Hibya Haber Ajansı stüdyolarında Nilgün Serimoğlu moderatörlüğünde 'Sanatsal Sohbetler’de şiir konuşuldu. Yayın, hibya.com ve hibya ağında gerçekleşti.
Hibya, 'Sanatsal Sohbetler' kapsamında müzisyen Mustafa Ertürk’ü hibya stüdyolarında ağırladı.
Sohbet havasında gerçekleşen yayında, ‘Şiirin edebiyattaki yeri’, 'Türk şairler', ‘Türk şiirinin doğuşu ve farklı dalları’ ile 'Dünyadan şiir örnekleri’ gibi konu başlıkları ele alındı.
Konuşmasına iki gün önce ölüm yıl dönümü olan Orhan Veli Kanık'ı anarak başlayan müzisyen Mustafa Ertürk, Kanık için Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleşinin şiir diline taşıdığını söyledi. Ertürk sonrasında Orhan Veli Kanık'ın 'İstanbul'u dinliyorum' şiirini okudu.
Moderatör Nilgün Serimoğlu, şiirin geçmişine değinerek şunları söyledi:
'Şiir aslında insan varoluşundan beri var. Biz birazda belgelenmiş olan şeylerden gidiyoruz. Dünyanın tarihte bilinen ilk şiir yazan kişi bir kadın. M.Ö. 2285 ile M.S.2250 yılları arasında yaşamış. Bazı kaynaklara göre ilk şair ve yazar.'
Pastoral şiirin yazarı Abdülhak Hamit Tarhan'ı ele alan müzisyen Mustafa Ertürk, Tarhan'ın hayatının her döneminde yüksek mevkilerde bulunduğu, çağının büyük ve güçlü bir sanatçısı sayıldığını ifade etti. Ertürk, Abdülhak Hamit Tarhan tarafından kaleme alınmış olan 'Makber' şiirini seslendirdi.
Olayların düş gücüne dayandığını söyleyen moderatör Nilgün Serimoğlu, kendi yazdığı 'Parlak göz' şiirini okudu.
Daha çok '35 Yaş' şiiriyle bilinen Cahit Sıtkı Tarancı hakkında bilgiler paylaşan Mustafa Ertürk, Tarancı'nın 'Desem ki' şiirini okudu.
Nilgün Serimoğlu ise 'Veda etmek üzere olan bir hastanın iç çekişleri: Hüzün Tülleri' şiirinin anısını şu sözlerle anlattı:
'Bir yakınımı hastaneye götürmüştüm. Doktorları ararken bir kata çıktım. Tenha bir kat, kimse yok. Derken bir kapı aralandı elinde tepsilerle bir görevli çıktı Kapının aralığından bir an içerideki birisiyle göz göze geldik. Kadın mı.? Erkek mi.? Çocuk mu.? Belli değil. Sadece bir göz. Bir saniye bakıştık ama o kadar etkili bir bakıştı ki bütün gece benim aklımdan çıkmadı. Oradan hemen görevli geldi beni yakaladı. Meğerse orada artık ümitsiz olan rehabilite edilen artık fazla acı çekmesin denilen hastalar varmış. Ve ben gece geldim onun duygularıyla ilgili 'Veda etmek üzere olan bir hastanın iç çekişleri: Hüzün Tülleri' şiirini yazdım.'
Müzisyen Mustafa Ertürk, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın hüznün şairi olarak bilindiğini vurguladı. Ertürk, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın “Bu kadar yürekten çağırma beni / Bir gece ansızın gelebilirim” diye başlayan Rüştü Şardağ’ın bestelediği o meşhur şarkıyı seslendirdi.
Nazım Hikmet Ran ve Ahmet Kutsi Tecer'e de değinilen 'Şiiri Konuşalım' yayınında, Mustafa Ertürk, Nazım Hikmet'ten 'Hasret' şiirini okudu.
En çok 'Orada bir köy var uzakta' eseri ile bilinen Ahmet Kutsi Tecer'den de 'Neredesin' şiirinin okunması ile yayın son buldu.
'Sanatsal Sohbetler' in 'Şiiri Konuşalım' adlı yayınının tamamı ise şöyle:
Hibya Haber Ajansı