9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
DEVA Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, depremzede kadınların ihtiyaçlarının karşılanması için çağrıda bulunarak deprem bölgesindeki kadınların yaşadığı zorluklara ilişkin bilgiler paylaştı.
DEVA Partisi Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, depremzede kadınların ihtiyaçlarının karşılanması için çağrıda bulunarak deprem bölgesindeki kadınların yaşadığı zorluklara ilişkin bilgiler paylaştı.
Yaşam alanları kadınlar için zorlu ve güvensiz olduğunu söyleyen Esen, “Açık, güvenliksiz ve kalabalık yerlerde barınmaya çalışan kadınların mahremiyet alanlarının olmaması, tuvaletlerin ve yıkanma yerlerinin kadınlar ve kız çocukları için ayrı olmaması, emzirme alanı bulmakta zorlanılması yaşamı zorlu ve güvensiz hale getiriyor. Tüm bu potansiyel riskler kadınlarda kaygı durumunu ve psikolojik depresyon ihtimalini iyice artırıyor” diye konuştu
Verilere göre depremden etkilenen yaklaşık 4 milyon kadın üreme çağında. 24 bin kadının önümüzdeki ay doğum yapacağı öngörülüyor diyen Kadın Politikaları Başkanı Elif Esen, “Ancak işleri hiç de kolay değil. Hijyenik şartlar olmadığı için enfeksiyon riski çok yüksek. Ayrıca hamilelerin doğum sürecinde doktor takibine ve kaliteli bakıma erişebilmeleri hayati önemde. Bu dönemde alınması gereken ilaç ve takviyeler var. Uzmanlar stres, kötü koşullar ve travmalar nedeniyle erken doğumlar, düşükler, düşük doğum tartılı bebekler ve anne-bebek ölümleri beklediklerini ifade ediyor. Hamilelerin yaşadıkları yerde takip edilmeleri son derece önemli çünkü yollardaki risk ciddi sorunlara sebep olabiliyor.” dedi.
Deprem bölgesinde üzüntü ve korkudan dışarıda ne yemek bulursa yiyen, sütü kesilen, emziremeyen annelerin olduğunu söyleyen Esen, “Afet sonucu stres hormonu yükselmesi anne sütünde sorunlar oluşturuyor ve bebek mamasına ihtiyaç duyuluyor. Kadının sütünün olması için bir şeyler yemesi gerekiyor ama gıda imkanları çok kısıtlı. Kadın içmeye su bulsa da tuvalete gitmemek için su içmek istemiyor, sütü bu da azaltıyor. Soğukta bebeklerin altını değiştirmek de ayrı bir zorluk. Elektrik olmadığı için tedavi göremeyen hastalar var” ifadelerini kullandı.
En sık görülen rahatsızlıkları ise akut ve travma sonrası stres bozukluğu olduğunu belirten Esen, “Kabuslar, yabancılaşma, depremi hatırlatan mekan ve yerlerden kaçınma gibi sorunlarla kendini gösteren bu rahatsızlıklar tedavi edilmezse kalıcı hale gelebiliyor. Kadınlarda en sık görülen psikolojik durum ise kaygı bozukluğu. Uzmanlara göre korku, öfke, suçluluk, çaresizlik ve donup kalma gibi duygu durumlarının yaşanması oldukça normal” diye sözlerini tamamladı.
DEVA Partili Esen’in deprem bölgesindeki kadınların hayatını kolaylaştırmak için hazırladıkları çözüm listesi şu şekilde:
“Farklı sosyal gereksinimlere sahip tam kapsamlı çadır alanları kurulmalı.
Bu hizmetlere kadının güvenle erişimini sağlayacak tedbirler alınmalı.
Kadınların hijyenik ve öz bakım ihtiyaçları karşılanmalı. Temizlik ürünleri, kadın pedi gibi ürünlere kolay ve sürdürülebilir erişim sağlanmalı.
Üreme sistemi ve idrar yolu enfeksiyonlarının hızlı takibi ve tedavisi yapılmalı.
Hamileler doktor takibine alınmalı.
Hamileler temiz su, kıyafet ve gıdalara hızlı ve kolay erişebilmeli.
Hamileler almaları gereken ilaçlar ve takviyelere ulaşabilmeli.
Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği’nden kadın sağlığı ve doğum uzmanlığı eğitimi almış uzmanların görevlendirilmesi hızlandırılmalı.
Mobil muayene şartları sağlanmalı, jinekolojik masa ve ultrason bulundurulmalı. Doğumlar ve sezaryenler yapılabilmeli.
Sağlık Bakanlığı bölgede doğum yapılabilen yerleri duyurmalı.
Yeni annelere temizlik ve annelik kitleri sağlanmalı. Sabun, iç çamaşırı, hijyenik ped, bebek battaniyesi, bebek bezi, lohusa pedi, diş fırçası, dış macunu verilmeli.
Hijyen ve ısı şartlarında emzirme ve bebek bezi değiştirme alanları açılmalı.
Anne sütü yeterli olmayan durumlarda, ek mama hazırlanması için steril şartlar sağlanmalı. Bebek maması desteği verilmeli.
Sosyal destek alanı ve çadırlar arasında taşımalı ulaşım sistemi kurulmalı.
Kadın ve çocuklara psikososyal destek sunulmalı. Kaygı halleri giderilmeli, güvende oldukları hissettirilmeli.
Bölgede hizmet verecek sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve pedagog sayısı artırılmalı.
Sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışma yapılmalı, dayanışma ruhu canlı tutularak etkin ve yaygın destek sağlanmalı.
Anne ve çocuğun birlikte vakit geçirebileceği, oyun oynayabileceği alanlar oluşturulmalı. Oyun terapi alanları, çocuk parkları kurulmalı.
Gönüllülere eğitim ve süpervizyon desteği verilmeli.”
Hibya Haber Ajansı