Usta oyuncu Sumru Yavrucuk, günümüzdeki adalet sistemini değerlendirdi ve “Bu ülkede artık kadınlar, çocuklar, ağaçlar, hayvanlar hep mağdur. Hiçbir zaman da bu kadar ötekileştirilmemişti.” dedi.
Seneler önce reyting rekorları kıran “Fatmagül’ün Suçu Ne?” isimli dizide tecavüze uğramış mağdur kadını desteklerken, işin içinde manevi oğlu da olan ve ikisinin arasında kalmış “Meryem” karakterini canlandıran usta oyuncu Sumru Yavrucuk, OnurAkayMedya’dan Tuğçe Vural ile özel bir söyleşi yaptı.
Günümüzdeki adalet sistemini değerlendirerek hayat verdiği karakter Meryemlere ihtiyacımız var diyen Yavrucuk, “Canlandırdığım karakter Meryem, oğlu olarak benimsediği bir çocukla bir mağdur arasında kalmıştı ve mağdurun yanında olmuştu. Bugünkü adalet sistemimize baktığımızda yaşadığımız dönemi çok iç açıcı bulmuyorum. Gittikçe karamsarlığa düşüyoruz ve hatta iyileşemeyeceğimizi de düşünmeye başladık. Gelecek daha iyi olmayacak mı acaba diyoruz. Anlık karamsarlıklarımız olsa bile direnmemiz ve bunun üstesinden gelmemiz gerekiyor. Meryemlere, sesini çıkaran insanlara ihtiyacımız var. Bu ülkede artık kadınlar, çocuklar, ağaçlar, hayvanlar hep mağdur. Hiçbir zaman da bu kadar ötekileştirilmemişti. Cezasız kalan suçlar, daha büyük suçluları yaratıyor. Ama bu tabloyu hep beraber değiştireceğimizi umut ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Söyleşide “Benim en çok yakıştığım yer sahne üstü” diyen usta oyuncu, “Kendimle hiç sıkılmıyorum, yalnızlık beni hiç sıkmıyor. Yıllardan beri gayet iyi idare ediyoruz oyuncu Sumru ile. Onun dileklerini yerine getirmeye çalışıyorum sürekli. Onun dışında doğaya, insana, kadına karşı sevgi ve şefkat doluyum. Yaptığım işi aşkla yapmaya çalışıyorum.” diyerek yalnızlığını da dile getirdi.
“OYNADIĞIM ROLLERİ VE MESAJLARINI ÖNEMSİYORUM”
Bir projeye bakarken parayla ilgili bir derdi olmadığını, oynadığı rolleri ve mesajlarını önemsediğini de sözlerine ekleyen Sumru Yavrucuk, “Para mefhumu gözümüzün önünden kalktığı zaman, projelere daha duygusal bir yerden bakabiliyoruz. Oynadığım rolleri ve mesajlarını önemsiyorum. Çünkü öyle bir toplumda yaşıyoruz ki artık görsellik her şeye hâkim olmuş durumda. İnsanları sadece verdiğiniz şeylerle etkileyebiliyorsunuz. Kitap okumuyoruz. Zihinsel alışkanlıklarımızı yitirdik. Günümüzde insanlar ekranlarda gördükleri kişilerden ilham alıyor, örnek alıp özümsemeye çalışıyor. Hal ve hareketlerini bile onlara uydurmaya çalışıyorlar. Bu anlamda daha iyi örneklere yöneliyorum.” dedi.