Tarih: 28.10.2022 11:24

İMSAD, online buluşma düzenledi

Facebook Twitter Linked-in

 53. Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları’nda enerji arz güvenliğiyle birlikte son aylarda öne çıkan madencilik faaliyetleri, AB Yeşil Mutabakat çerçevesinde ele alındı. 'Yeşil Mutabakat ve Madenlerimiz' başlıklı online oturumda, İMİB Yönetim Kurulu ve TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, “Madenler olmadan bugün hayatımızı sürdürmek mümkün değil. Yapı sektöründen ilaç sektörüne kozmetikten teknolojiye kadar madenlerin girmediği sektör bulunmuyor. Dolayısıyla madenlerden vazgeçemeyiz ancak iyi madencilik örnekleriyle geliştirebilir, bu kaynakları ülkemize kazandırabiliriz” dedi.

Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili F. Fethi Hinginar'ın, moderatörlüğünü Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın yaptığı 'Yeşil Mutabakat ve Madenlerimiz' başlıklı toplantıda, İMİB (İstanbul Maden İhracatçıları Birliği) Yönetim Kurulu ve TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) Maden Sektör Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya değerlendirmelerini paylaştı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili F. Fethi Hinginar, “Madenler bakımından zengin olan ülkemizde madencilik gelişmiş sanayi kollarından biri olarak öne çıkıyor. Ayrıca bazı madenler bakımından dünyanın önemli ülkeleri arasında yer alıyoruz. Türkiye, dünyada bulunan 90 maden tipinden 80’ine sahip. Yılın ilk 9 ayında ülkemizin 81 ilinden madencilik ürünleri ihraç edildi. Bu rakam bizlere ülkemizin hemen her bölgesinin zenginliğini gösteriyor. Ülkemizin bu potansiyelini en doğru şekilde nasıl kullanabileceğimiz ve sürdürülebilir büyümeye katkısını nasıl sağlayabileceğimiz konularında kendimizi geliştirmeliyiz. İnşaat malzemeleri sanayisinin hem hammadde hem de enerji ihtiyacını karşılayan madenleri ve madenciliği kritik önemde görüyoruz” dedi.

Bartın'ın Amasra ilçesinde maden ocağında meydana gelen grizu patlamasındaki can kayıplarından dolayı üzüntülerini dile getiren Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili F. Fethi Hinginar, baş sağlığı dileklerini paylaştı.

Madenciliği güvenli hale getirmek mümkün

Toplantının moderatörü Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan ise maden ve madencilik konusunun ülkemizin rekabet gücü açısından kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. 

Madencilik faaliyetleri sırasında güvenlik önlemlerinin, uyarı sistemlerinin doğru şekilde alınması, kullanılması ve kontrollerin düzenli olarak yapılması durumunda maden kazalarının engellenebileceğini söyleyen Ferdi Erdoğan, “madenler tehlikeli, çevreye zarar veriyor, kapatalım ve başka kaynaklara yönelelim” gibi bir durumun mümkün ve gerçekçi olmadığının altını çizdi. Ferdi Erdoğan, “Madenleri doğru şekilde çıkartarak ülkemize kazandırmalıyız. Bugün günlük hayatta kullandığımız her malzeme; cep telefonlarından diğer teknoloji aletlerine kadar hemen hemen tüm ürünler, bu madenler olmadan üretilemez. Madenlerimizi yok saymak yerine geliştirmek için çalışmalıyız” değerlendirmesini yaptı.

Ferdi Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat’ı öne sürerken diğer taraftan da yeraltı fosil yakıtları kullanmaya devam ettiğini ve kömür dahil tüm fosil rezervlerini bitene kadar kullanmak yönünde adımlar attıklarını, ancak enerji yoğun üretilen ürünlerin ithalatında sınırda karbon vergisi uygulama planları ile gümrük engeli yaratmaya çalıştıklarını vurguladı.

Rüstem Çetinkaya: Madencilikte insan ve çevre ile ilişkilerimizi şeffaf olarak yönetmeliyiz

Türkiye’nin madenler açısından oldukça zengin olduğunu belirten İMİB (İstanbul Maden İhracatçıları Birliği) Yönetim Kurulu ve TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) Maden Sektör Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, Türkiye’nin Hindistan’dan sonra dünyanın en çok yastık altı altın bulunduran ülkesi olduğunu, AB içinde en fazla altın üretimi gerçekleştiren ülke olduğunu ve buna rağmen hala altın ithal ettiğini belirtti.

Dünyadaki iyi madencilik örneklerini paylaşan Rüstem Çetinkaya, ülkemizde de madencilik anlamında önemli mesafeler kat edildiğini, ÇED kararlarının uzun ve titiz bir sürecin ardından aşamalı olarak alındığını vurguladı. Rüstem Çetinkaya, “Madencilikte insan ve çevre ile ilişkilerimizi şeffaf olarak yönetmeliyiz. Önce insan dediğimiz yerde ‘sıfır can kaybı’ şart olmalı. Can kaybının sayısı olmaz” şeklinde konuştu.

Denizli, Şile, İzmir gibi bölgelerden madencilik faaliyetleri sonrasında yapılan rehabilitasyon örneklerini paylaşan Rüstem Çetinkaya, bu örneklerin yaygınlaştırılması için çalıştıklarını söyledi.

Sunumunda dünyadaki iyi madencilik örneklerine de yer veren Rüstem Çetinkaya, “Yaşam alanlarına çok yakın aktif maden sahaları bulunuyor ve çok iyi denetleme mekanizmaları ile bu faaliyetlerini yürütebiliyorlar. Ülkemizde de denetim süreçleri sanılanın aksine oldukça güçlendi. Burada madenciliği iyi yapanlarla kötü yapanları, sıkılaştırılmış şeffaf denetim mekanizmalarıyla birbirinden ayırmalı, kötü yapanı cezalandırmalıyız. Ülkemizde çok iyi, örnek olabilecek madencilik faaliyeti yürütülen alanlar var” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de bilinenin aksine her yerde madencilik yapılamadığının altını çizen Rüstem Çetinkaya, “Toplam 22,9 milyon hektarlık alanın yaklaşık 10 milyon hektarlık kısmı madenciliğe kapalı olup bu alanlarda herhangi bir madencilik faaliyeti yapılmamaktadır. Türkiye’de 101 bin hektar alan madenlere ruhsatlıdır. Yani orman alanlarının binde 4’ünü madenler kullanmaktadır. Bu oranın yarısına yakını orman statüsünde ancak orman vasfında değil” bilgisini paylaştı.

Madenlerin çok geniş kullanım alanı olduğunu söyleyen Rüstem Çetinkaya, inşaat sektöründe madenlerden üretilen inşaat malzemelerinin metalik boru aksamından aydınlatma araç gereçlerine, betondan seramiğe, yalıtım malzemelerinden inşaat alet ve makinelerine kadar 26 başlıkta toplanabileceğini söyledi. 

Çetinkaya, dünyaya gelen bir insanın yaklaşık 79 yıllık ömrü boyunca ortalama olarak 1418 ton madene ihtiyaç duyduğu bilgisini verdi.  

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) raporuna göre 2050 yılı sıfır emisyon hedefinde kritik minerallerin anahtar rol oynayacağını söyleyen Rüstem Çetinkaya, “Lityum, kobalt, bakır ve nikel gibi madencilik ürünleri, dünyanın gelecekteki temiz enerji sistemlerinin önemli bir malzemesi olacak. Daha fazla elektrikli araç kullanımı, solar enerji panelleri ve rüzgar türbinlerinin artmasıyla birlikte lityum talebinin bugüne oranla 42 kat, kobalt talebinin 21 kat, nikel talebinin ise 19 kat artacağı hesaplanıyor. Madenler olmadan yeşil dönüşüm mümkün görünmüyor” dedi.

Hibya Haber Ajansı




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —