Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken gençliği sadece ülkenin geleceği olarak değil, aynı zamanda Cumhuriyetin bekçisi olarak gördü. Atatürk’ün gençliğe olan inancı, onun en temel vizyonlarından biriydi. Gençlik, tıpkı bir meşale gibi, Cumhuriyet’in aydınlık yolunu aydınlatacak ve koruyacaktı. O, gençlerin enerjisi, dinamizmi ve yenilikçi ruhuyla Türkiye’yi çağdaş medeniyetler seviyesine çıkaracağına inandı. Bu inanç, Atatürk’ün gençlere olan güvenini pekiştirdi ve onlara çok büyük sorumluluklar yükledi. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışıyla başlayan Kurtuluş Savaşı süreci boyunca da gençlerin aktif katılımını teşvik etti. Atatürk, Gençliğe Hitabe’sinde “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir” diyerek gençliğe ne kadar güvendiğini ve onlardan ne beklediğini açıkça ortaya koydu.
Gençlerin eğitimine büyük önem verdi ve çağdaş eğitim sisteminin kurulmasında gençlerin rolünü vurguladı. Atatürk, gençlerin sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel olarak da gelişmesini istedi. Bu nedenle eğitim reformları yaparak, bilim ve teknolojiye önem veren bir gençlik yetiştirmeye çalıştı. Gençlere güvenmenin ötesinde, onları bilinçli ve donanımlı hale getirmenin yollarını aradı. Atatürk’ün gençliğe verdiği bu önem, Cumhuriyet’in temellerinin sağlamlaşmasına ve gelecekte Türkiye’nin ilerlemesine zemin hazırladı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.