8583,79%-0,92
34,35% 0,01
37,43% 0,14
3023,56% 0,04
4989,57% 0,00
Türkiye'nin eğitim sistemindeki verilerine ilişkin sürekli manipülasyonların yapıldığını ifade eden Bakan Özer, bu nedenle OECD'den son 20 yılın resmini göstermeleri üzerine bir rapor taleplerinin olduğunu kaydetti.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Bengü Türk TV canlı yayınında eğitim gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları cevapladı.
Türkiye'nin 5-14 yaş aralığındaki okullaşma oranında OECD'yi geçtiğini kaydeden Bakan Özer, söz konusu raporda hem Türkiye'nin 20 yıldaki gelişmesine, iyileşmesine hem de eksikliklerine değinildiğini belirtti.
20-39 yaş aralığındaki vatandaşların eğitimle buluşma oranının da OECD'nin üzerinde olduğuna dikkati çeken Bakan Özer, 'İşte eğitimdeki okullaşma oranları, fiziki yatırımlar, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için ücretsiz kitaplardan burslara, ücretsiz yemeklere kadar sosyal politikalar, eğitim sisteminin önündeki antidemokratik uygulamaların kaldırılması, başörtüsü yasakları, katsayı uygulamalarının kaldırılması gibi eğitimin demokratikleştirilmesi, yani eğitimin eğitim sisteminin toplumsal taleplere daha duyarlı hâle getirilmesiyle ilgili adımlar ve yükseköğretimdeki yapılan açılımlar. OECD bu hakkı teslim ederken içimizdeki bazılarının bu hakkı teslim edememesi vicdani olarak kendi vicdanlarına bıraktığımız bir durum.' diye konuştu.
Raporda, Türkiye'de yükseköğretim kurumlarının sayısının 209'a çıkarılması, eğitim sisteminin kalitesinin artması ve öğretmenlik meslek kanunu gibi uygulamaların da ayrıntılı bir şekilde olumlu gelişmeler olarak yer aldığını bildiren Özer, bunları görmekten büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
'Türk eğitim sistemi şu an Türkiye yüzyılına hazır mı?' sorusuna yanıt veren Bakan Özer, Türkiye'de yirmi yıl önce eğitim sisteminde öncelikle erişim problemi bulunduğunu anımsattı. Özer, sözlerine şöyle devam etti:
'20 yıl öncesine karşılaştırdığımız zaman Türkiye, erişim problemini çözdü. Kız çocuklarının okullaşma problemini çözdü. Okulların niteliğini arttırmayla ilgili kaliteli bir şekilde büyümeyle ilgili çok önemli mesafeler katetti ama katetmemiz gereken daha mesafeler var. Bizim amacımız bundan sonra, eğitim sisteminde kaliteyi sürekli artırmak ama bir şeyi merkeze almak. O da nedir? Kültürünü, değerlerini, devletini, milletini bilen, onu içselleştirmiş ama dünyayı da tanıyan, dünyayla da rekabet edebilen nesiller yetiştirebilmek. Şu andaki en fazla odağımız bu olacak ve burada da ana mihenk taşımız, bizim kilit taşımız öğretmenlerimiz olacak. Öğretmenlerimize daha fazla yatırım yapacağız. Öğretmenlerimizin bu değerlerin taşıyıcısı olarak okullarımızda fonksiyon icra edebilmeleri için Millî Eğitim Bakanlığı olarak her türlü desteği sağlayacağız. Yeni adımlarla birlikte, bu çerçevede Türkiye yüzyılında en sağlam araçlardan bir tanesi eğitim sistemimiz olacak.'