9380,95%0,45
37,90% 0,30
42,94% 1,61
3957,95% 2,25
6383,07% 2,67
Yıllar boyunca bir sır gibi saklanan, sessizce büyüyen bir aşk vardı. Ne zaman ki Anamur’un eski taş sokaklarında ay ışığı yankılandı, işte o zaman bu aşkın izleri yeniden ortaya çıktı. Bu hikâye, yalnızca bir aşk değil, aynı zamanda geçmişin karanlığında saklı kalan duyguların yeniden uyanışıdır.
Ayşen, İstanbul’dan Anamur’a ilk kez geldiğinde, sadece birkaç haftalık bir mola planlamıştı. Denizi, limon kokan sokakları ve tarihi kalıntılarıyla Anamur ona huzur veriyordu. Ancak asıl büyü, kasabanın tam ortasındaki terkedilmiş taş evde başlamıştı.
Bir gün yürüyüş yaparken, demir kapısı pas tutmuş, duvarları sarmaşıklarla örtülmüş o evin önünde durdu. Eski bir pencereyi izlerken içinde garip bir his belirdi. Sanki biri onu izliyordu, ama görünürde kimse yoktu. Tam o anda rüzgarla birlikte bir fısıltı duydu: “Sakın unutma beni…”
Ayşen ürperdi ama korkmadı. Aksine, içine gizemli bir merak düştü. Ertesi gün tekrar gitti o eve. Kapının önünde bir zarf buldu. Üzerinde sadece şu yazıyordu: “A.”
Zarfın içinden çıkan sararmış kâğıtta şu satırlar vardı:
"Eğer bu mektubu okuyorsan, demek ki seni yıllardır bekliyordum. Adın ne bilmiyorum ama gözlerin, yıllar önce kalbimi çalan o kadını hatırlatıyor. Ben bu evde, zamanın durduğu bir anda seni hayal ettim. Belki de aşk, sadece yaşanmak için değil, hissettirmek için vardır.
Ayşen'in yüreği hızla çarpmaya başladı. Bu bir şaka mıydı, yoksa gerçekten zamanın ötesinden gelen bir mektup muydu? Günlerce düşündü. Sonunda tekrar eve gitmeye karar verdi. Bu kez içeri girdi. Evin içinde yıllardır kimsenin dokunmadığı eşyalar, duvarlara asılmış eski fotoğraflar ve şöminenin üzerinde solmuş bir portre vardı. Portredeki adamın gözleri, mektuptaki duyguları yansıtan aynı hüzne sahipti.
Her gece aynı rüyayı görmeye başladı Ayşen. Rüyasında, bir adam elini uzatıyor ve “Gölgedeki kalbimi bul” diyordu. Uyanınca hep aynı cümle dudaklarındaydı: “Aşk zaman tanımaz.”
Bir gece eve tekrar gittiğinde, şöminenin altındaki gevşemiş taşları fark etti. Taşlardan birinin altında başka bir zarf vardı. Bu defa mektup daha netti:
"Zamanın dışındayım ama kalbim hâlâ bu dünyada. Eğer sen de benim kadar hissediyorsan, bir gün şu cümleyi fısılda: 'Kalbin benimle hâlâ atıyor.' O zaman sonsuzluk bile aşka engel olamaz."
Ayşen, o gece ilk kez yüksek sesle söyledi bu cümleyi. Evin içindeki hava değişti. Portredeki adamın gözleri bir anlığına canlandı sanki. Ve bir an… sadece bir an… Ayşen onun sıcaklığını hissetti. Gözyaşları sessizce aktı.
O günden sonra Ayşen, Anamur’da kalmaya karar verdi. Her gün o evi ziyaret ediyor, taş pencerenin önünde sessizce oturuyordu. Gelen geçen onun bir hayalperest olduğunu düşündü. Ama o biliyordu… gerçek aşk, yalnızca tenle değil, ruhla da yaşanabilirdi.
Belki o adam bir zaman yolcusuydu, belki de yalnızca bir hayaldi. Ama Ayşen’e göre, “Gölgedeki Kalp” asla yalnız değildi artık.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.