10460,44%-1,58
42,33% 0,19
49,36% 0,21
5597,17% -1,03
9303,33% -2,05
Dağların sessiz doruklarında bir sabah, ince bir sis tabakası yamaçları sararken ceylan su içmek için dere kenarına yaklaştı. Tam o sırada gri kürküyle dağın gölgesinden çıkan bir kurt, beklenmedik bir şekilde konuşmaya başladı. Bu sıradışı karşılaşma, doğanın kadim dengesini anlatan etkileyici bir fablın kapısını aralıyordu.
Ceylan ürkek ama bilge bir sesle, “Neden hep bizden korkmamız gerektiğini düşünüyorsun?” diye sordu. Kurt, yılların yorgunluğunu taşıyan bakışlarını ceylana çevirerek, “Çünkü yüzyıllardır bize biçilen rol bu… Oysa doğa sadece av ve avcıdan ibaret değil; herkesin kalbinde bir denge var,” dedi. Bu cümle, dağların sessizliğinde yankılandı.
Ceylan, kalbin ritmini anlatır gibi yumuşak bir ifadeyle, “Bizler hızımızla, sizler ise gücünüzle var oluyorsunuz. Ama asıl hakikat, kalbin kırılmadan yaşayabilmesidir. Ben korktuğumda kalbim hızlanır, sen aç kaldığında kalbin hüzünlenir. Demek ki ikimiz de aynı ritmin parçasıyız,” dedi. Kurt ise bu sözlerin ardından derin bir nefes alarak, “Belki de bizi birbirimize düşman eden şey açlık değil, yanlış bildiklerimizdir,” diye ekledi.
Dağlarda yankılanan bu sohbet, doğanın kalp atışıyla birleşen bir bilgelik öyküsüne dönüştü. Ceylan, “Kalp, sadece bedenin değil, yaşamın da pusulasıdır. Korku da sevgi de oradan geçer,” derken, kurt başını eğerek bu gerçeği kabul etti. Böylece ikisi arasında görünmez bir anlaşma doğdu: Doğayı anlamak, birbirini anlamaktan geçiyordu.
Do0ğadaki ceylanın hassas kalbi ve kurtun güçlü yüreği gibi, insanoğlunun da kalbi denge ister. Doğru beslenme, sakin yaşam alışkanlıkları ve zihinsel huzur, bu ritmi korumanın temel yoludur. Dağın zirvesinde başlayan sohbet, aslında modern insanın unutmaya yüz tuttuğu bir gerçeği fısıldar: Kalbin sesi duyuldukça yaşam güçlenir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.