Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
'Söğüt'te dikilen Osmanlı çınarı 3 kıta ve 7 iklimi kucaklayan dallarıyla 600 yıl boyunca dünyanın en güçlü devleti olarak tarihteki şerefli yerini almıştır. Milletimiz tarih boyunca güçlü devletler kurmuş, idaresi altında yaşayan herkesi korumuş, güvende tutmuş, müreffeh kılmıştır. Bu topraklarda Selçuklu'dan Osmanlı'ya oradan Cumhuriyete uzanan her mücadelenin başımızın üzerinde yer vardır. Kendi öz yurdunda garip hale düşürülmeye çalışıldığında bile milletimiz bu vizyonu kaybetmemiş, ecdadın hayallerine sahip çıkmıştır.
Geliştirdiğimiz son teknoloji ürünü İHA'lara Kızılelma adı verirken de bu kavramın işaret ettiği hedefi hayal ediyorduk. Osmanlı Söğüt'te başladığı yolculuğunu önce Bursa, Edirne, İstanbul, Belgrad ve Viyana kapılarına kadar sürdürürken toprak kazanma peşinde değildi, ayak bastığı her yeri eman yurdu haline getirme gayesi taşıyordu.
Bu coşkunuz, bu heyecanınız inanıyorum ki 14 Mayıs'ta burası bir başka patlayacak. Buna hazır mıyız? Hayallerini kaybeden Kızılelması kalmayan milletler tıpkı geçmiştekiler gibi tarihin tozlu sayfaları arasına karışmaya mahkumdur. Biz millet olarak hayallerimden asla vazgeçmediğimiz için hala dimdik ayaktayız. Bölgemize ve dünyaya sözümüzü söylüyoruz. Emperyalistlerin kirli düzeni aksine bizim hayallerimiz hep barış ve hakkaniyete dönüktür.
Ülkemizi çağın şartlarına göre en iyi eser, hizmet, siyasi etkinlik, ekonomik altyapı, askeri güce kavuşturma mücadelesi veriyoruz. Bazı tarihçilere göre bugün 724'üncü kuruluş yıldönümü olan Osmanlı Devleti'ni kötülüyorsa bilin ki ya mankurttur ya kuyruk acısı vardır.
Biz hiçbir zaman sizlerin ve milletimizin hiçbir ferdinin vaktini hamasetle heba etmedik. Allah'ın yardımı ve milletin desteğine güvenerek çıktığımız yolculukta medeniyet ve tarih mirasımızı bize ışık tutan rehber olarak gördük. Ne söylediysek onu yapmanın gayreti içinde olduk. Ne söz verdiysek yerine getirmek için gece gündüz çabaladık. Kazanımlarımız öylesine büyük ki, bunların telafisi sadece vakit meselesidir.
Yaşı müsait olanlar 20 yıl öncesinin eski Türkiye'sini hatırlar mı? Ülkemize 20 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırdık derken ne mübalağa yapıyoruz ne de kimseyi kandırmaya çalışıyoruz. Sadece tüm kalbimizle inandığımız somut verileri ortada olan bir hakikati dile getiriyoruz. Ülkemizin tarihi olarak eski, coğrafi olarak küçük şehirlerinden olan Bilecik bunların en yakın şahididir.
Bilecik'te son 20 yılda toplam 20 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Biz sizlere efendi değil hizmetkar olmaya geldik. Ülkemizin altın talebinin yarısını kendi üretimimizle karşılayabileceğimiz bir seviyeye ulaştık.
Rabbim bizlere inşallah onlara layık olmayı, onların mirasını yaşatmayı, onların bıraktığı emaneti daha ileriye taşımayı nasip etsin.
Biz hiçbir zaman sizlerin ve milletimizin hiçbir ferdinin vaktini hamasetle feda etmedik. Allah'ın yardımı, milletimizin desteğine güvenerek çıktığımız yolculukta medeniyet ve tarih mirasımızı bize ışık tutan rehber olarak gördük.
Ne söylediysek onu yapmanın gayreti içinde olduk. Ne söz verdiysek yerine getirmek için gece gündüz çalıştık. Rabbimiz bize ülkemize ve milletimize ve taahhütlerimizin çoğunu daha da ilerisine geçerek yerine getirmeyi nasip etti.
Eksik kalan işler elbette oldu ama kazanımlarımız öylece büyük ki bunların telafisi sadece vakit meselesidir.
Yaşı müsait olanlar eski Türkiye'yi hatırlar. Eğitim, sağlık, güvenlik, adalet, enerji, ulaşım, spor, sosyal yardımda her alanda Türkiye'nin nereden nereye geldiğini akıl ve vicdan sahibi herkes görüyor kabul ediyor.
20 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırdık derken ne mübalağa yapıyoruz ne de kimseyi kandırmaya çalışıyoruz. Sadece tüm kalbimizle inandığımız somut verileri ortada olan hakikati dile getiriyoruz.
Bilecik'e Şeyh Edebali Üniversitesi'ni kazandırdık. Toplam 21 adet spor tesisi inşa ettik. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımıza 563 milyon lira tutarında kaynak aktardık. 8 hastane, toplam 26 sağlık tesisini tamamladık, 3 tesisin inşaatı devam ediyor.
TOKİ eliyle 2 bin 933 konut yaptık. Bu kapsamda Bayırköy'deki konutlarımızın yapımına başladık. Söğüt millet bahçemizi açılışa hazır hale getirdik.
Hükümete geldiğimizde Bilecik'te 22 kilometreyi 175 kilometreye çıkardık. 22 nire 175 nire! Bursa ve Eskişehir güzergahlarında yol çalışmalarının bir kısmını bu yıl bir kısmını seneye tamamlıyoruz. Bilecik Yüksek Hızlı Tren Garı'nı hizmete açtık.
Yapımı süren Bandırma, Bursa, Yenişehir, Osmaneli hızlı tren hattını inşallah 2025 yılında bitiriyoruz. Bilecik'e 12 baraj, 27 sulama tesisi, 3 hidroelektrik santrali inşa ettik. Toplam 5 baraj ile 26 bin dekar araziyi sulayacak 4 sulama tesisinin yapımı sürüyor.
Şehrimize 2 yeni organize sanayi bölgesi, 1 teknopark, 7 ARGE ve 1 tasarım merkezi kurduk. Yarın birileri buralara gelecek. Onlara sormak lazım 'siz ne yaptınız'. Bugün açılışını yaptığımız yerlerle birlikte artık Bilecik'te doğalgaz götürmediğimiz ilçemiz kalmadı.
Bilecik'e hizmetlerimiz saymakla bitmiyor. Bugün de güncel yatırım tutarı 1 milyar 771 milyon lirayı geçen 52 kamu yatırımı ile 653 milyon lirayı bulan 10 özel sektör yatırımın resmi açılışını yapıyoruz.
Biz sizlere efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Bu Bay Kemal SSK'nın genel müdürü iken bu hastanelere girilmezdi. Tarımda 7 bin 600 dekar alanı sulayacak Söğüt Çaltı'nın açılışını yapıyoruz.
Çeşitli kurumlarımıza ait yatırımların resmi açılışlarını buradan gerçekleştiriyoruz. Ülkemizin üretimine, istihdamına, ihracatına katkıda bulanacağına inandığım 10 özel sektör yatırımının açılışını yapıyoruz.
Buraya gelmeden önce bugün bir açılış yaptık. İlk altın dökümünü gerçekleştirdiğimiz tarım kredi kooperatiflerimizin Gübretaş şirketine ait altın maden ocağı burada. İlk etapta 70 milyon dolarlık bir yatırımla işletmeye açtığımız bu tesisin toplam yatırım tutarı 500 milyon doları bulacak.
Yıllık 2,5 ton ilerleyen dönemde 6,5 ton üretim yapacak bu maden şimdiden bin kişiyi istihdama başladı. Söğüt'teki tesisimizin ülkemizdeki 16 madenin yıllık ortalama 35 tonu bulan üretimi arasında üçüncü sırada yer alacak.
Artık ülkemizin altın talebinin yarısını kendi üretimimizle karşılayabileceğimiz seviyeye geliyoruz. Petrolle birlikte ithalatımızda en büyük yeri tutan altın üretimimizi daha ileri seviyelere çıkarmamız gerekiyor. Doğalgaz ve petrolde nasıl tarihi adımları attıysak inşallah altın üretiminde kısa sürede önemli ilerlemeler sağlayacağız. Bilecek buradan öyle bir ses verin ki, tarih boyunca Osmanlı bayrağının dalgalandığı her yerden duyulsun.'
Hibya Haber Ajansı