9724,50%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İsveç’te Türkiye’nin Stokholm Büyükelçiliği’nin önünde Kur’an-ı Kerim yakma eylemine ilişkin İsveç merkezli bir gazetenin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İsveç’te Türkiye’nin Stokholm Büyükelçiliğinin önünde Kur’an-ı Kerim yakma skandalına ilişkin İsveç merkezli Dagens Nyheter Gazetesinin sorularını yanıtladı.
İfade özgürlüğü ile nefret söylemi arasında büyük fark bulunduğuna dikkati çeken Altun, Türk Anayasasının da ifade özgürlüğünü garanti altına aldığını belirtti.
Altun, “Türk Büyükelçiliği’nin önünde Kur’an-ı Kerim yakmanın özgürlükle hiçbir alakası yok. Bu olay, İsveç’teki Müslümanlar başta olmak üzere Müslümanlara yönelik şiddeti teşvik etmektir. Kristallnacht olayında Naziler Tevrat sayfalarını yakmıştı. Günümüzde olsa İsveç makamları böyle mide bulandırıcı bir şeyi ifade özgürlüğü diye tanımlar mı?” dedi.
Aynı durumun terör propagandası için de geçerli olduğunu dile getiren Altun, “İsveç hükümeti Madrid’de bazı taahhütlerde bulundu. Son günlerde ise İsveçli yetkililerin tüm sözlerini yerine getirdiklerini söylediklerini duyuyoruz. Bunun böyle olmadığı aşikârdır.” ifadelerini kullandı.
Altun, Türkiye ve İsveç’in köklü siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerinin bulunduğuna işaret ederek, ancak bugünlerde mutabık olunmayan konuların herkesin malumu olduğunu söyledi.
İsveç Savunma Bakanının bu hafta yapmayı planladığı Ankara ziyaretine ilişkin son durumun sorulması üzerine Altun, “Milli Savunma Bakanımız Hulusi Akar, bu ziyaretin İsveç’teki son gelişmeler nedeniyle iptal edildiğini duyurdu. Aslında mesaj gayet net: İsveç, Türkiye’nin endişelerini ciddiye almayacaksa bir araya gelmenin bir anlamı olmaz.” yanıtını verdi.
Atun, yeni İsveç hükümetinin NATO’ya katılma konusunda yeterli çabayı gösterip göstermediğinin sorulması üzerine, Türkiye’nin geleneksel olarak NATO’nun açık kapı politikasını desteklediğini, bu çerçevede İsveç’in NATO’ya katılımına da prensipte karşı çıkmadığını anımsattı.
Altun, şunları kaydetti :
“İsveç NATO’ya katılmak istediğini paylaştığında biz de endişelerimizi paylaştık. Daha sonra bu endişelerin giderilmesi için birlikte bir mekanizma oluşturduk. İsveç’in bu endişeleri gidermek için bazı adımlar attığını; ancak tüm talepleri karşılamakta yetersiz kaldığını söyleyebilirim. İnsanın fikirlerini beyan etmesiyle terör bağlantısını gizleme gereği bile duymayan birilerinin şiddeti teşvik ederek nefret söylemine başvurması arasında fark var. Biz İsveç makamlarından sözlerini tutmalarını bekliyoruz.”
Söz konusu sürecin ne kadar sürebileceğine yönelik bir soru üzerine de Altun, “Bu süreç gerektiği kadar sürecek. Hatırlarsanız Yunanistan, Makedonya’nın NATO’ya girişini basit bir nedenle, Makedonya’nın adını gerekçe göstererek, 10 yıl boyunca veto etti. Türkiye’nin çok daha ciddi endişeleri var. Burada binlerce masum insanın hayatını kaybettiği terör saldırılarından bahsediyoruz.” dedi.
“Türkiye, NATO müttefiklerinden istemediği hiçbir şeyi İsveç’ten talep etmiyor”
NATO savunma ittifakının NATO üyesi devletleri müdafaa etmeyi taahhüt ettiğini hatırlatan Altun, bu nedenle kararları birlikte almanın önem taşıdığını söyledi. Bazı görüş ayrılıklarının olabileceğine işaret eden Altun, ancak Türkiye’nin NATO müttefiklerinden istemediği hiçbir şeyi İsveç’ten talep etmediğini vurguladı.
“Türkiye-ABD ilişkilerinin durumu nedir? Son bir haftada ABD’den Türkiye’nin İsveç’e dair tutumuna yönelik bir yorum geldi mi?” şeklindeki soru üzerine Altun, İsveç’in NATO üyeliğinin Türkiye-ABD ilişkileriyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirtti.
Altun, “Bu sürecin ilk günlerinde İsveç medyasında bazı yorumlar okumuştum. Türkiye’nin ABD başta olmak üzere üçüncü tarafların baskısı altında fikrini değiştireceğini söylüyorlardı. Bu yorumların yanlış olduğunu gördük. Son günlerde de bu düşünce tarzı yeniden ortaya çıktı. Sizi temin ederim ki İsveç’in NATO’ya girmesini sağlayabilecek tek ülke İsveç’tir.”
“İsveç’te hükümetin NATO’ya girmek için Türkiye’ye çok fazla taviz verdiğine dair bir tartışma var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki soru üzerine de Altun, demokratik bir ülkede dış politikaya dair görüş ayrılıkları olmasının son derece normal olduğunu ifade etti. Türkiye’de de farklı kararlar ve girişimler hakkında benzer tartışmalar yapılabileceğine işaret eden Altun, NATO’ya katılıp katılmamanın, İsveç halkının vermesi gereken bir karar olduğunu belirtti.
Hibya Haber Ajansı