10004,35%0,89
35,28% 0,16
36,72% 0,17
2978,34% 0,53
4817,06% 0,40
Fed’in 21 Eylül’de en az 75 bps faiz artıracağı düşünülüyor. Çekirdek enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskı ettiğinden Fed’in faiz artırma konusundaki perspektifin biraz daha şahin tarafa doğru kayması mümkün olabilir.
ABD Hazine tahvilleri, %0,6 a/a ve %6,3 y/y'lik beklenenden daha güçlü olan Ağustos çekirdek TÜFE verilerinin ardından geriledi. y. UST 2Y getirisi, TÜFE kaynaklı büyük bir artışla %3,77'ye yükselerek 15 yılın en yüksek seviyesine ulaştı ve çok izlenen UST 10Y tahvil getirisi %3,44'e yükseldi. Faiz traderları, Fed'in önümüzdeki haftaki FOMC toplantısında şimdi Fed fon oranını 75 baz puan artıracağına bahse giriyor. Diğer taraftan, Hazine'nin, geçen yılın aynı ayındaki ~171 milyar $'dan Ağustos'ta ~220 milyar $'a yükselen yıllık bütçe açığında daha fazla bir sıçrama görülüyor.
Fed’in 21 Eylül’de en az 75 bps faiz artıracağı düşünülüyor. Çekirdek enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskı ettiğinden Fed’in faiz artırma konusundaki perspektifin biraz daha şahin tarafa doğru kayması mümkün olabilir. Fed'in nasıl devam edeceği, terminal faiz oranını yükseltip yükseltmeyeceği ve altında yatan ekonomik projeksiyon güncellemeleri daha önemli olacak. Terminal oranın %4 üzerine çıkarılması, FOMC toplantısına dair bilindik ayrıntıların üzerine yeni bir ekleme olur. Fed’in mevcut verilerle muhtemelen faiz artırımında henüz sona yaklaşmadığı düşüncesi biraz daha hakim hale gelmiş durumda.
ECB, piyasa beklentileri doğrultusunda faiz oranlarını %0,75 artırdı. Talebi frenlemek ve bunun üzerinden enflasyon beklentilerinin kontrolünün sağlanması için önümüzdeki toplantılarda faiz artırımlarının devam etmesi beklentisi canlı tutuluyor. ECB’nin bu konudaki düzenlemeleri tahvil piyasalarında satışların devam etmesine neden oluyor. İtalyan-Alman spreadi halen takip altında ve halen son yılların en yüksek seviyesinde. Merkez bankalarının agresif faiz artış döngüsü küresel getirilerin yükselmesinde ana etken. JGB piyasasında da BOJ’un %0,25 bandını korumasının zorlaşması ve bu nedenle strateji değişikliği olması beklenebilir.
Türk varlıklarına bakacak olursak; Türk lirası dolar karşısında bir miktar değer kaybederken, lira cinsinden tahvillerdeki yükseliş devam ediyor. Merkez Bankası'nın liraizasyon kapsamında aldığı kararların ardından lira cinsinden tahvillerdeki ralli devam ederken, 10 yıllık tahvillerin getirisi %11,36'ya geriledi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2 yıl vadeli tahvil ihalesinde bileşik faiz %14,63 olurken, ihalede 1,7 milyar lira teklif karşılığında 964,5 milyon liralık satış gerçekleşti. Türk borçlanma araçları piyasası, lirasve dolar tahvilleri neredeyse aynı getirilerde işlem görürken, ekonomik gerçeklikten giderek daha fazla kopuyor. Kasım 2030'da vadesi dolacak lira cinsinden tahvillerin getirisi, ülkenin benzer vadeli dolar tahvillerinin geçen haftaki oranının 13 baz puan altına düştü. Mart ayında, yerel getiriler kabaca 1.800 baz puan daha yüksekti.
Lira tahvil rallisi, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıya ve liranın daha da zayıflayacağı beklentilerine rağmen gerçekleşiyor. Yabancı yatırımcılar, ülkenin yerel tahvillerinden büyük ölçüde çıktılar, yani oradaki fiyat hareketleri, ekonomik temellerden bağımsız olarak yeni kurallara uymak için acele eden Türk yatırımcılar tarafından yönlendiriliyor. Geçen ay merkez bankası, ekonominin yavaşlıyor olabileceğine dair işaretlere karşı koymak amacıyla bankaları ticari kredi oranlarını Türkiye'nin %13'lük gösterge politika faiz oranına yaklaştırmaya zorlayan kurallar yayınladı. Daha öncesinde de, borç verenleri teminat ve banka rezervleri için lira tahvilleri almaya zorlamıştı. Bankaların talebinin sürmesi muhtemelen TL bazlı tahvil faizlerinin baskılanmaya devam etmesine ve verim eğrisinin gerilemesine meydan verecek. Ancak TÜFE veya CDS’in artması, sabit faizli menkul kıymetleri portföylerinde ağırlıklandırmak durumunda kalan bankaların portföy risklerini artırabilir.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı