9724,50%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
Eklemlerde biriken ürik asit kristallerinin, eklemlerde iltihaplanma oluşturmasıyla karakterize olan romatizmal bir hastalıktır. Vücudumuzdaki atık maddeler (özellikle proteinler), ürik aside dönüştürülerek vücuttan atılır.
Eklemlerde biriken ürik asit kristallerinin, eklemlerde iltihaplanma oluşturmasıyla karakterize
olan romatizmal bir hastalıktır. Vücudumuzdaki atık maddeler (özellikle proteinler), ürik aside
dönüştürülerek vücuttan atılır. Kandaki ürik asit seviyesi çok fazlaysa, yani üretimi çok fazla
ya da atılımı çok az ise bu ürik asit; doku aralıklarından sızarak eklemlerde ya da kaslarda
ürik asit kristalleri şeklinde birikebilir. Bu biriken kristaller eklemde iltihaplanma oluşturarak,
Gut hastalığına yol açarlar. Bu fazla olan ürik asit eğer böbreklerde birikirse, o zaman da
böbrek taşlarına neden olurlar.
Gut hastalığının daha çok erkeklerde görülmekle birlikte kadınlarda da özellikle menopoz
sonrası daha çok rastlandığını kaydeden Therapy Sport Center Fizik Tedavi Merkezinden
Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, hastalığın belirtilerine dair şunları söyledi:
“Hastalığın belirtileri arasında ağrı, şişlik, kızarıklık, ısı artışı ve hareket kabiliyetinde azalma
vardır. Özellikle, gece sabaha doğru başlayan şiddetli ağrı, hastayı uykusundan uyandıracak
derecededir. Ağrılı olan eklemde hassasiyet çok fazladır ve sadece o bölgeye parmak ucuyla
dokunma bile ciddi ağrı oluşturur. Gut hastalığında sıklıkla ayak baş parmak eklemi tutulumu
görülürken, bilek, diz, dirsek, el parmak eklemleri tutulumuna da rastlanmaktadır.” dedi.
Gut hastalığı nedenleri nelerdir?
Gut hastalığının nedenleri hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları
anlattı: “Hastalığın en yaygın nedenleri arasında aşırı et tüketimi ve alkol tüketimi (özellikle mayalı
içecekler) vardır. Fakat bunların yanı sıra, genetik faktörler, geçirilen sistemik hastalıklar,
cerrahi operasyonlar, metabolik hastalıklar, kullanılan bazı ilaçlar, ekleme alınan travmalar,
aşırı kilolu olmak da risk faktörleri arasında sayılabilir. Gut Hastalığı tanısı çok kolay
konulabilen bir hastalık değildir, diğer eklem artritleriyle karıştırılabilir. Detaylı muayene ve
anamnez alınması önemlidir. Ayırıcı tanı için bazı kan tahlilleri, eklem ve kas ultrasonografisi
ve MR gibi yöntemlere başvurulabilir. Tam teşhis konulabilmesi için etkilenen eklemden
sinovyal sıvı alınır ve bunun mikroskobik incelemesi yapılarak içerisindeki ürik asit kristalleri
araştırılır. Gut hastalığı akut ataklarla seyredebildiği gibi bu atakların arasındaki süre azalır
ve hastalık tedavi edilmezse eklemlerde kalıcı hasarların oluştuğu kronik evreye geçiş
olabilir. Eklemlerin etrafında kalıcı şişlikler (Tofüs) oluşabilir. Bu gibi durumlar, kişinin hem
sürekli olarak ağrı çekmesine, hem de günlük yaşamda yaşam kalitesinin düşmesine yol
açabilmektedir.” diye konuştu.
Gut hastalığı tedavisi nasıl olur?
Gut hastalığının tedavisinde öncelikli olarak hastanın beslenmesinin büyük önem taşıdığının
altını çizen Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Günlük tüketilen protein seviyesi mutlaka kontrol altında olmalı, alkollü ve mayalı
içeceklerden uzak durulmalıdır. Bu konuda diyetisyen desteği çok önemlidir. Akut alevlenme
dönemlerinde mutlaka etkilenen eklem istirahate alınmalı ve gerekli antienflamatuar tedavi
düzenlenmelidir. Kandaki yüksek olan ürik asit seviyesini düşüren ilaçlar, romatoloji
uzmanları tarafından hastaya reçete edilir. Bu ilaçların da düzenli bir şekilde kullanımı
önemlidir. Bol su tüketimi, bu hastalıkta önemli rol oynamaktadır. Akut atakların geçtiği
süreçte, hafif egzersizlerle kişiler yaşam kalitesini artırmaya çalışmalıdır. Akut dönemde fizik
tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarından elektroterapi ve soğuk uygulamaları ile ağrı ve
ödem kontrol altına alınabilmekte ve oluşan şişliklerin ve hareket kısıtlılıklarının kalıcı olması
önlenebilmektedir. Akut dönem geçtikten sonra ise, önce basit egzersizlerle daha sonrasında
kademeli artan egzersizlerle eklem hareket kabiliyeti ve kas gücü arttırılabilir. Her zaman
olduğu gibi yaralanma olduktan sonra tedavi etmekle uğraşmak yerine, sağlıklı olduğumuz
dönemde koruma yöntemlerine başvurursak, yaşam kalitemizi bozmadan hayatımıza devam
edebiliriz. Doğru beslenme ve doğru egzersiz programı yaşam kalitemizi arttıracaktır.”
şeklinde konuştu.
MHA