Başkan Soyer, ilk gün Adana, İskenderun, Antakya, Samandağ, Defne ve Arsuz’a gidildiğini belirterek, “Ertesi sabah Osmaniye, Pazarcık, Maraş, Adıyaman ve Urfa’ya devam ettik. Yaklaşık bin kilometrelik bir güzergahı kat ettik. Bu bin kilometre boyunca inanılmaz manzaralarla karşılaştık. Özellikle Hatay’da devleti görmedik. Polis, asker, AFAD mensubu hiç kimse yoktu. Tek sözcükle, geç kalındı, çok geç kalındı.” dedi.
“Sözcüklerle ifade etmek zor”
Bugün televizyonlarda kurtarılan canların herkesin yüreğine su serpen haberlerini paylaştıklarını söyleyen Başkan Soyer, “Ama mesele bundan ibaret değil. Binlercesi enkaz altında. Enkaz altında kalmayanların sürdürmek zorunda oldukları hayatları var. Çok büyük bir sıkıntı var. Ama hakikaten insanlarımız muazzam bir duyarlılık gösteriyor. Türkiye’nin her yerinden yardım yağıyor. İzmir’den özellikle olağanüstü büyük bir duyarlılık var.” ifadelerini kullandı.
“Kar suyundan mama yapan anne var”
Başkan Soyer, deprem bölgesinde üç gün boyunca sadece bir çorba içmiş vatandaşlarla karşılaştıklarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2 yaşındaki evladı aç olduğu için kar suyundan mama yapan anne ve kar suyundan mama yaptığı için hastalanan çocuğu ve onu götüremediği hastaneler. Hakikaten büyük bir insanlık dramı var. Ne yapsak az, ne yapsak eksik. Çok güçlü bir şekilde desteği sürdürmemiz lazım. Bir hafta, üç hafta değil. Daha uzun soluklu bir dayanışma bizi bekliyor. Bunun için yapacağımız çok şey var. Zamana karşı yarışı sürdürmek zorundayız.”
“En iyi şekilde organize edeceğiz”
Bölgede olağanüstü bir soğuk olduğunu da vurgulayan Başkan Soyer, “İnsanlar hipotermi tehdidiyle karşı karşıya. Bir yandan gıda alamadıkları için dirençleri düşüyor. Fırınlarda ekmek yok. Mazot yok. Bütün benzin istasyonlarında uzun kuyruklar var. Bazı benzin istasyonları kapalı. Tuvalet yok. Velhasıl hiçbir şey yok. En çok da umut yok. Ama buradan söyleyebileceğim tek şey; biz o umudu yaşatacağız.” diye konuştu.
Hibya Haber Ajansı