9724,5%-0,42
35,19% 0,30
36,73% 0,92
2968,28% 1,32
4806,92% 0,71
Çin’in Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin, Amerika Birleşik Devletleri’nin düzenlendiği “Demokrasi Zirvesi’nin” kutuplaştırıcı ve çatışmacı niteliğine dikkat çekti.
Çin’in Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin, Amerika Birleşik Devletleri’nin düzenlendiği “Demokrasi Zirvesi’nin” kutuplaştırıcı ve çatışmacı niteliğine dikkat çekti.
Türkiye’nin de davet edilmediği zirvenin Washington yönetiminin tepki çeken hegemonyasunı sürdürme amacıyla organize edildiğini anımsatan Büyükelçi, “Bir ülkenin demokratik olup olmadığına ancak o ülkenin halkı karar verir. Ölçü halkın katılımı, memnuniyet ve kazanç duygusuna sahip olup olmadığı olarak belirlenmelidir.” dedi. Çin’in elde ettiği başarıları anımsatan Çin Büyükelçisi Liu Shaobin bunun ülkedeki tam kapsamlı demokrasiyi yansıttığını vurguladı.
CRI Türk Özel yayınına katılarak gazeteci Gökhun Göçmen’in sorularını yanıtlayan Büyükelçi Liu Shaobin, Türkiye ile ilişkileri stratejik ve uzun vadeli olarak ele aldıklarını söyledi. Kuşak ve Yol İnisyatifi’nin Orta Koridoru ile kenetlemeye hazır olduklarının altını çizen Büyükelçi bölgesel ve küresel barış ile uluslararası sistemin demokratikleşmesi için Türkiye ile çalışmaya hazır olduklarını ifade etti.
Çin’in Türkiye Büyükelçisi Liu Shobin ile yapılan röportajın tamamını takipçilerimizin dikkatine sunuyoruz:
Amerika Birleşik Devletleri geçen günlerde 2. kez “Liderler Demokrasi Zirvesi”ni düzenlendi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü yaptığı açıklamada ABD’ye demokrasi adı altında diğer ülkelere anlayışını dikte etmeyi bırakması tavsiyesinde bulunarak tutumunu ortaya koydu. Türkiye de 'zirveye' davet edilmedi. Bununla ilgili yorumunuz nedir?
Şunun farkındayız, son günlerde ABD kendisinin berbat demokrasi durumuna göz yumarak tekrar sözde Liderler Demokrasi Zirvesi’ni düzenledi ve sözde “otokratik yönetimlere karşı demokrasi” olan yanlış anlatısını uydurdu. ABD’nin asıl amacı bloklaşma siyaseti izlemek ve zıtlaşmayı kışkırtmaktır. Bunu herkes iyi biliyor. Demokrasi insanlık medeniyetinin önemli ortak değeridir ve patenti bir ülkeye ait değildir. Dünyanın herhangi bir ülkesine uyan tek sistem ya da model yoktur. Çin şöyle bir söz var: 'Herkesin ayakkabı numarasının aynı olmasına gerek yoktur. Önemli olan ayaklara uymasıdır.' Her ülkenin yönetişim yolunun aynı olmasına da gerek yok. Önemli olan halkına yararlı olmasıdır. Bir de halklar arasında kullanılan şu ifade var: 'Bir ayakkabının uygun olup olmadığını sadece kendin giydikten sonra anlarsın.' Bu sözü herkes kavrayabilir. Bir ülkenin demokratik olup olmadığına ancak o ülkenin halkı karar verir. Hangi ülkede demokrasinin iyi olup olmadığının ve hatta tüm demokratik standartların ölçüsü o ülkenin modeli ve standartları değildir. Ölçü halkın katılımı, memnuniyet ve kazanç duygusuna sahip olup olmadığı olarak belirlenmelidir.
Çin'in Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin: Umarım Çin ve Türkiye ilişkileri ikili alanlarda somut gelişmeler elde etmesinin yanı sıra bölgesel ve küresel barışa da büyük katkıda bulanacak.
ABD kendi standartlarına göre dünyayı 'demokratik' ve 'demokratik olmayan' şeklinde taraflara ayırmaya çalışıyor. Bunun gibi bölünme provokasyonları ve çatışma kışkırtıcılığı bir 'demokrasi manipülatörü ve yağmacısı' olarak ABD’nin ikiyüzlülüğünü, diğer ülkeleri bastırma, dünyayı bölme, uluslararası toplum tarafından uzun zamandır bilinen ve sevilmeyen hegemonyasını sürdürme yönündeki “uğursuz niteliğini” ortaya koymuştur.
Çin’de demokrasinin gelişimi açısından durum nedir?
Çin tüm süreçlerde halk demokrasisini izlemektedir. Çin kararlılıkla halkın önceli ilkesini tanıyor. Temel kıstasımız halkın bir şeyi savunup savunmaması onaylayıp onaylamaması, memnun olup olmamasıdır. Tüm çalışmalarımızda bunları temel kıstas olarak alıyoruz ve halkı en çok doğrudan ilgilendiren ve çıkar sorunlarını çözmek için çaba sarf ediyoruz.
Çin tam olarak halkın kendi yurdunun efendisi olmasında, halkın hukuk doğrultusunda demokratik seçim, istişare, karar, yönetim ve denetim haklarından faydalanmasının güvence altına alınmasında ısrar ediyor. Bu nedenle Çin halkı şaşırtıcı yaratıcılığını ve üretkenliğini gösterebiliyor. Bu nedenle 1,4 milyardan fazla muazzam nüfusa sahip bir ülkede ekonomik kalkınma ve uzun vadeli toplum istikrar gibi iki mucize yaratılabiliyor. Çin halkının Çin hükümetine olan memnuniyet ve destek oranı üst üste birkaç yıldır yüzde 95’ten fazladır.
Gerçekler tüm süreçteki halk demokrasisinin halkın iradesini yansıtan, Çin’in ulusal koşullarına uyan, halk tarafından savunulan en geniş, gerçek ve etkili demokrasi olduğunu kanıtladı.
Çin-Türkiye ilişkilerinin gelecekteki gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle CRI Türk aracılığıyla 6 Şubat tarihinde Türkiye’nin güney bölgesinde meydana gelen ve büyük can ve mal kaybına neden olan şiddetli depremden dolayı tekrar tüm Türk halkına büyük geçmiş olsun dileklerimi sunmak istiyorum. Şuna inanıyorum ki Türk halkı güçlü çabalarıyla en kısa zaman içinde büyuük afetin getirdiği zorlukların üstesinden gelerek en kısa zaman içinde yeniden yapılanma sürecini tamamlayacak.
Çin ve Türkiye ilişkilerinin geleceğini sordunuz: Çin ve Türkiye dünyada ve bölgede önemli etkiye sahiptir. Çin olarak ikili ilişkilere uzun vadeli ve stratejik açıdan bakıyoruz. Umarım Çin ve Türkiye ilişkileri ikili alanlarda somut gelişmeler elde etmesinin yanı sıra bölgesel ve küresel barışa da büyük katkıda bulanacak.
Son yıllarda iki ülkenin devlet liderlerinin ortak öncülüğünde Çin ile Türkiye arasındaki stratejik iş birliği ilişkileri sürekli olarak ileriye doğru gidiyor. Türkiye tarafı ile birlikte karşılıklı saygı, yarar ve kazan-kazan ilkelerini derinleştirmek, siyasi güveni artırmak, iş birliği potansiyelini derinleştirmek, kalkınma stratejilerinin kenetlenmesini özellikle de Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin Orta Koridor Planı’ya kenetlenmesini güçlendirmek, ortak gelişimi daha iyi bir şekilde hayata geçirmek ve iki ülke halklarının mutlu yaşama kavuşmasını sağlamaya hazırız.
Bunun yanı sıra çeşitli küresel meydan okumalara karşı dünyada ve bölgede önemli etkiye sahip olan Çin ve Türkiye’nin el ele vererek uluslararası düzenin daha adil ve rasyonel bir yönde geliştirmesini hızlandırması, uluslararası ilişkilerin demokratikleşmesini ilerletmesi, küresel yönetişimin daha adil ve rasyonel bir yönde gelişimini desteklemesi, bölge ve dünyanın kalıcı barışı için gerekli katkıda bulunması gerekiyor.
Kaynak: Çin Uluslararası Radyosu
Hibya Haber Ajansı