9549,89%1,94
34,53% 0,17
36,00% -0,63
3009,75% 1,62
5006,70% 1,01
Karşıyaka'da Marmara depreminin 23. yıl dönümü nedeniyle gerçekleşen etkinlikte duygu dolu anlar yaşandı. O günlere giden vatandaşlar gözyaşlarını tutamadı.
Karşıyaka'da Marmara depreminin 23. yıl dönümü nedeniyle gerçekleşen etkinlikte duygu dolu anlar yaşandı. O günlere giden vatandaşlar gözyaşlarını tutamadı. Karşıyaka Belediyesi, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Karşıyaka Kent Konseyi tarafından Bostanlı Zühtü Işıl Meydanı’nda 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremi anma etkinliği düzenlendi. Etkinliğe; Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ve eşi Öznur Tugay, Karşıyaka Kentsel Dönüşüm Müdürü Aynur Gündoğdu ve Karşıyaka Kent Konseyi üyeleri de katıldı. Etkinlik; Depreme Duyarlılık ve İzmir Depremi Fotoğrafları Sergileri çalışması ile başladı. 17 Ağustos Depremi’nin yıkıcılığının anlatıldığı sergi, halk tarafından dikkat çekti. Şantiye Tozu Tiyatrosu tarafından “Zar Atma” oyunu sergilendi. Oyunda ev alırken yapılan bir hata seyircilere soruldu. Seyircilerden doğru cevabı veren kişiye kuş evi hediye edildi. Egeyi Sevenler Derneği tarafından dans gösterisi yapıldı. Gösteri de bir müteahhidin çektiği vicdan azabı konu alındı. Dans gösterisi sonrası duygu dolu anlar yaşandı. Etkinliğin sonunda Afet Yönetiminde Vatandaşın Rolü ve Sorumluluğu ve Afet Yönetimi üzerine forum gerçekleştirildi. Forumun moderatörü Karşıyaka Kent Konseyi Başkanı Selman Boyacıoğlu olurken, konuşmacı olarak Emekli Vali Yardımcısı Mustafa Aydın ve İMO İzmir Şubesi’nden Nurgül Atabay yer aldı.
“BUNLARI YAPARSAK YOL ALMA ŞANSIMIZ OLACAK”
Emekli Vali Yardımcısı Mustafa Aydın konuşmasında görevi boyunca yapılan deprem ile ilgili faaliyetleri anlattı. Eğitimlerde mühendislerin ve sivil savunma uzmanlarının yer aldığını vurgulayan Mustafa Aydın, eğitimlerin formatının değiştiğini ve internet ortamından da ulaşılabileceğini belirtti. Mustafa Aydın şunları kaydetti: “2006 -2012 yıllarında İzmir Vali Yardımcısı olarak görev yaptım ve arkadaşlarımız ile beraber afet ile ilgili bölüme baktık. Afet yönetimi dediğimiz zaman en başta devletin, yerel yönetimlerin temel görevi var. Ama vatandaşlarımızın da bir takım şeyleri yapması, görevlerde bulunması lazım. Biz bugün afet yönetiminin vatandaş boyutunu sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Türkiye’de afetler konusunda başta okullar olmak üzere birçok alanda bu eğitimler yapıldı. Çocuklarımıza, torunlarımıza sorarsanız bu eğitimler verildi. 2004, 2005, 2006 yıllarında rahmetli Ahmet Mete Işıkara döneminde Türkiye’deki tüm okullarda öğretmenler seçildi ve afet bilinci konusunda eğitimler verildi. Bu eğitimler yaklaşık 7, 8 sene sürdü. Biz yarın bir afet olduğu zaman 'kim nerede?' diye bağıracağımıza önce olayın ne olduğunu bilip, kendi rolümüzü de anladığımız takdirde bir adım atma şansımız olacaktır. Türkiye’de afet yönetimi sorumlusu Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı. Web sitesine girerek, afet yönetimi eğitimleri almanız mümkün. Temel Afet Bilinci eğitimi almamız lazım. Bunu muhtarımızdan, gerekli yerlerden, kaymakamlıktan, belediyeden talep etmemiz lazım. AFAD’ın gönüllülük sistemi var, buna mutlaka girmeniz lazım. Bu modüle girerek afetlerde neyi nasıl yapacağımız konusunda bilgi sahibi olmamız lazım. Bunları yaparsak yol alma şansımız olacak.”
“3 GÜN SONRA YIKIMIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ FARK EDEBİLDİK”
17 Ağustos Depremi sonrası yapılan yasal düzenlemeleri anlatan İMO İzmir Şubesi’nden Nurgül Atabay, yapılması gereken çalışmalardan bahsederek şunları aktardı: “Bundan tam 23 yıl önce hep birlikte bu acı olayı yaşadık. 17 Ağustos Depremi’nden 3 gün sonra yıkımın büyüklüğünü fark edebildik. İlk başta ne kadar büyük bir can ve mal kaybı olduğunu ne yazık ki fark edemedik. O günlerde şu anki kadar yaygın bir sosyal medya ya da ulaşım ağımız yoktu. 17 Ağustos depreminden sonra birçok yasal düzenlemeler yapıldı. Bunlardan bazıları; öncelikle özel iletişim vergisi getirildi, daha sonra kalıcı hale geldi. Deprem sonrası incelemelerde bulunmak üzere 20 bilim insanı ile birlikte Ulusal Deprem Konseyi oluşturuldu. Ama bu konsey ne yazık ki 2007 yılında kapatıldı. İstanbul’un birçok noktasına deprem konteynerleri kondu, bu deprem konteynerinin konulduğu alanlar da toplanma alanı ilan edildi, ama ne yazık ki bu alanlar imara açılarak toplanma alanı statüsünden çıkarıldı. Bizim bölgemizde de toplanma alanları ile ilgili ciddi bir çalışma yapıldı. İzmir’deki toplanma sayısı şu anda 381 adet olarak belirlendi. Karşıyaka bölgesi içerisinde ise 28 adet toplanma alanı var. Bunu öğrenebilmek için e-devlet üzerinden bakabilirsiniz. Deprem sigortası zorunlu hale getirildi. 30 Ekim sonrası İzmir’deki deprem sigortası yapılma oranı yüzde 50 civarında. Bunun arttırılması gerekir. Deprem sonrası yaşanılan maddi kayıpları düşünürsek, DASK için ödenen çok düşük bir miktar kalıyor.”
Kaynak: (BYZHA) - Beyaz Haber Ajansı