Mersin, Türkiye'nin en büyük konteyner limanlarından biri olan ve Akdeniz'in kilit lojistik merkezlerinden sayılan Mersin Uluslararası Limanı (MIP) ile küresel ticarette kritik bir rol oynamaktadır. Limanın kapasitesini ve derinliğini artırmayı hedefleyen genişletme projesi, 08-09 Aralık 2025 itibarıyla hem ekonomik beklentilerin hem de çevresel endişelerin odağında yer almaktadır.
Liman yönetimi ve yerel ticaret odaları, genişleme projesinin Mersin'in lojistik kapasitesini iki katına çıkararak, şehri Doğu Akdeniz'in en büyük aktarma (hub) limanı haline getireceğini savunuyor. Projenin tamamlanmasıyla:
Mega Gemilere Hizmet: Daha büyük drafta (su çekimine) sahip, yeni nesil mega konteyner gemilerinin limana yanaşma imkanı artacak.
İstihdam Artışı: Bölgesel istihdama doğrudan ve dolaylı katkı sağlanacak.
İhracat Hızı: Özellikle Mersin'in can damarı olan narenciye ve diğer tarım ürünlerinin uluslararası pazarlara daha hızlı ulaşması sağlanacak.
Ancak bu ekonomik beklentiler, şehir planlaması ve trafik yoğunluğu üzerindeki etkileri nedeniyle yerel esnaf ve ulaşım sektörü tarafından yakından takip edilmektedir. Liman yoğunluğunun artmasının şehir merkezindeki trafik sıkışıklığını daha da artıracağı endişesi, alternatif lojistik koridorların ve demiryolu bağlantılarının güçlendirilmesi talebini beraberinde getirmiştir.
Projenin en hassas noktası, Mersin Körfezi'ndeki deniz ekosistemine ve sahil şeridine olası etkileridir. Çevreci gruplar, liman dolgusu ve deniz tarama işlemlerinin deniz dibi habitatına, özellikle de kıyı şeridindeki canlı türlerine ve su kalitesine zarar verebileceği uyarısında bulunmaktadır.
ÇED Raporu İtirazları: Genişleme projesinin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna karşı açılan davalar, Aralık ayında da hukuk gündeminde sıcaklığını korumaktadır. Bazı sivil toplum kuruluşları ve Mimarlar Odası gibi meslek odaları, ÇED raporunun yeterince kapsamlı olmadığını ve halkın katılım süreçlerinin şeffaf yürütülmediğini iddia etmektedir.
İmar Planı Tartışmaları: Limanın genişlemesini öngören imar planı değişiklikleri, Büyükşehir Belediyesi ve merkezi idare arasındaki planlama yetkisi ve vizyon farklılıkları nedeniyle de tartışılmaktadır. Yerel yönetim, kent bütünlüğünü bozacak ve çevre kalitesini düşürecek plan değişikliklerine karşı itirazlarını sürdürmektedir.
08-09 Aralık tarihlerinde, projenin iptali veya revizyonu yönünde açılan kritik davalarda bilirkişi raporlarının mahkemeye sunulması veya ara kararların açıklanması beklenmektedir. Mersin halkı, ekonomik fayda ile doğal yaşam dengesi arasındaki hassas çizgide verilecek kararları büyük bir merakla izlemektedir.