Enerji fiyatları farklı sektörlerde atılacak adımların belirlenmesinde önemli bir rol oynuyor. Bu kapsamda, Bitcoin ağının çalışması için enerjiye ihtiyaç olduğunu unutmamak gerekiyor. Küresel enerji fiyatlarının arttığı bir konjonktürde, madencilerin işlemleri doğrulamak için harcadıkları enerji daha maliyetli hâle geliyor. Bu maliyetin yanı sıra tüketilen enerjinin miktarının boyutu kamusal otoritelerin Bitcoin madencilerine karşı tutum almalarına yol açabiliyor. Özellikle yakın bir gelecekte ürettiğinden fazla enerji tüketen bazı ülkelerin Bitcoin madenciliğine tedbir getirdiğini ya da elektrik bedellerini artırdığını görebiliriz.
Bitcoin, âtıl enerjinin efektif kullanımına olanak tanıyabilir
Dünyada net enerji üreticisi olan, yani tükettiğinden fazla enerji üreten birçok ülke mevcut. Bu ülkeler zaman zaman politik veya ekonomik sebeplerle aynı miktarda enerji üretmesine rağmen küresel pazara sağladığı tedarikte kısıntıya gitmeyi düşünebiliyor. Öte yandan, enerji üretiminde kullanılan petrol gibi emtiaların üretim kapasitesiyle oynamak tesislerde problemlere sebep olmanın yanı sıra ek maliyetler de getirebiliyor. Dolayısıyla âtıl kalan enerjinin bir şekilde depolanması veya tüketilmesi gerekiyor. Bitcoin, âtıl kalan bu enerjinin oldukça efektif bir şekilde kullanılabilmesi adına mükemmel bir yol olarak karşımıza çıkıyor. Madencilik faaliyetleri aracılığıyla bu âtıl enerjinin bir finansal varlığa dönüştürülmesi oldukça mümkün görünüyor.
Bitcoin madencileri enerji fazlası veren ülkelere taşınabilir
Kripto para ekosistemi yaşanan her türlü gelişmeye hızlı bir şekilde uyum sağlayabilen esnek bir yapıya sahip. Enerji fiyatlarında yaşanan değişim de ekosistemin yeni bir uyum sürecine girmesine neden olabilir. Enerji açığı veren ülkelerde özellikle elektriğin daha pahalı hâle gelmesi madencilerin farklı ülkelere taşınmasına yol açabilir. Taşınma sürecinin enerji fazlası veren ülkelere doğru gerçekleşmesini bekleyebiliriz. Dolayısıyla ilerleyen günlerde ABD, Kanada ve Avrupa’da getirilecek olası tedbirler Bitcoin madenciliğini Venezuela, Angola ve Cezayir gibi ülkelere kaydırabilir. Ancak bu yönde atılacak muhtemel adımlar, Bitcoin’in sonunun geldiği anlamını taşımıyor. Nihayetinde geçmişte de Çin’de getirilen madencilik yasağıyla birlikte faaliyetler ABD, Kanada ve Avrupa’ya kaymış ve Bitcoin de hayatına devam etmişti.
Para politikaları sıkılaşmak yerine gevşeyecektir
Dünya genelinde insanların karşı karşıya kaldığı enflasyonla birlikte itibari para arzı arttıkça Bitcoin gibi sabit arza sahip varlıklar daha değerli hâle geliyor. Önümüzdeki dönemde beklenen genişletici para politikalarına paralel olarak Bitcoin’in olumlu reaksiyon gösterebileceğini söyleyebiliriz. Bu sebeplerden ötürü Bitcoin’in dip seviyelerdeki konumunda kalmasını beklemek gerçekçi bir yaklaşım sunmuyor. Bununla birlikte, bizleri artan likiditeyle beraber enerji üretiminde artışın hedeflendiği bir dönem bekliyor. Sonuç olarak, zaman içerisinde enerji satın alma gücünü artırdığını ispatlayan Bitcoin, ispat özelinde elde ettiği kazanımları güçlendirmeye devam edecektir.