9724,50%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
MHA- Op. Dr. Ali Rahimi: “Horlama çok ciddi bir hastalıktır.” Horlama tansiyon, şeker ve kalp hastalıklarının kökenini oluşturuyor. Uyku problemi yaşayan hastaların uyku laboratuvarında detaylı olarak tetkik edilebildiğini belirten Op. D
MHA- Op. Dr. Ali Rahimi: “Horlama çok ciddi bir hastalıktır.” Horlama tansiyon, şeker ve kalp hastalıklarının kökenini oluşturuyor. Uyku problemi yaşayan hastaların uyku laboratuvarında detaylı olarak tetkik edilebildiğini belirten Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Hastayı elimizdeki verilerle değerlendirerek cerrahi mi, ilaç tedavisi mi yoksa CPAP dediğimiz uyku cihazıyla mı tedavi edeceğiz ona karar veriyoruz.” dedi. Horlamanın çok ciddi bir hastalık olduğunun altını çizen Rahimi; tansiyon, şeker, kalp hastalıklarının kökenini oluşturduğunu söyledi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi KBB Uzmanı Op. Dr. K. Ali Rahimi, uyku problemlerinin uyku laboratuvarında nasıl tespit edildiği ve en yaygın uyku sorunu olan horlamanın nedenleri ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu.
Uyku laboratuvarında tüm uyku süreci incelenebiliyor
Polisomnografi laboratuvarı olarak da bilinen uyku laboratuvarı hakkında bilgi veren Op. Dr. K. Ali Rahimi, uyku problemi yaşayan hastaların bir gece laboratuvarda misafir edildiğini, rahat bir odada uyumalarının sağlandığını belirterek “Böylece uykunun bütün komponentleri; beyinde olan dalgalanmalar, vücutta olan nefes alışverişi, oksijen saturasyonu, uykunun kalitesi, REM uzunluğu, bacak hareketlerini tam ayrıntılı olarak tetkik edebiliyoruz” dedi.
Hastanın uyku sırasında nefesini ne kadar tuttuğu önemli
Hastaların uyku laboratuvarında misafir edildiği sırada en az 6 saat kayıt yapıldığını ve çeşitli veriler elde ettiklerini belirten Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Hastanın kalp ritmini, beyin ritmini, ne kadar uyuduğunu, ne kadar horladığını, ne kadar hareket ettiğini tespit edebiliyoruz. Ama bizim için burada en önemli şey apne miktarıdır. Yani nefesini ne kadar tuttuğudur. Bu bize çok ciddi bilgiler verir ve hastaya herhangi bir cihaz veya cerrahi işlem gerektiğini gösterebilir” şeklinde bilgilendirdi.
Bilimsel veriler tedavi yöntemini belirliyor
Hastaların genellikle bilimsel verilerle gelmediğini, eşleri horlamalarından şikâyet ettikleri için kendilerine başvurduğunu kaydeden Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Her şeyi ölçmek için hastamızı bir gece burada misafir ediyoruz. Buradaki veriler bilimsel veriler olduğu için; hastaya cerrahi mi gerekir, yoksa ilaç tedavisi mi gerekir, yoksa CPAP dediğimiz uyku cihazı mı gerekiyor ona karar veriyoruz” dedi.
Horlamanın birçok nedeni var
Horlamanın sadece kuru bir gürültü olmadığı, sistemik bir rahatsızlık olduğunun altını çizen Op. Dr. K. Ali Rahimi horlamanın birçok nedeni olduğunu söyledi. Horlayan biri için tüm nedenlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Rahimi, “Horlamayı biz genelde ikiye ayırıyoruz. Santral yani beyinden gelen horlama ve Periferik yani vücuttan gelen horlamalar. Santral horlamalar; çeşitli ilaçların kullanımı, çeşitli Mental Retardasyon hastalıkları, alkol kullanımı, alerji ilacı kullanımı ve antidepresanların kullanımıyla olur” dedi.
Periferi`den yani vücuttan gelen horlamanın tedavi edilebilir olduğunu vurgulayan Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Bunun için baktığımız şeyler var. Önce boy uzunluğu, ikinci olarak boyun uzunluğu, kilo, göbek, kasların gevşek olması, spor yapmamak, burun tıkanıklığı, burundaki kemik eğriliği, et büyümesi, sinüzit, alerji, geniz eti -çocuklarda daha çok horlama sebebidir- bademciklerin büyük olması, uvula dediğimiz küçük dilin uzun veya bademciklere giden bantların çok geniş olması bunların hepsi tek tek araştırılır.” dedi.
Horlama mutlaka tedavi edilmeli
Horlamanın çok ciddi bir hastalık olduğunu vurgulayan Op. Dr. K. Ali Rahimi, sebebini de tansiyon, şeker, kalp hastalıklarının kökenini oluşturması olarak açıkladı. Rahimi “Onun için tedavi burada neyi gerektirirse çok şiddetle üzerine gitmemiz lazım. Özellikle hastanın boyuna ve kilosuna bakarız. Hastanın boyuna uygun bir kilosu yoksa kiloyu verdirerek onun endeksini düzeltebiliriz. Eğer bir insan şişmansa muhakkak kilo vermesi lazım. Bu horlamayı illa kesmemiz lazım” ifadelerini kullandı.
Uyku apnesi ciddi kalp problemlerine neden olabilir
Horlamanın iki önemli kriteri olduğunu söyleyen Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Bir gürültüsü -ki o eşinizi çok ilgilendiriyor- iki apne kısmıdır. Apne, nefes kesilmesidir. Hastanın nefesi kesilir ve oksijen saturasyonu düşer, sonra şiddetli bir nefes almayla sıçrar. Bu aslında kalbin sıkıştığının ve beyne uyarı gönderdiğinin işaretidir. ‘Uyan ben rahatsız oluyorum’ deme şeklidir. O sıçrama hareketiyle beyin uyanır. Eşiniz size gecede beş kez sıçradığınızı söyleyebilir, halbuki bunlar apnedir” dedi.
Hipopneler de olduğunu ifade eden Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Bunları eşiniz göremez. Bu oksijen saturasyonunun düşüklüğü ileride çok ciddi kalp, şeker problemleri, kilo ve tansiyon problemleri yaratır. Bunun için öncelikle apneyi tespit etmek için hastayı uyku laboratuvarına yatırırız. Burada invaziv bir işlem yapılmaz, uyku verileriniz toplanır. Sabah kalktığınızda kahvaltınız verilir, duşunuzu alıp hemen işinize geçebilirsiniz” şeklinde konuştu.
Tedavi için cerrahi işlem gerekebilir
Horlama tedavisi için öncelikle kilo verilmesi, alkol tüketilmemesi ve iki yastık kullanılması gerektiğini belirten Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Ama eğer burun tıkalıysa, kemik eğriliğiniz varsa, burun etleriniz çok büyükse, polip varsa bu durum cerrahi gerektirebilir.” dedi. Horlama cerrahisine Uvulopalatopharyngaplasty (UPPP) denildiğini söyleyen Rahimi, “Bu ameliyatla burnu açtıktan sonra küçük dil ve bademciklere ve yumuşak damağa yönelik bir ameliyat yaparız. Bu bölgeyi çok genişletiriz. Böylece burundan gelen hava rahat bir şekilde aşağıya iner” dedi.
Uygun hastalara cerrahi operasyon öneriyoruz
Hastayı uyku laboratuvarına yatırdıktan sonra sonuçları değerlendirdiklerini ifade eden Op. Dr. K. Ali Rahimi, “Hasta eğer gençse ve ameliyata uygunsa tercihimiz bu yönde oluyor. Ama eğer ameliyat yapmama endikasyonu varsa o zaman CPAP adında bir alet kullanıyoruz. Çok basit bir alettir. Bir maskedir. Boğaza veriyoruz orada basınçlı havayı tutuyor. Hasta en ufak bir nefes almak istediğinde havayı bol miktarda akciğerlere gönderiyor. Böylece nefes alma zorluğu ortadan kalkmış oluyor” dedi.