9420,42%1,29
34,41% 0,24
36,24% 0,09
2840,80% 0,24
4751,95% 0,00
Şubat ayında TÜFE beklentilerin altında 3,15 oranında artış gösterirken, yıllık bazda TÜFE ocak ayındaki yüzde 57,68 seviyesinden şubat ayında yüzde 55,18 seviyesine geriledi.
Şubat ayında TÜFE beklentilerin altında 3,15 oranında artış gösterirken, yıllık bazda TÜFE Ocak ayındaki yüzde 57,68 seviyesinden Şubat ayında yüzde 55,18 seviyesine geriledi. Gıda enflasyonu yıllık bazda yüzde 71,00 seviyesinden yüzde 69,33 seviyesine, çekirdek enflasyon ise yüzde 53 seviyesinden yüzde 50,58 seviyesine geriledi. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 4,81 olarak açıklanan aylık bazda enflasyon sonrası, baz etkisi kaynaklı olarak enflasyon son iki ayda olduğu gibi Şubat ayında da gerilemeye devam etti.
ÜFE ise aylık bazda yüzde 1,56 artış gösterirken, yıllık artış bir önceki aydaki yüzde 86,46 seviyesinden Şubat ayında yüzde 76,61 seviyesine gerilemiş oldu.
TÜFE tarafında aylık bazda gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 7,36, eğitim yüzde 5,69, lokanta ve oteller yüzde 4,07 artış gösterirken, şubat ayında düşüş gösteren gruplar yüzde 0,43 ile alkollü içecek ve tütün, yüzde 1,76 ile giyim ve ayakkabı oldu.
ÜFE tarafında ise en fazla artış yüzde 6,89 ile elektrikli teçhizat, yüzde 4,98 ile diğer madencilik ve taşocakçılığı ürünleri, yüzde 4,69 ile basım ve kayıt hizmetleri olurken, şubat ayında düşüş gösteren gruplar yüzde 0,69 ile metal cevherleri, yüzde 1,46 ile kok ve rafine petrol ürünleri, yüzde 6,78 ile elektrik, gaz ve buhar iklimlendirme oldu.
Yurt içinde beklentilere paralel sayılabilecek gelen enflasyon verisi sonrasında endekste yüksek volatilite gerçekleşmedi. Deprem etkilerinin endeksteki yaraları regülatör kararları ve yurt içi haber akışlarına bağlı olarak sarılmaya devam ederken, bilanço döneminin son günlerine yaklaşıldığı bu dönemde şirket karlılıkları endekse katalist etkisi yarattı.
Yurt dışı piyasalarda ise Fed belirsizliği hakim. ABD’de Türkiye’de deprem etkisi nedeniyle sağlıklı fiyat oluşumlarının olmadığı ve piyasaların kapalı olduğu haftada gelen enflasyon verilerinin beklentilerin üstünde kalması, 50 baz puan faiz artırımına tekrar dönülebileceği mesajlarına neden oldu. Fed’in enflasyon tahminlerinde önemli bir rolü olan PCE verisinin de beklenti üstü kalması enflasyonist riskleri tetikledi. Dolar endeksi ve tahvil faizleri yükselirken, risk iştahında yön arayışı sürüyor. Makroekonomik veriler ardından bir sonraki ay Fed’in 25 baz puan faiz artırma ihtimali yüzde 71,’e gerilerken, 50 baz puan artırım ihtimali yüzde 29’a yükseldi. Dün İşsizlik Maaşı Başvurularındaki geri çekilme de istihdamdaki güçlü seyri ön plana koyarken, istihdam piyasalarının yukarı yönlü seyri iç talebe bağlı olarak ABD’de geri çekilen enflasyonu baskılayabilir.
Son TCMB Toplantısında politika faizinde 0 ya da 100 puan indirim beklentilerinin olduğu dönemde Merkez tarafından 50 baz puan faiz indirimine gidildi. Karar metninde depremin etkileri ile enflasyon kanadının yakından takip edileceği belirtilirken, ekonomik aktivitelerin olumsuz etkilenmesi/etkilenecek olması ile finansal koşulların destekleyici olması amacıyla 50 baz puan faiz indirimi olduğu belirtildi. Deprem etkilerinin yılın ilk yarısındaki izlerinin izleneceği düşünülürse finansal koşulların desteklenmesi koşulu ile 23 Mart’taki PPK toplantısında 50 baz puan indirim olacağını ön görüyoruz.
Kaynak: İnfo Yatırım
Hibya Haber Ajansı