9725,14%0,01
35,22% 0,06
36,77% 0,12
2977,45% 0,32
4828,24% 0,00
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Konuşmasına hayatını kaybeden Prof. Dr. Raşit Küçük’ün ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileyerek başlayan Karamollaoğlu, “Çok sevdiğimiz, yıllardır tanıdığım, hakikaten ilmiyle amil olan bir kardeşimizdi. Ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve milletimize başsağlığı diliyorum. Avrupa'dan yeni döndüğümüz için ve birtakım bizleri bekleyen çalışmalarımız nedeniyle cenazeye maalesef iştirak edemedim.” ifadelerini kullandı.
Karamollaoğlu, Düzce’de meydana gelen depremden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerinde bulunarak, “İkinci konumuz da tabi, dün gece meydana gelen ve Ankara'nın batısından itibaren birçok ilimizde hissedilen deprem hepimizi endişelendirdi. Ne kadar uyanık olmamız gerektiğini, ne kadar hazırlıklı olmamız gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlattı.” dedi.
Gaziantep’in Karkamış ilçesine yönelik düzenlenen roket saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah’tan rahmet, yaralılara başsağlığı dileyen Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
Terörle mücadele operasyonlarında Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve diğer tüm güvenlik güçlerimize muvaffakiyetler diliyorum. Terör ve siyasi kazanç asla bir araya gelemeyecek iki mefhumdur. Terörün ve terörle mücadelenin ırkı, dini, mezhebi ve siyasi parti farklılığı olmaz, olamaz. Terör ve terörle mücadele üzerinden toplumumuzu kutuplaştırmak isteyen çevrelere sesleniyorum; aklınızı başınıza alın.”
Karamollaoğlu, Türkiye’nin benzer senaryoları tecrübe etmiş bir millet olduğuna dikkati çekerek, “Hiç kimse patlayan bombalar, yitirilen canlar ve Mehmetçiklerimizin mücadelesi üzerinden siyasi hesap yapmaya kalkmasın. Bugüne kadar ne teröre boyun eğdik ne de terör üzerinden siyasi hesap yapanlara prim verdik. Herkes şunu bilmelidir: Devlet, devlettir. Hükümet, hükümettir. Terör de, terördür. Artık bu ayrımları herkes çok iyi idrak etmeli, sapla samanı kimse birbirine karıştırmamalıdır.” diye konuştu.
Sınırların güvenliğinin dikenli tellerle değil, dış politika ile sağlanabileceğini belirten Karamollaoğlu, “Terörle mücadele; adalet, eğitim, ekonomi gibi başlıklardan bağımsız düşünülemez. Ancak terörle mücadele söz konusu olunca dış politika, bunların hepsinden öncelikli ve önemlidir. Dost ve düşman tanımını iyi yapamayanların zikzakları, bugün hala bu ülkede terörü konuşturur.” dedi.
Karamollaoğlu, “Ekonomide duvara tosluyorsunuz; sonra bahane üstüne bahane üretiyorsunuz” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Adaleti yerle bir ediyorsunuz; görmezden gelelim istiyorsunuz. Eğitimi ve sağlığı bir keşmekeşin içine sokuyorsunuz; ‘çağ atladık’ yalanlarıyla üstünü örtmeye çalışıyorsunuz. Dış politikada oradan oraya savruluyor; bir de kalkıp algıyla, boyla, posla, sembolik fotoğraflarla 'dünya lideri' imajı oluşturmaya çabalıyorsunuz. Artık size söyleyecek bir sözümüz kalmadı bizim. Sizin tüm bu yalpalamalarımızı milletimizin vicdanına havale ediyoruz.”
Türk milletinin gerçek gündemlerinin ve çözüm bekleyen problemlerinin olduğunu öne süren Karamollaoğlu, “Diyecek söz çok ama karşımızda idrak edecek akıl, hissedecek kalp ve anlayacak vicdan yok maalesef. İktidar her ne kadar göz ardı etse de, suni gündemlerle bunları unutturmaya çalışsa da, biz tüm toplum kesimlerinin problemlerini, gerçek gündemlerini unutmuyor, sümen altı etmiyoruz.” diye konuştu.
Karamollaoğlu, yarının öğretmenler günü olduğunu hatırlatarak, “Geleceğimizi inşa eden, çocuklarımıza ışık, bizlere ise umut olan, her şartta görevlerini hakkıyla yerine getiren tüm öğretmenlerimizin ve tabi ki terör örgütü tarafından aramızdan koparılan Aybüke Yalçın ve Necmettin Yılmaz, İstanbul’daki terör saldırısında hayatını kaybeden Arzu Özsoy ve son olarak Gaziantep’teki saldırıda hayatını kaybeden Ayşenur Alkan gibi şehadete uğurladığımız tüm öğretmenlerimizin ‘Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.” ifadelerini kullandı.
Öğretmenlik Kariyer Sınavı hakkında değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, şu şekilde konuştu:
“Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de yıllarca okumuş, mesleğini kazanmış öğretmenlere talebe muamelesi yapılıyor. Kariyer sınavı adı altında öğretmenler itibarsızlaştırılıyor. Öğretmenleri sanki yeterliliğe sahip değillermiş gibi kariyer sınavlarına mecbur bırakan bir sistem ile eğitimin hangi sorununu çözmeyi düşünüyorsunuz? Öğretmenlerimiz çocuklarımızı ve gençlerimizi hayata hazırlamak yerine, kariyer için sınava hazırlanmak baskısına maruz bırakılıyor.”
Karamollaoğlu, kariyer sınavının kamu zararı ürettiğini dile getirerek, “Hazırlanan sorulara, harcanan paralara ve öğretmenin emeğine, hepsinden öte öğretmenin saygınlığına ve değerine zarar vermekten başka bir iş yapılmamıştır. Bütün bunlardan bir ders çıkarılması gerekir. Kanun öğretmenlerin beklentileri ve talepleri ile sendikaların teklifleri doğrultusunda düzenlenmelidir.” dedi.
Hibya Haber Ajansı