9470,18%1,09
34,56% 0,25
36,03% -0,55
2994,82% 1,12
5006,23% 1,01
Diş hekimi asistanı Büşra Şükriye Şahin (41), önce iş hayatını etkileyen ardından yürümesini engelleyen dizindeki ağrı sebebiyle 2020 yılında doktora başvurdu.
Diş hekimi asistanı Büşra Şükriye Şahin (41), önce iş hayatını etkileyen ardından yürümesini engelleyen dizindeki ağrı sebebiyle 2020 yılında doktora başvurdu. Gerçekleştirilen tedavilere rağmen şikâyetleri geçmeyen Şahin’e, Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Gökhan Meriç ve ekibi tarafından donörden kıkırdak nakli gerçekleştirildi.
Genç yaşına rağmen dizinde gelişen kıkırdak hasarı nedeniyle gündelik hayatına devam etmekte zorlanan Büşra Şükriye Şahin, donörden alınarak gerçekleştirilen kıkırdak nakli ile eski hayatına dönebildi. Şahin, Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Ortopedi Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Meriç ve ekibi tarafından gerçekleştirildi.
“DÜZ YOLDA YÜRÜMEKTE BİLE ZORLANIYORDUM”
Diş hekimi asistanlığı yapan Şahin, 2020 yılında başlayan şiddetli diz ağrılarının önce iş hayatını sonra da yürümesini etkilediğini belirterek yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Önceleri ağrıları ciddiye almazken hem gündelik yaşantımı hem de çalışma düzenimi etkilemeye başlamıştı. Öyle ki artık düz yolda yürüyemez hale gelmiştim. 10-15 merdiven çıktığımda ağrılarım artıyor ve yürüyemiyordum. Bunun üzerine tedavi olmam gerektiğine karar verdim. 2021 yılında o dönemi daha rahat atlatabilmem için kapalı ameliyat yapıldı. Ancak ağrılarım tam olarak bitmedi ve şikayetlerim devam etti. Prof. Dr. Gökhan Meriç ile devam eden görüşmelerimiz sonucunda benim kıkırdak nakli için uygun bir aday olduğumu belirterek tedaviyi anlattı. Donörden kıkırdak nakli yapılmasına karar verdik. Bu arada dönor arayışı başladı ve Sağlık Bakanlığı Doku Nakli biriminin desteği ile uygun donör bulunması ile nakil gerçekleştirildi.”
“HASTAMIZIN DİZ KAPAĞINDA GENİŞ BİR KIKIRDAK HASARI VARDI”
Ameliyat sonrası kısa sürede normal hayatına dönen Şahin’in sağlığının şu an gayet iyi olduğunu belirten Prof. Dr. Gökhan Meriç, süreci şöyle anlattı:
“Hemşire olan hastamız özellikle merdiven inip çıkarken dizinde oluşan ciddi ağrı şikâyetiyle 2 yıl önce bize başvurdu. Yaptığımız ilk incelemelerde hastamızın diz kapağında geniş bir kıkırdak hasarı olduğunu gördük. Daha önce hiçbir tedavi görmediği için önce egzersiz ve enjeksiyon tedavisi uyguladık. Ancak ağrıları geçmedi. Ardından kıkırdağı canlandırmak ve iyileştirmek amacıyla kendisine kapalı bir ameliyat gerçekleştirdik. Bu süreçte hastanın şikayetleri azalmasına rağmen ağrının tamamen geçmediğini fark ettik. Hala günlük işlerini yapmakta zorluk çekiyordu. Hastamızın yaşı genç olması kıkırdak hasarının dizin geniş bölümünde yer alması ve diğer tedavilerin istediğimiz düzeyde başarılı olmaması sebebiyle hastamıza taze kıkırdak nakli yapmayı planladık.
“ARTIK ÖZGÜRCE HAREKET EDEBİLİYORUM”
Ameliyattan sonra fizik tedavi sürecini de tamamladığını söyleyen Şahin. “Fizik tedavim yaklaşık 3 hafta sürdü. Sonrasında koltuk değnekleriyle rahat bir şekilde yürümeye başladım. Ameliyatımın ikinci ayından sonra da iş hayatıma geri döndüm. Artık ayakta durabiliyor, yolda yürüyebiliyor, sporumu yapabiliyor, yüzmeye gidebiliyor kısacası bütün aktivitelerimi rahatlıkla gerçekleştirebiliyorum. Özgürce hareket etmenin mutluluğunu yaşıyorum.” Diye konuştu.
“AMACIMIZ KIKIRDAĞIN DEVAMLILIĞINI SAĞLAMAK”
Kıkırdak nakli, aynı organ nakli gibi bir doku nakli olduğunu belirten Prof. Dr. Gökhan Meriç, nakil süreciyle ilgili şu bilgileri verdi: “Herhangi bir donör organlarını bağışladığı gibi dokularını da bağışlayabilir. Biz bu dokulardan kıkırdakları alıyor, testleri yapıyoruz dokuların saklanması ve testleri Sağlık Bakanlığının onayladığı laboratuvarlarda yapılıyor ve kıkırdaklar canlılığını kaybetmeden hastalara naklediyoruz. Bizim amacımız kıkırdağın devamlılığını sağlayarak hastalarımızın ileride daha büyük cerrahi operasyonlardan olabildiğince korumaya çalışmak.”
“KIKIRDAK NAKLİYLE İLERİDE OLUŞABİLECEK CİDDİ HASARLARIN ÖNÜNE GEÇİLEBİYOR”
Kıkırdak naklinin başarı şansının oldukça yüksek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gökhan Meriç, “Yapılan araştırmalar da ortaya koyuyor ki dokuların 10 yıllık sağ kalım oranları yüzde 80-85’dir. Genç yaşta kıkırdak hasarı olan birinin ileride protez gerektirecek ciddi bir kıkırdak hasarının olmasını engellemek için yapılan bir tedavidir. Dizin belirli bir bölgesini değiştirerek ileride tamamının ciddi şekilde hasarlanmasını engellemeye çalışıyoruz. Ancak dizinde protez gerektirecek kadar ileri kıkırdak aşınması olan hastalar için bir alternatif değildir” şeklinde konuştu.
DOKU UYUMUNA İHTİYAÇ YOK
Doku nakilleri ile ilgili önemli konulara da değinen Prof. Dr. Meriç, organ naklinde bir doku uyumuna ihtiyaç olduğunu ama kıkırdak gibi dokuların naklinde bu uyuma gerek olmadığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü kıkırdaklarımız eklem sıvısından beslenir. Zaten kandan beslenmediği için kendi kendisini iyileştiremiyor. Eklem sıvısından beslendiği için bu hastalarda doku uyumuna ya da kan grubu uyumuna ihtiyaç duymuyoruz. Kıkırdak nakli sonrasında hastalara organ naklinde yapıldığı gibi bir ilaç tedavisi de vermiyoruz. Tedavi sonrası ağrı kesici ya da antibiyotik tedavisine başlayıp evine yolluyoruz.”
“ORGAN NAKLİYLE BERABER DOKU NAKLİ DE ÇOK ÖNEMLİ”
Organ naklinin çok önemli olduğunu fakat doku naklinin de en az organ nakli kadar önemli olduğunun altını çizen Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Meriç, “Bu dokulara, kıkırdak dokusuna ihtiyacı olan insanlar var. Bu sayede, genç yaşta günlük işini yapamayacak düzeyde diz ağrısı ya da eklem ağrısı çeken, diğer tedavi yöntemlerinin yapılamadığı kişilerin, o dokuları alarak günlük hayatına devam edebilmelerini, ağrılarını azaltmayı ve iş görmelerini sağlayabiliriz. O yüzden organ nakliyle beraber doku naklinin de önemli olduğunu söylüyor ve insanlardan organlarını bağışlayacakları zaman dokularını da bağışlamalarını rica ediyoruz” dedi.