Acıbadem Ataşehir Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz, kolon polipleri hakkında toplumda doğru sanılan 5 yanlışı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
“Hiçbir şikayetim yokken kolonoskopi yaptırmam gereksiz”
Hiçbir şikayetiniz olmadan da kolonoskopi yaptırmanız gerekebileceğini belirten Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz “Çünkü kalın bağırsak kanserinin öncü göstergesi olabilen kolon polipleri hiçbir belirti olmaksızın bağırsağımızda bulunabilirler. Doktorunuzun yaptığı karın muayenesinde de hiçbir bulgu göstermezler. Bu sebeple kalın bağırsaklar yüksek riskli kişilerde daha genç yaşlarda ve 50 yaş üzerindekilerde bir şikayet olmasa bile ışıklı kamera bulunduran endoskopik yöntemler ile tetkik edilmelidir. Kolonoskopi olarak adlandırılan bu yöntem, hekiminizin önereceği aralıklarla mutlaka düzenli olarak yaptırılmalıdır” diyor.
“Sağlıklı besleniyor, spor yapıyorum. Bende kolon polibi olmaz”
Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz kolon polibi riskini azaltmada sağlıklı yaşam tarzının olumlu katkısı olduğunu ancak kolon poliplerinin oluşumunda çok sayıda risk faktörü bulunduğunu belirterek şöyle konuşuyor:
“Özellikle 50 yaş ve üzeri olmak, erkek cinsiyet, fazla kilolu olmak, sigara ve alkol kullanmak, ailede kolon polibi veya kolon kanseri hikayesi olması kolon polibi riskini artırır. Yani başka bir ifade ile, 50 yaşındaki bir kişi, 40 yaşındaki bir kişiden daha fazla kolon polibi bulundurma riskine sahip olduğu gibi; fazla kilolu bireyler de zayıf yapılı bireylere göre daha fazla kolon polibi ile karşılaşırlar. Bu oran erkeklerde biraz daha fazladır. Lifli gıdalar, yeşillik, baklagil ve meyve tüketmek, Akdeniz diyeti, kırmızı et tüketimini azaltmak kolon polibi oluşma riskini azaltabilir ama kesinlikle ortadan kaldırmaz.”
“Kolonoskopi bağırsaklarıma zarar verebilir”
Kolonoskopi, pek çok açıdan insanlarda korku, utanma, beklenmedik bir hastalık ile karşılaşma stresi ve ağrı olabileceği gibi kaygılara yol açabilse de, kolonoskopinin güvenli bir tetkik olduğunu vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz, “Kolonoskopi tarihte 1806’dan başlayarak, günümüze dek tekniği, kalitesi, kapasitesi geliştirilerek tıpta kullanılagelmektedir. Elbette her girişimsel işlemin hastanın yaşına ve mevcut ek hastalıklarına göre değişen riskleri bulunabilir. Ancak bu günümüzde oldukça düşük oranlarda kalmaktadır. Sıkça sorulan ‘bağırsak delinmesi’ gibi riskler aslında onbinde bir olarak bildirilmektedir. Üstelik nadir de olsa karşılaşacağımız kanama, delinme gibi durumların gelişen tıp teknolojisi sayesinde yine kolonoskopi esnasında başarıyla tedavisi de mümkün olabilmektedir” diyor.
“Kolonoskopi yerine başka tetkik yaptırsam da olur”
Kolonoskopinin, bağırsağı değerlendirmede en önemli tetkik metodu olduğunu, sadece tanı değil tedavide de çok önemli rol oynadığını belirten Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz şöyle konuşuyor:
“Bağırsağın iç yapısını değerlendirmede bugün için kolonoskopiye eşdeğer bir alternatif bulunmamaktadır. Kapsül endoskopi gibi gelişmiş yöntemler veya ileri radyolojik incelemeler (Bilgisayarlı Tomografi gibi) kalın bağırsağın değerlendirmesinde elbette kullanılabilir; ancak bunlar dolaylı, sadece tanı sağlayan ve daha az zahmetli olduğu da tartışmalı olan yöntemlerdir. Üstelik bu yöntemler yaptırılsa da kesin tanı, biyopsi veya tedavi amacıyla yine kolonoskopi gerekebilir.”
“Bir kez kolonoskopi oldum, bir daha yaptırmama gerek yok”
Bağırsak poliplerinin tekrarlayabildiğini, her bir polibin kendine has bir alt yapıya sahip olduğunu ve bulunduğu yer, sayı, tipe göre karakterinin, davranışının değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Selçuk Dişibeyaz “Bu nedenle kolonoskopinin sonucuna göre hekimin belirteceği belirli zaman aralıklarında düzenli olarak kolonoskopi yaptırarak, bu polipler görüldüğünde alınmalıdır. Yine bağırsağın iltihabi hastalıkları ve damarsal hastalıkları da belli aralıklarla endoskopik takip gerektirirler. Birden çok kolonoskopi olmak sağlık için bir tehdit değil, aksine bağırsak kanserine karşı koruyucu, önleyici ve tedavi edicidir” diyor.
Hibya Haber Ajansı