HABER MERKEZİ-Yüzyılın en yıkıcı felaketlerinden biri olarak kabul edilen, ülkemizin 10 ilinde çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine ve yaralanmasına yol açan Kahramanmaraş merkezli depremin psikolojik etkileri özellikle çocuklar üzerinde kendini gösteriyor. Sel, yangın ve şiddetli fırtına gibi diğer doğal afetlerden farklı olarak hiçbir belirti vermeyen aniden hızlı bir şekilde ortaya çıkan deprem, çocuklar ve gençler üzerinde unutulması zor derin ve yıkıcı izlere neden oluyor. Deprem çocuklarda, “güvenlik” ve “normallik-olağanlık-“ duyularının sarsılması, duygusal ve fiziksel olarak tükenmişlik, bazı çocuklarda ise diğer arkadaşlarının yaralanması ya da hayatını kaybetmesinden dolayı suçluluk gibi duyguların gelişmesine de yol açabiliyor. Ebeveynlerin sakin davranarak ve deprem hakkında konuşmaktan kaçınmadan çocuklarına sarılarak onların yanına olduğunu hissettirmesi bu süreçte büyük önem taşıyor. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Bölümü’nden Pedagog Dr. Melda Alantar, çocukluk çağı ve ergenlik döneminde, depremin yıkıcı psikolojik etkinin kontrol altına alınması için önerilerde bulundu.
Çocuklar yaş ve gelişimsel olgunluk düzeylerine göre farklı tepkiler gösterir
Kasırga, bora, hortum gibi diğer doğa olaylarından farklı olarak depremler herhangi bir uyarı meydana gelmeden oluşur. Birkaç dakika içinde geniş çaplı yıkımlara neden olur. Bu durum, felaket kurbanlarında başa çıkmayı kolaylaştırıcı psikolojik uyumun azalmasına sebebiyet verir. Hayatta kalanlar artçı şokların sarsıntıları, patlama sesleri, yıkımı hatırlatan duman, is gibi gerçeklerle karşılaşmak zorunda kalırlar. Özellikle çocuklar için karmaşa ve şaşkınlık yaratan bu durumla başa çıkmak çok zordur. Yıkık ve terk edilmiş mekânlar, her yeri kaplayan çamur ve soğuk insanları çaresizliğe sürükler. Doğal afetler sonrası insanlar, olaylar denetimlerinin dışında meydana geldiği için, kendilerini güçsüz hissedip, olumsuz duygusal tepkiler sergilerler. Çocuklar ise yaş ve gelişimsel olgunluk düzeylerine göre farklı tepkiler ortaya koyar. Doğal felaketler sonrası çocuklarda sıklıkla gözlemlenen ortak duygular da bulunmaktadır. İnsanlar doğa olaylarını tümüyle engelleyebilme yetisine sahip değildir. Bu nedenle çocuklarda da her şeyin denetim dışı olduğu duygusu çok belirgindir. Afetler doğal, alışılmış düzenin bozulmasına yol açar. Çocuk “Böyle bir felaket yaşanıyorsa, başıma her türlü kötülük gelebilir” düşüncesiyle güvenini yitirebilir. Emniyette olmadığı duygusuna kapılır.
Doğal afetler sonrası çocuklarda sık görülen bazı belirtiler şunlardır:
Okul öncesi çağ çocuklarında bebeksi davranışlar sergileme, parmak emme, alt ıslatma, anne-babaya sıkıca sarılma, yaramazlık, uyku bozuklukları, iştahsızlık, karanlıktan korkma, arkadaşlarından ve olağan günlük düzenden uzaklaşma gibi belirtiler gözlemlenebilir.
Ani yaşanan şiddetli tehdit duygusunun ardından çocuklar olayların etkileriyle başa çıkabilmek için yaşamlarında önemli olan yetişkinleri örnek alırlar. Anne-baba, öğretmen ve diğer erişkinler doğal afetin ardından sakin davranarak ve başlarına kötü bir şey gelmeyeceği konusunda inandırıcı konuşarak çocuk ve gençlere yardım edebilirler.
Anne ve babalar, depremden etkilenen çocuklarına doğru yaklaşım için özellikle şu noktalara dikkat etmelidir: Olaylar hakkında konuşmaktan kaçınmayın. Olanlardan sonra aklınıza kelime gelmiyorsa, ona sarılarak “Bu gerçekten hepimiz için zor bir durum” demek her zaman işe yarar. Sakin davranarak anne-baba olarak her zaman onun yanında olacağınızı belirtin. Olanlar konusunda çocuğunuza dürüst davranın. Durumun ciddiyetini inkar etmeyin. “Üzülme her şey yolunda” demek çocuğun endişelerini azaltmaz. Çocuk yakın bir gelecek için bunun doğru olmadığını bilir. Ona karşı sıcak ve sevecen davranın. Çocukların duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine izin verin. Bazı çocuklar olayları tekrar tekrar anlatmak isterler, bu yaraları sarma sürecinin bir parçasıdır. Onu dikkatle dinleyin. Küçük çocuklar ise itfaiye aracı, ambulans gibi oyuncaklarla oynayarak duygularını ortaya koyabilirler. En kısa sürede olaylardan önceki ev düzenini sağlamaya ya da yeni bir düzen oluşturmaya çalışın. Aile üyelerinin bir arada olmasına özen gösterin. Çocuğunuzun yetişkinlere yeniden güvenmesini sağlamak için ona verdiğiniz sözleri mutlaka tutun.
Çocuklarınıza medyada sık yer alan afetlere ilişkin haber ve programları izletmeyin. Seyredebilecekleri diğer program önerilerinden söz edin.
Olaylarda yakınlarını ve arkadaşlarını kaybeden çocuklara destek verilmelidir. Yetişkinler ölümle ilgili konuşmalardan, törenlerden çocukları uzak tutarak onları koruyacaklarını zannederler. Bu durum çocukta kaygı ve şaşkınlık yaratır. Ölümü anlatırken basit bir dil kullanın. Çocuğun yaşına uygun kısa, doğru bilgi verin. İsterse törene katılabileceğini söyleyin ve orada nelerle karşılaşacağına dair bilgi verin.