9724,5%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Elazığ'da partisinin grup toplantısında konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Elazığ'da partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
'Deprem sırasında buraya geldik. Böyle bir ihtiyaç ortaya çıktı. O ihtiyacın şimdilik birinci ayağını tamamladık. Daha iki okul daha yapacağız Elazığ’a. Elazığlılara helal olsun. Elazığ’ın sanayi, turizm kenti olma avantajı vardır.
Elazığlı, çiftçinin çok mutlu olmadığını biliyorum. Türkiye’deki bütün çiftçiler gibi büyük sıkıntılar çektiğini biliyorum. Türkiye’deki çiftçilere verdiğim sözü, Elazığlılar için de vereceğiz. Size mazotu, yatla hangi fiyattan kullanıyorsa ÖTV ve KDV’siz vereceğiz. Dolayısıyla en ucuz mazotu bu ülkede çiftçi kullanacak. Hakkınızı teslim edeceğiz.
Tefecilere dünyanın faizini veriyorlar. Bütçenin neredeyse yarısını o tefecilere ödüyorlar. Söz verdim, bütün çiftçilere, esnafa söz verdim. Sizin oylarınızla iktidar olursak bir hafta içerisinde çiftçinin, esnafın bankalara Tarım Kredi Kooperatifi, Esnaf Kefaret Kooperatifi’nden aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Hiç endişe etmeyin.
Faizle mücadele böyle yapılır. O nedenle hiç endişe etmeyin, üretenin alın teri dökenin yanında olacağız. Önemli olan bu ülkede hakkı hakkaniyeti, kişiye teslim etmektir. Üretiyorsan başımın üzerinde yerin var.
2003 yılında Elazığ’da 28 bin 322 çiftçi, çiftçi kayıt sistemine kayıt olmuş. Aradan uzun zaman geçti, 2022 yılında 28 bin çiftçiden 15 bin çiftçiye düştü. 12 bin 604 çiftçi, çiftçi kayıt sisteminden çıktı. O işi yapamıyorum, zarar ediyorum diye. Çiftçiyi toprağa küstürürseniz, alın terini vermezseniz 85 milyon aç kalır. O nedenle dışarıdan et, buğday, yulaf, canlı hayvanı da dışarıdan getiriyorlar.
Tarım Bakanı, tarımı düzeltmek için Venezuela’ya gidiyor. Elazığ’daki olaya bir bak bakalım. Bu ovanın sulanıp sulanmadığına bak. Hiç merak etmeyin bay kemal, Elazığ’a gelecektir. Okulu nasıl yaptıysa, ovaları da o şekilde sulayacaktır.
Vatandaş borç batağında, herkesin borcu var. Toplam nüfusun yüzde 81.4’ü borçlu. “Borcu ödemekte zorlanıyor musunuz diye?” soruyorlar. ‘Borçlarımı ödemekte zorlanıyorum diyenlerin oranı yüzde 77.3 tür. AK Partililere de soruyorlar. AK Partili seçmenin yüzde 70.1’i ‘Borcumu öderken zorlanıyorum’ diyor. MHP’li seçmenin yüzde 60.6’sı ‘Borcumu öderken zorlanıyorum’ diyor. Bunlar bizim vatandaşlarımız. Bir vatandaş borcunu öderken zorlanıyorsa, gıdadan boğazdan kesiyorum demektir. Türkiye’yi bu girdaptan Allah’ın izniyle çıkaracağız.
Birileri sarayda oturur ama gerçeği görmez. Sarayda oturan o kişilerin sorun çözmek değil benim görevim bu topraklarda yaşayan sade vatandaşın hakkını hukukunu korumak, onun beklediği adaleti ona teslim etmektir. Eğer bunu yapmazsanız, siyaset yapmanızın bir anlamı kalmıyor. Siyaseti adaletin üzerine inşa etmezseniz, o zaman siyaset, zenginleşme aracı olur. Siyaseti zenginleşme aracı olmaktan çıkarıp, siyaseti halkı hizmet aracı haline getirirseniz bu memleket kurtulmuş olur. Bizim asıl hedefimiz o. Bu memleketi temiz siyaset yapanlara teslim etmektir. Ahlaklı siyaset yapanlara teslim etmektir.
Elektriğe bu yıl, yüzde 95’le yüzde 200 arasında zam yapıldı. Doğalgaza tam üç kez zam yapıldı. Yüzde 164 zam yapıldı. Memurun maaşı mı yüzde 164 arttı? Çiftçinin geliri mi yüzde 164 arttı? Kimin geliri yüzde 164 arttı da bu kadar büyük bir yükü ailelere veriyorsun? Vatandaş perişan vaziyette.
Bir kadının sorunu dile getirmesi aslında Türkiye’nin sorunlarının dile getirilmesidir. Acıyı en büyük yaşayan evde kadındır. Derdimiz, herkesin karnının doyduğu, her evde huzurun olduğu bir Türkiye inşa etmektir.
Ben elektrik faturamı ödemedim. Benim elektriğimi de kessinler de elektriği kesilen 3 milyon 400 bin kişinin derdi dile gelsin diye. Çünkü elektriği kesilen insanların, evlerinde yaşadığı dramı toplum bilmiyor. Esnaf da elektrik zammından sonra yaşadıkları sıkıntıları biliyorum.
Bütün bunların tamamını biliyoruz, hiç endişe etmeyin. Geçen yıl 3 milyon 449 bin ailenin elektriği kesildi. Şimdi kaç hanenin elektriği kesik onu bilmiyoruz. Buradan kamu görevlilerine çağrı yapıyorum, milletvekillerinin soru önergelerini zamanında veremeyenlerin tamamı suç işliyorlar. Kendinizi suça ortak etmeyin. Doğru dürüst oturun cevabını verin, sorun sizin sorununuz değil, sorun Türkiye’nin sorunudur.
Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde hukuk olmaz. Yüce yaradan kainatı bile adalet üzerine inşa etmiştir. Ama siz adalet dağıtan kişiyi yönlendiriyorsanız. Vicdanı kanaatine göre karar vermesin de benim kanaatime göre karar versin” diyorsanız, adaleti yok ediyorsunuz demektir.
Önlerinde büyük bir engel var. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yetkilerini elinden almak üzerine çaba kuruluyor. Akimlere sesleniyorum. Hakimler, savcılar yüksek kurulunda görevli olanlara sesleniyorum. Size söylenmeyen bir sözü kimin talimatıyla ‘ Bu söz bize söylendi’ diye üstlendiniz. Ben sizin meşrebinizi gayet iyi biliyorum. Sizin adaletsizliğinizi de gayet iyi biliyorum.
Onlara dedim ki “bunları yapanlar, hakim değil çetedir.” Çete, kanuna aykırı iş yapmak için bir araya gelmek için bir araya gelenlerdir.
Hakim, kanuna göre adalet dağıtmaz. Vicdani kanaati ve hukukun üstünlüğüne göre adalet dağıtır. Anayasa’da böyle diyor. Felsefeciler der ki: ‘ Vicdani kanaat, Allah’ın yüreğimizdeki sesi’ ve hakim ona göre karar verir.
Adalet ve liyakat soylu bir kavramlardır. Bunlar birbirini tamamlarlar. Liyakatin olduğu yerde, torpil olmaz. Liyakatin olduğu yerde işi ehline teslim edersiniz. Etmezseniz, devlette çürüme başlar. Devleti çürütmeyeceksiniz. Devlet ayrıdır, bakidir. Devlet bizim devletimizdir. Devletin sağı, solu yoktur. Devlet, 85 milyon insana hizmet etmek zorundadır.
EPDK bir karar aldı. Sanayiciler siz güneş enerjisi yapın, oradan güneş enerjisi elde edecekseniz kullanın. Teşvik de veriyorum. İnsanlar gidip yatırımlarını yaptılar. Elektriği kullanıyorlar, artan kısmı satıp oradan da gelir elde ediyorlar. Alınan yeni kararla, ‘fazla elektriği bana satacaksın ben sana para vermeyeceğim’ diyorlar. Bunun adı, ‘Çökme vergisidir.’ Bu ancak olağanüstü koşullarda olacak bir kuraldır.
Bunların tamamını düzelteceğiz. Benim tefecilerle, uyuşturucu baronlarıyla, beşli çetelerle işim yok. Benim tek işim, bu ülkede alın teri döken herkesin hakkını teslim etmek. Devlet ve siyaset dediğiniz, bunu yapmak zorundadır.'
Hibya Haber Ajansı