9624,85%-0,79
38,69% -0,20
43,49% 0,28
3956,39% -0,11
6436,36% -0,34
İklim değişikliğinin giderek şiddetini artırdığı, kuraklıkların tarım arazilerini kavurduğu ve savaşların gıda tedarik zincirlerini parçaladığı bir dönemdeyiz. Bu üçlü kriz; yalnızca çiftçileri değil, tüm dünya nüfusunu etkiliyor. Çünkü tarım, artık sadece gıda üretimi değil, aynı zamanda ekonomik güvenliğin, sosyal istikrarın ve halk sağlığının da temeli haline geldi.
Özellikle Ukrayna-Rusya savaşı gibi jeopolitik gerilimler, tahıl ve gübre arzını kesintiye uğrattı. Bu da başta buğday, mısır, ayçiçeği gibi temel gıda ürünlerinin fiyatlarında sert artışlara yol açtı. Diğer yandan iklim değişikliğiyle birlikte yaşanan uzun süreli kuraklıklar, başta Orta Doğu, Afrika ve Güney Asya'da olmak üzere birçok bölgede tarımsal verimliliği düşürdü.
Yüksek gıda fiyatları, gelişmekte olan ülkelerde enflasyonu körüklüyor ve halkın temel ihtiyaçlara erişimini zorlaştırıyor. Bu durum, gıda güvencesi sorununu küresel bir boyuta taşıyor. Dünya Bankası ve FAO gibi uluslararası kuruluşlar, önümüzdeki yıllarda tarım yatırımlarının artırılması, sürdürülebilir üretim modellerine geçilmesi ve iklim direncine sahip tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor.
Aksi halde, hem kırsal kalkınma sekteye uğrayacak hem de milyonlarca insan açlıkla yüz yüze kalacak. Tarım ekonomisinin geleceği, bugün alınacak stratejik kararlarla şekillenecek.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.