​Gezegenimizdeki Gerçek Su Miktarı Geleceğe Dair Endişeleri Artırıyor

Özellikle iklim değişikliğinin etkilerinin giderek daha belirgin hale geldiği bir dönemde, bilimsel verilerle oluşturulan "su küreleri" adlı bu görsel, su kaynaklarımızın ne kadar sınırlı olduğunu ortaya koyuyor.

​ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) tarafından hazırlanan ve NASA gibi kuruluşlarca da paylaşılan bu görselde, ana gezegenimiz Dünya'nın yanında, üç farklı büyüklükte küre yer alıyor. Bunlardan en büyüğü, Dünya'nın tüm sularını, yani okyanusları, nehirleri, gölleri, yeraltı sularını, buzulları ve atmosferdeki su buharını kapsıyor. Bu kürenin çapı sadece 1385 kilometre. Bu, gezegenimizin devasa hacmi yanında küçücük bir nokta gibi duruyor. İkinci en küçük küre ise Dünya'daki toplam tatlı su miktarını temsil ediyor. Bu küçük küre, toplam suyun sadece yüzde 2,5'ini oluşturuyor. Daha da küçük olan üçüncü küre ise, bu tatlı suyun insanlar tarafından doğrudan erişilebilen, yani göller ve nehirlerde bulunan kısmını simgeliyor.

​Su Zannettiğimizden Çok Daha Az

​Bu görselleştirme, uzun yıllardır suyun ne kadar sınırlı bir kaynak olduğu konusunda yapılan bilimsel uyarıları somutlaştırıyor. Yapılan araştırmalara göre, Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 71'i suyla kaplı olsa da, bu suyun yüzde 97,5'i tuzlu sulardan oluşuyor ve doğrudan kullanıma uygun değil (USGS). Geriye kalan yüzde 2,5'lik tatlı suyun büyük bir kısmı ise kutup buzullarında ve yeraltı su kaynaklarında kilitli kalmış durumda. Dolayısıyla, nehirler ve göller gibi kolay erişilebilir tatlı su kaynakları, toplam suyun sadece çok küçük bir bölümünü oluşturuyor.

​Küresel Su Krizi Tehlikesi Artıyor

​Dünya genelinde artan nüfus, sanayileşme ve tarımsal faaliyetler suya olan talebi her geçen gün artırırken, küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi faktörler su kaynakları üzerindeki baskıyı iyice yoğunlaştırıyor. Birleşmiş Milletler'in (UN) verilerine göre, 2,2 milyardan fazla insan hâlâ güvenli içme suyuna erişimde zorluk çekiyor. Bilim insanları, su kaynaklarının sorumsuzca tüketilmesi ve kirletilmesi halinde, gelecek kuşakları çok daha büyük su kıtlığı krizlerinin beklediği konusunda uyarıyor.

​Bu durum, su tasarrufu ve kaynakların sürdürülebilir yönetimi konusunda acil eylem planlarının hayata geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bireysel düzeyde su tüketimini azaltmak, sanayide ve tarımda verimli su kullanım yöntemlerini benimsemek ve su kaynaklarını kirleten atıklarla mücadele etmek, gelecekte yaşanabilecek su krizinin önüne geçebilmek için hayati önem taşıyor.

​Bu çarpıcı görsel, suyun sadece bir kaynak değil, aynı zamanda korunması gereken en değerli varlığımız olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.