İzmir 1919 yılının 15 Mayıs günü Pasaport rıhtımına yanaşan Yunan zırhlılarından inen Rum askerleri tarafından zito Venizelos, zito Venizelos nidalarıyla işgal edilmişti.
Tam 1 gün sonra 16 Mayıs 1919 Cuma günü Galata rıhtımına bağlı tahta köhne bir vapurla Mustafa Kemal Paşa ve inanmış 23 arkadaşı bu işgale dur demek ve yeni bir direnişin temellerini atmak için Samsun’a yola çıktı. Paşa’nın Samsun’a çıkışı kongreler ve Milli mücadele örgütlenmesiyle birlikte Anadolu’da direniş farklı bir boyuta taşındı. İşgal, cephe cephe, mevzi mevzi, siper siper işgalcilerle yapılan savaşlarla birlikte 3yıl 3ay 20 gün sonra 9 Eylül 1922 yine İzmir’de sona erdi.
Fahrettin Paşa komutasındaki atlı süvariler Belkahve’den İzmir’e girdiğinde İzmir adeta bir gelincik tarlası gibi Türk bayraklarıyla süslenmiş İzmirliler, Yunan orduları ve onların işbirlikçilerinin İzmir’den kaçışlarını büyük bir coşku ve sevinçle kutluyorlardı.
İzmir’in kurtuluşunda emeği geçen başta Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve Kurmay Heyeti’ne, şanlı Türk Ordusu’na, süvarileri ile Fahrettin Paşa’ya, Vasıf Çınar, Mustafa Necati Beyler’e, ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin’e, İstiklal uğruna şehit düşen tüm vatanperverlerimize, sonsuzluğa uğurladığımız Gazilerimize ne kadar teşekkür etsek azdır, ne kadar minnet duysak azdır. Aziz hatıraları karşısında saygıyla, hürmetle, minnetle eğiliyoruz.
Kanla sulanmış bu kutsal toprakların kazanıldığı sembolleşmiş günlerimizi değersizleştirmeye ya da anlamlarını farklı yerlere çekmeye çalışanlar bilmelidir ki bizler ve bizim gibi Mustafa Kemal'in askerleri bunlara asla müsaade etmeyecektir.
İzmir ilk kurşundur,
İzmir bağımsızlıktır,
İzmir Atatürk’tür,
İzmir kurtuluştur,
İzmir kuruluştur,
Yaşasın 9 Eylül, yaşasın İzmir, yaşasın Mustafa Kemal’in askerleri.
Nice 100 yıllara…