9367,77%3,72
34,58% 0,33
36,23% 0,01
2987,83% 0,88
4956,37% 0,00
Mithat ÜNAL- HABER ANALİZ-Türkiye’nin güneydoğu kesiminde 10 ilimizi vuran ve son açıklamalara göre Mersin’i de derinden etkileyen Kahraman Maraş Pazarcık ve Elbistan Merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından büyüklüğ
Mithat ÜNAL- HABER ANALİZ-Türkiye’nin güneydoğu kesiminde 10 ilimizi vuran ve son açıklamalara göre Mersin’i de derinden etkileyen Kahraman Maraş Pazarcık ve Elbistan Merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından büyüklüğü 5’in üzerinde binlerce deprem meydana geldi. Hatay depremi ise yıkıcı üçüncü deprem oldu. Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ da toplam 44.218 vatandaşımız hayatını kaybettiği ve 528.146 vatandaşımızın yaralandığı depremlerin ardından çarpıcı bir iddia ortaya atıldı. Hatırı sayılır televizyon kanallarında da akademisyenlerin tartışmasına açılan bu konu ise, Amerika’nın gemi ile bu depremleri tetiklediği Bunun üzerine gazeteniz Anamur Ekspres’in ulaşabildiği veri kaynaklarından insan teknolojisi ile deprem oluşturulabilir mi? Sorusunun cevabını araştırdık.
Bu sorunun cevabı olarak insanın ürettiği teknoloji ile her hangi bir depremin oluşturulabilmesinin imkansız olduğu görülse de cevabın tamamen ‘Hayır’ olmaması bizde araştırmanın biraz derinleştirilmesi sorumluluğunu doğurdu:
İNSAN TEKNOLOJİSİ İLE DEPREM OLUŞTURULABİLİR Mİ?
Evet, insan yapısı doğrudan deprem oluşturmaz, ancak bazı insan operasyonları sonucunda deprem riskini korur. Örneğin, insanlar tarafından yapılan büyük barajlar ve yapay göller yer kabuğundaki gerilimleri çalıştırma ve bölgedeki deprem riskini koruma. Bunun yanı sıra, insan operasyonları nedeniyle, üretim kaynaklarına müdahale edilmesi, maden işletmeleri ve petrol sondajı gibi olası de deprem risklerini azaltma. Bununla birlikte, modern binalar ve diğer yapılar depreme karşı daha dayanıklı hale getirilir. Deprem sırasında yıpranmaların azaltılması için özel olarak kullanılan yapılar ve yapılar vardır. Ayrıca, deprem riski yüksek yaşayan insanlar için acil durum planları ve deprem hazırlık eğitimleri gibi insan yapımı önlemler alınabilir. Sonuç olarak, insan teknolojisi doğrudan deprem oluşturmaz, ancak bazı insan operasyonları deprem riskini korur. Ancak, modern teknoloji ve çevreye zarar verme, deprem risklerini azaltma ve insanların deprem sırasında daha güvenli olmalarını sağlamak için kullanılabilir.
NÜKLEER ENERJİ İLE ÇALIŞAN ARAÇLAR DEPREMİ TETİKLERMİ?
Nükleer enerji ile çalışan araçlar depremi doğrudan tetiklemezler. Ancak, nükleer enerjinin kullandığı bazı endüstriyel tesislerdeki kullanım, yer kabuğundaki gerilimleri çalıştırma ve bölgedeki deprem riskini artırma. Örneğin, nükleer santrallerin yapımı ve işletimi sırasında büyük miktarda beton, çelik ve diğer malzemeler kullanılır. Bu malzemelerin taşınması, kaldırılması ve yerleştirilmesi sırasında, zemindeki yük değişimleri ve yer kabuğundaki gerilimlerde değişiklikler olabilir. Bu değişiklikler, doğal olarak deprem riskini artırabilir. Ancak, nükleer enerji ile çalışan veya cihazları doğrudan depremi tetikleme kapasitesi yoktur. Nükleer enerji kaynaklarından araçlar ve cihazlar, diğer araçlar ve cihazlar gibi hareket eder ve doğal afetlerden gelenler. Sonuç olarak, nükleer enerji ile çalışan araçlar doğrudan depremi tetiklemezler. Ancak, nükleer enerji kaynaklı endüstriyel tesislerin yapımı ve işletimi sırasında yer kabuğundaki gerilimlerdeki değişikliklere neden olabilirler ve bu bölgedeki deprem riskini azaltır.
UÇAK GEMİLERİ DEPREM OLUŞTURURMU?
Uçak gemileri doğrudan deprem oluşturmazlar. Ancak, uçak gemilerinin hareketlerini ve kullanımlarını, denizdeki su ve yer kabuğundaki gerilimleri aşınma ve bazı parçacıkların deprem riskini korur. Uçak gemileri, genellikle büyük gemileri nedeniyle suların sahip olduğu suların hareketine neden olabilirler. Bu hareketler, dalga oluşumuna neden olabilir ve çevredeki denizdeki altı yapılarını ve tortuları etkileyebilir. Bu, yer kabuğundaki gerilimleri çalıştırma ve bazı parçaların deprem riskini koruma. Ancak, uçak gemilerinin denizdeki hareketleri genellikle çok boyutları ve doğal deniz hareketlerine kıyasla çok az yoğun bakım. Ayrıca, uçak gemileri belirli bir bölge kısa süre kalmaları nedeniyle, bölgedeki deprem riskinin uzun etkilerini etkilemezler. Sonuç olarak, uçak gemileri doğrudan deprem oluşturmazlar. Ancak, denizdeki hareketler ve kullanımlar, çevredeki deniz altı yapılarını ve tortuları aşınma ve bazı parçacıkları deprem riskini korur. Ancak, bu etki genellikle doğal deniz hareketlerine kıyasla çok azdır.