Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu, Cumhuriyetin ilk asrının son yılına girildiğinin altını çizerek, “Her yıl zordu ama emin olun hiçbir yıl içine girdiğimiz bir asrın son yılı kadar kritik olmadı. Hiçbir seçim önümüzdeki seçim kadar belirleyici olmadı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında bir otoriter düzeni yapısal nitelik kazanarak kemikleşmesi riski ile karşı karşıyayız.” dedi.
Kazanımların korunmasının herkesin hak ve hukukunu koruyan bir sistemle mümkün olabileceğini söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Eskiden de yolsuzluklar vardı, ama bu yolsuzlukların bireysel olduğuna ve günü geldiğinde millet kaynaklarını hortumlayanların hesaba çekileceğine inanırdık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında öylesine bir otoriter yolsuzluk düzeni inşa edildi ki, yolsuzluğun tanımı kalmadı.”
Davutoğlu, yüzyıl içerisinde birçok ekonomik kriz ve yolsuzluk gördüklerini belirterek, “Başımızı iki elimizin arasına alarak basiretle ‘Nereye gidiyoruz’ sorusuna sorarak tercihler yapmak zorunda olduğumuz zor ama çok zor bir yıla giriyoruz. Sadece ülkemiz değil dünya da zor bir dönemecin eşiğinde. Aynen Cumhuriyetimizin ilk çeyrek asrında iki cihan savaşı arasında olduğu gibi uluslararası sistem ve hukuk felç olmuş durumda.” diye konuştu.
Krizlerin hayatın ve tarihi akışın doğal ürünlerini olduğunun altını çizen Davutoğlu, “Önemli olan bu krizlere hazırlıklı olup olmadığınızdır. Böylesi bir hazırlığın üç temel unsuru vardır: Devlet kaynaklarının imkan ve kapasitesi, milletin refah düzeyi ve kurumların krizlere refleks gösterme kabiliyeti. Eğer devletinizin hazinesi, kamu kaynakları kriz dönemlerinde halkın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde ise bu krizlerin ortaya çıkarabileceği maliyetler karşılanır ve kriz en az hasarla atlatılır.” dedi.
Davutoğlu , 2023 yılı için belirlenen bütçeler hakkında değerlendirmelerde bulunarak, şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Erdoğan ise dış ticaret fazlasından bahsediyor. Ailenin alım satımından haberdar olmayan bir aile reisi bir aileyi yönetme kabiliyetini nasıl kaybederse sayın Erdoğan da ülkeyi yönetme kapasitesini o ölçüde kaybetmiştir. Cumhuriyetimizin yüzüncü yıl bütçesi ise ülkemiz için alarm sinyalleri veren yüzkarası bir dengesizlik abidesi. Bütçe açığı 650 milyar TL, ödenecek faiz 583 milyar TL. Maalesef devletin Merkez Bankası ve Hazine kaynakları negatifte, ihtiyat akçesi tüketilmiş bir şekilde bu kriz sarmalına giriyoruz.”
Başörtüsü konusu hakkında konuşan Davutoğlu, “İktidar TBMM’nde tam bir mutabakat ile çıkabilecek bir düzenlemeyi referanduma götürerek istismar etme derdinde. Teklifin sahibi olan ana muhalefet partisi ile görüşerek sorunu TBMM’nde külliyen çözmek yerine başkaları görüştüğünde terörle işbirliği diye suçladığı HDP’ye heyet göndermek neyin nesi Allah aşkına? Kulak vermeyeceğini bildiğim halde Sayın Erdoğan’a bir kez daha seslenmek istiyorum. Yapma Sayın Erdoğan. Başörtüsünü referanduma götürme. Bu onur sembolünü rakamlara kurban etme.” şeklinde konuştu.
Davutoğlu, “Başörtüsü bir gollük pas veya el yükseltme aracı değildir.” diyerek, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir kez olsun Cumhurbaşkanlığı makamının birleştirici rolünü hatırla ve hiçbir ayrım yapmadan bütün parti liderlerini bir akşam yemeğine davet et ve orada onlardan bu düzenleme için destek iste. TBMM’nde yüzde 100 mutabakatla çıkması kesin olan bu yasal veya anayasal düzenlemeyi referanduma götürmek insan hak ve özgürlüklerini ve manevi değerleri sınamaya sokmak olur.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin Yüzyılı ile ilgili açıklamalarını hatırlan Davutoğlu, “ Yeni yüzyıl, bütün bu efsunlu kelimelerin yüzyılı olacakmış. Yandaş medyaya bakarsanız Erdoğan yepyeni şeyler söylemiş. Şaşırtmaya da devam edecekmiş. Allah aşkına sorarım sizlere, Neydi yeni olan bu konuşmada? 2011 yılında vaad ettiğiniz ama 2016’dan beri ürettiğiniz saçma sapan politikalarla kadük hale getirdiğiniz hedefleri, şimdi ‘yeni’ diye millete yutturmaya çalışıyorsunuz.
Davutoğlu, Türkiye Yüzyılı açıklamalarında güçler birliğinin yarattığı krizlere çözüm olmadığını öne sürerek, “Zinhar ülkenin asli sorunları yok Yol, köprü, hastane yatak sayısı üzerinden popülizm var ama zinhar ülkenin asli sorunları yok. Salonu coşturmak var ama geriye gittiğimiz alanlarda nasıl ayağa kalkacağımız yok.” şeklinde konuştu.
“Halk derin sorunlarla boğuşurken iktidar ortakları birbirlerine ayar vermekle meşgul” ifadesini kullanan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Bahçeli tek taraflı olarak Erdoğan’a ve AK Parti’ye ayar veriyor. Sayın Erdoğan her fırsatta koalisyonların kötülüklerinden dem vuruyor. Ancak bugün görülen Erdoğan-Bahçeli ortaklığı koalisyonların en kötüsü. Dikkat edin Erdoğan-Bahçeli koalisyonu dedim AK Parti-MHP koalisyonu bile değil. AK Partili bakanlardan parti yetkililerinden kimin devam edeceğine kimin ayrılması gerektiğine Bahçeli karar veriyor.”
Davutoğlu, partisinin çalışmaları hakkında, “Tarihin bu kritik eşiğinde devletimiz, ülkemiz ve milletimiz sahipsiz değildir. Gelecek Partisi kadroları bu zor günlerde mevki, makam ve çıkar elde etmek için değil çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği için harekete geçmiştir. Umutların kesildiği yerde umut olmaya, çözümlerin sanıldığı yerde çözüm bulmaya, değerlerin kaybolduğu düşünüldüğü zamanda değerleri ihya etmeye geliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gelecek partisinin haykırış sesinin, Türkiye’ye yeni bir nefes olacağını öne süren Davutoğlu, “Gün zor şartların karamsarlığına kapılma günü değil yeni umut dalgaları oluşturma günüdür. Gün yoksulluğu ülkenin kaçınılmaz kaderi görme günü bereketli ülkemizin kaynaklarını refah için harekete geçirme günüdür. Gün yasaklar ve baskılar karşısında susma ve sinme günü değil, hakikati emin, gür sesle haykırma günüdür.” dedi.
Hibya Haber Ajansı