılı Ocak-Temmuz
dönemi ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 azalarak 3,9 milyar dolar olarak
gerçekleşirken, 2023 yılında en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler arasında ilk sırada
Hollanda yer alırken, 2. sırada İspanya, 3. sırada Romanya, 4. sırada Lübnan, 5. sırada ise
İtalya yer aldı.
Madeni yağ ve petrol ürünleri ihracatında kısmi yükseliş olduğunu kaydeden Madeni Yağ ve
Petrol Ürünleri Sanayicileri Derneği (MAPESAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Koçak,
ithalatta da hızlı artış olduğunu ve dünyanın birçok ülkesinden Türkiye'ye madeni yağ
geldiğini belirtti. EPDK'ye bağlı bir sektör olduklarının altını çizen Koçak, "Elbette bizim
sektörde de lisans almayan, merdiven altı dediğimiz firmalar var. Bunlar haksız rekabet
oluşturuyor. Bununla ilgili devletimiz gerekli denetlemeyi yapıyor ama halen lisans olmadan
üretim yapan firmalar var. Haksız rekabetin ortadan kalkması bile sektörümüz için pozitif bir
gelişme. Biz haksız rekabet ortadan kalksın istiyoruz. Bize ekstradan bir şey vermeyin ama
en azından şu haksız rekabet ortadan kalksın. İthal edilen ürünlere muhakkak TSE
zorunluluğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na (EPDK) belli bir katılım payı ödeme
zorunluluğu getirilmesi şart." değerlendirmesinde bulundu.
HEDEF DÜNYA PAZARINDAN DAHA FAZLA PAY
Birçok sektörde kullanılan bir ürün olduğu için yıllık iş hacminin yaklaşık 5 milyar dolar
olduğunu ifade eden İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB)
Eski Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Koçak, “Sağladığımız katma değer daha fazla. Dünyadaki
madeni yağ ihracatının 45 milyar dolar olduğunu düşünürsek bizim bunun içinden
alabileceğimiz pay daha fazla. Şu an 1 milyar dolar civarında ihracatımız var.” dedi.
2004 yılında EPDK'ye bağlandıktan sonra sektörün belli disiplininin olduğunu dile getiren
Koçak, madeni yağ sektörünün on numara yağ olarak adlandıran ürünlerle anılmasına devletin
gerekli önlemleri sonrası sektörün hak ettiği yere geldiğini ifade etti.
BASIN BÜLTENİ
MADENİ YAĞDA 'KATIK' SORUNU
Madeni yağ sektöründe haksız rekabetten sonraki diğer bir sorunun katık olduğunu ve çok
önemli katıkların özellikle Avrupa'dan ithal edildiğini ifade eden Koçak, "Yağ üretimi aslında
bir harmanlama. Madeni yağ içinde baz yağı var ve katık var. Katıkta her ne kadar bir kısım
Türkiye'de üretilse de birçoğu Avrupa'dan geliyor. Yani katığın da Türkiye'de üretilmesi için
devletimizin ön ayak olması lazım. Çünkü katık üretmek çok maliyetli bir şey. Türkiye'de
özel sektörün katık işine girmesi maliyetinden dolayı biraz zor gözüküyor. Belki özel sektör
devlet iş birliğiyle katık üretimine bir yatırım yapabilir. Artık kendi uçağımızı, kendi
gemimizi, kendi helikopterimizi üretiyorsak kendi yağımızla birlikte o yağın komponentlerini
de üretmemiz lazım. Yani işin kilit noktası katık." ifadelerini kullandı.
Tayfun Koçak Türkiye'de yaklaşık 130 madeni yağ üreticisi firmanın olduğu bilgisini
paylaştı.
"İHA'LARDA YERLİ VE MİLLİ YAĞ KULLANILIYOR"
Madeni yağı katma değeri yüksek yapan faktörlerin başında yerli üretimin olduğuna dikkat
çeken Koçak, "İnsansız hava aracı, helikopter veya makineli tüfek vb. Türkiye'de
üretebiliyorsanız artık o ürün tamamen yerli ve milli olmuş oluyor. Madeni yağ sektörü olarak
üzerimize düşen görev devletle iş birliği yaparak o yağları üretmek. Biz bunu becerdik,
yaptık. Eksiklerimizi, noksanlıklarımızı hızlıca kapattık, kapatıyoruz. Şu anda firmam olarak
söyleyebilirim ki insansız hava araçlarının onaylanmış yağ firmasıyız ve bu alada tek
firmayız. Yani savunma sanayinde Türkiye'nin geldiği noktada her sektör üzerine düşen
görevi yapıyor. Biz de kendi üzerimize düşen görevi yapıyoruz. Az yağ kullanılıyor ama onu
da biz üretebiliyoruz. Yani dışa bağımlı olmadığınız zaman yerlilik sağlamış oluyor." dedi.
Türkiye'nin coğrafi konumundan dolayı madeni yağ üssü olabilecek bir ülke konumunda
olduğunu belirten Koçak, "Madeni yağ sektörü olarak da biz dünyada ham madde fason
üretim merkezi olabiliriz. Bu yağı Türkiye'de ürettiren birçok marka var, gelmeyi düşünenler
var, ülkemizden de civar ülkelere ihracat yapmayı düşünenler var. Onun için bizim bu fırsatı
kaçırmamamız lazım. Bununla ilgili devletimizin de desteğiyle Türkiye'yi madeni yağ üssü
haline getirebiliriz." dedi.
MARKA OLMANIN ŞARTI KALİTELİ ÜRETİM
Koçak Petrol olarak yaklaşık 35 yıldır madeni yağ sektöründe olduklarını belirten Tayfun
Koçak, "Madeni yağ sektörüyle ilgili madeni yağ, gres, antifriz, oto bakım ürünleri üreten bir
firmayız.” dedi. Savunma sanayiinin yağlarını tedarik eden Koçak Petrol, Milli Savunma
Bakanlığı, Devlet Demir Yolları gibi önemli kurumlarla çalışıyor. İHA’ların da onaylı
tedarikçisi olduklarını, bir çok önemli kuruluşla da görüşme halinde olduklarını belirten
Koçak, çalıştığımız kurumlar arasında Millî Savunma Bakanlığı, Devlet Demiryolları ve
Makine Kimya Endüstrisi’nin de olduğunu belirtti.
Madeni yağda marka algısının dünya genelinde oturmasını hedeflediklerinin altını çizen
Koçak, dünyada bir marka olmak için kaliteli üretimin yapılması gerektiğini söyledi.