1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu, TOGG’un Gemlik Tesisi, İstanbul’un Avrupa ve Asya yakalarını karayoluyla bağlayan Avrasya Tüneli, Ankara-Konya YHT, Irmak-Karabük-Zonguldak Demiryolu, Yerköy-Sivas YHT gibi projeleriyle AKP ile işbirliğini güçlendiriyor. Türkiye sermayesinin yurtdışına açılarak büyük paralar kazanma öyküsü, büyük oranda Türkiyeli emekçilerin hilafına sürüyor. Büyük paralar kazananlardan biri, Yapı Merkezi. Tüm şirketler gibi, Yapı Merkezi de kârını, işçileri sömürmesine borçlu.
En yüksek ekonomik değerde kamu ihalesi alan beşinci firma olan Yapı Merkezi’nin Doğu Afrika’da inşa ettiği Tanzanya Darüsselam-Morogoro Demiryolu Projesi’nde çalışan Türk işçiler, maaşlarını alamadıkları için mücadele süreci başlatmışlardı.
Yedi aydır maaş alamayan yaklaşık 2 bin işçinin grevi, 13 gün sonra, 17 Ağustos’ta kazanım elde etti. Patronların Ensesindeyiz’in aktardığına göre işçiler, bu 7 ay boyunca parçalı olarak iki aylık maaş almışlardı. Şirket, grev karşısında üç aylık daha ödeme yaptı, işçiler ödenmeyen maaşların kalan ikisinin Eylül ayında verilmesinde anlaştı.
Ancak bu kazanım, işçilerin yalnızca bir kısmını kapsıyor.
Yapı Merkezi firmasının grevin başlamasından önce işten çıkardığı işçilerin de içeride alacakları var. Bu işçiler, alamadıkları maaş, tazminat ve yan hakları için firmanın Türkiye’deki merkezi önünde direnmeye devam ediyor.
Yapı Merkezi firması Darüsselam-Morogoro, Morogoro-Makutupora, Makutupora-Tabora ve Tabora-Isaka aralarında süren demiryolu inşaatlarında çalışanlarına maaş verememesinin nedeni olarak ”zarar ediyoruz” diyor. Bunun işçileri ilgilendirmediği gerçeği bir yana, şirketin bu projelerden zarar ettiği ve kredi bulamadığını söylemesine rağmen yeni projeler alması dikkat çekiyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle bir süredir Türk inşaat şirketlerinin ilgisinin Balkanlar ve Romanya hattına kaydığı bilinen bir gerçek. Yapı Merkezi de bu bölgeden pay kapmaya çalışıyor. Öyle ki, Tanzanya’daki işçilerin ücretlerinin ödenmemeye başlandığı 2022 yılının son aylarında Yapı Merkezi, bir diğer bağlı inşaat şirketi Yapıray Demiryolu ile Bosna-Hersek’teki 26,2 milyon avro değerindeki yeni tramvay hattının ihalesini kazandı.
Saraybosna’yı uçtan uca birbirine bağlayacak tramvay hattı, mevcut Ilidza durağından devam edecek şekilde inşa edilecek. Yeni hattın uzunluğu 12,9 kilometre olacak. Hat üzerinde 20 durak ve 2 dönüş noktası yapılacak.
Ötesi de var… Mayıs 2023’te Tanzanya’da işçiler yaklaşık dört aydır maaşlarını alamamışken Yapı Merkezi, Romanya Karayolları İdaresi’nin açmış olduğu Sibiu-Fagaraş Otoyolu’nun 4. bölüm ihalesini MAKYOL-YAPI MERKEZİ’nin oluşturduğu bir konsorsiyumla kazandı. Sibiu’dan Fagaraş’a doğru 16,26 kilometrelik otoyolun ihale bedeli 1,19 milyar ley, yani 241,3 milyon avro, yani 6 milyar 686 milyon liraydı.
Erdoğan ve DEİK’in Afrika seferleri
Türkiye’ye dönen işçiler, Patronların Ensesindeyiz ve DEV-Yapı İş Sendikası ile birlikte geçtiğimiz günlerde Çalışma Bakanlığı önüne gitti. İŞKUR üzerinden yurtdışına çalışmaya götürüldükleri ve ödenmeyen maaşları nedeniyle Çalışma Bakanlığı’nın da sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle dilekçe verdiler. Ancak görünen o ki devletin sorumluluğu Çalışma Bakanlığı’nı da aşan bir düzeyde.
Erdoğan’ın ayak bastığı Afrika ülkeleri Türkiye sermayesi için bereketleniyor. Model şu: Önce Erdoğan gidiyor, ardından Türk devletinin değil, özel şirketlerin işleri açılıyor. Ardı ardına yatırım yapmaya, uzun soluklu projelerin ihalesini kazanmaya başlıyorlar. AKP’nin Afrika’da açtığı bu yoldan yürüyenlerden biri, Yapı Merkezi. Yıllık 1.3 milyar dolar cirosuyla Yapı Merkezi İnşaat; Fas, Cezayir, Etiyopya, Katar, Suudi Arabistan, Tanzanya, Senegal ve Türkiye’de önemli projeler gerçekleştiriyor.
Yapı Merkezi, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu, TOGG’un Gemlik Tesisi, İstanbul’un Avrupa ve Asya yakalarını karayoluyla bağlayan Avrasya Tüneli, Ankara-Konya YHT, Irmak-Karabük-Zonguldak Demiryolu, Yerköy-Sivas YHT gibi projeleriyle AKP ile işbirliğini güçlendiriyor. Bu gidişatın ardından, halihazırda Afrika’da uzun süreli yatırımları olan firma, AKP’nin Türk sermayesine yeni sömürge alanları yaratma politikasında önemli bir rol üstleniyor.
Erdoğan Ocak 2015’te yanına Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) üyelerini de alarak Afrika Boynuzu ülkelerinden Etiyopya ve Cibuti’yi kapsayan resmî bir ziyaret gerçekleştirmek üzere Etiyopya’ya hareket ediyor. Yolculuk öncesinde Atatürk Havalimanı’nda şunları söylüyor; ‘’Türkiye’nin kararlı bir şekilde yürütmekte olduğu ‘Afrika’ya Açılım Politikası’nın bugün başarıyla tamamlandığını; kıta ile ticaret hacminden siyasi diyalog mekanizmalarına, eğitim faaliyetlerinden ekonomik yatırımlara kadar birçok alanda çok önemli mesafe alındığını ve 2013 yılı itibarıyla “Afrika’ya Açılım Politikasının” yerini “Afrika Ortaklık Politikası” olarak adlandırdığımız bir sürece bıraktığını görüyoruz.” Burada 2023 yılı itibariyle “eğitim faaliyetlerine” dikkat çekildiğine, o sıralarda bu sınır dışı eğitim faaliyetlerinin Gülen Cemaati eliyle yürütüldüğüne dikkat etmek gerekiyor. Şubat 2015’te ise Yapı Merkezi Etiyopya’da, Awash-Woldia/Hara Gebeya Demiryolu inşaat ihalesini 1.7 milyar dolara kazanıyor.
Demiryolu, Etiyopya-Cibuti ticaret yoluna bağlanarak kuzey Etiyopya’nın ithalat-ihracat koridorlarını ülkenin orta ve doğu bölgelerine bağlamayı amaçlıyordu. O dönemde Etiyopya’nın beş ulusal demiryolu projesinden biriydi. Projenin temel atma töreni, sermaye ile devletin işbirliğini gözler önüne seriyordu. Etiyopya Başbakanı Hailemariam Desalegn, Ulaştırma Bakanı Werkneh Gebeyehu, Etiyopya Demiryolları İdaresi Başkanı Dr. Arkebe Oqubay, Etiyopya Demiryolları İdaresi Genel Müdürü Dr. Getachew Betru, Türkiye Addis Ababa Büyükelçisi Osman Rıza Yavuzalp, T. C. Ekonomi Bakanlığı temsilcileri, Yapı Merkezi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Arıoğlu, Yapı Merkezi İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu’nun da katıldığı bir törenle temel atılıyordu.
Etiyopya’dan sonra sıra Tanzanya’ya geliyordu. Ocak 2017’de Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu resmi sitesinden üyesi iş adamlarına çıkarttığı ilanda şöyle diyordu; “T.C. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 22-26 Ocak 2017 tarihleri arasında Tanzanya, Mozambik ve Madagaskar’a resmi ziyaret gerçekleştirecek olup; anılan ziyarete T.C. Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda, DEİK organizasyonu ile üst düzey iş insanları heyetinin eşlik etmesi öngörülmektedir.
22 Ocak 2017 tarihinde İstanbul’dan çıkışlı program kapsamında, 23 Ocak 2017’de Tanzanya’nın en büyük kenti olan Darüsselam’da, 24 Ocak 2017’de Mozambik’in başkenti Maputo’da, 25 Ocak 2017 tarihinde ise Madagaskar’ın başkenti Antananarivo’da İş Forumları düzenlenecek olup, Afrika’nın hızlı büyüyen bahse konu ülkelerine yatırım olanakları ve potansiyel iş fırsatları ele alınacaktır.
Yer altı kaynakları bakımından zenginlikleri ile bilinen Tanzanya, Mozambik ve Madagaskar’da, tarım, turizm, bankacılık ve finans, inşaat ve altyapı, madencilik ve enerji sektörlerinde yabancı sermayeli yatırımları artırmak adına teşvikler söz konusudur.”
Erdoğan 22-23 Ocak 2017’de Tanzanya’ya yapacağı ziyaret için patronları da yanında götürüyordu. Devlet Başkanı ile görüştükten sonra Türkiye-Tanzanya İş Forumuna katılıyor ve bu forumda şunları dile getiriyordu; “Tanzanyalı iş adamlarını Türk muhataplarıyla birlikte çalışmaya davet ediyorum. Gerek Türkiye’de, gerek Tanzanya’da ortak yatırımlar, hatta üçüncü ülkelerde ortak yatırımlar yapmaya sizleri özellikle davet ediyoruz. Türk iş adamlarına da Tanzanya’daki yatırım imkânlarını en iyi şekilde değerlendirmeleri çağrısında bulunuyorum. Tanzanya makamlarının Türk yatırımcılar için gerek kolaylıkları sağlayacağına, karar ve uygulama mekanizmalarını süratle işleteceklerine inanıyorum. Hükümetin öncelik verdiği enerji, altyapı, savunma sanayi, demiryolları, sağlık, tarım, turizm gibi pek çok alanda iş birliği imkânımız mevcuttur. Türk şirketlerinin tüm bu alanlardaki başarıları dünyanın her yerinde biliniyor. Birçok büyük şirketimiz Afrika’nın diğer ülkelerinde başarılı projelere imza atıyor. Tanzanya’da da bu alanlarda önemli işler yapacaklarına inanıyorum.’’
Yukarıda bahsettiğimiz Erdoğan’ın Tanzanya ziyaretine patronları taşıma, organizasyon ve Tanzanya’daki devlet ve iş adamlarıyla görüşme işini DEİK’e bağlı Türkiye-Tanzanya İş Konseyi üstleniyordu. Bu konseyin başkanıysa tanıdık bir isimdi.
Yapı Merkezi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erdem Arıoğlu, sermayenin Tanzanya’daki yatırımlarını düzenleyecek Türkiye Tanzanya İş Konseyi’nin başkanlığını yapıyordu. Büyük payı da kendisine ayırmayı ihmal etmiyordu.
Yapı Merkezi, 2017 yılında Tanzanya Projesi Lot-1 denilen 0-200 km arası hızlı tren projesini alıyor, 2018 yılında da 200-500 km arası Lot-2 diye adlandırılan kısmın ihalesini de alıyordu. 2022’de de 500-1000 km arasındaki Lot-3 ve Lot-4 denilen iki projenin de ihalesini Çinli China Railway Construction firmasının elinden alıyordu.
Bu proje yedi aydır maaşlarını alamayan işçilerin bulunduğu projeydi!
Ekonomik ve ucuz işgücüne sahip Türk firmaları
ENR (Engineering News Record) tarafından geçtiğimiz yıl “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesi yayımlandı. Bu çalışmada son verilere göre Türk şirketleri 42 firmayla ikinci sırada yer alıyor. Türk firmalarının bu “başarı”yı kazanmasında ise iki neden öne sürülüyor. Türk firmaları diğer şirketlere göre iki şeyi daha iyi yapıyor. İlki projeyi “ekonomik” bir biçimde bitiriyor, diğeri ise bunu “hızlı” şekilde yapıyor. Bu iki husus dahi Türkiye’de inşaat emekçilerinin içine düştüğü çıkmazı gösteriyor. Projeler “ekonomik” şekilde bitiyor çünkü inşaat emekçisi “ucuz işgücü” olarak düşük ücretlerle çalışıyor. Projeler hızlı bitiyor çünkü yurtdışındaki projelerde çalışan emekçiler neredeyse tatil yaptırılmadan ve her gün fazla mesai ile çalıştırılıyor.
Patronların Ensesindeyiz’in verdiği bilgiye göre, geçtiğimiz yıllarda, benzeri şekilde ‘büyük’ firmalarla yurt dışına götürülen ve sonrasında maaşlarını alamayan çok sayıda emekçi, PE ağıyla irtibat kurdu. Gemont, Kayı İnşaat, Limak ve birçok şirketin çalışanı, haklarını almak üzere Patronların Ensesindeyiz ağıyla birlikte mücadeleye girişti.
MHA