Piyasaların odağındaki Dolar/Türk Lirası (USD/TRY) kuru, 42.42 seviyelerindeki seyrini sürdürürken, günlük bazda görülen %0.01'lik (ya da anlık) minimal düşüşler, ekonomi yönetiminin sıkı para politikalarının yarattığı denge arayışının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Yılın büyük bölümünde yukarı yönlü istikrarlı bir seyir izleyen kurda görülen bu ufak tefek geri çekilmeler, küresel ve yerel dinamiklerin kesişim noktasındaki hassas dengeyi işaret ediyor.
Kurun bu seviyelerde tutunmasının temel nedeni, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) enflasyonu kontrol altına almak amacıyla kararlılıkla sürdürdüğü sıkılaştırma döngüsüdür. Yüksek politika faizi, Lira mevduatlarını cazip kılarken, yabancı yatırımcı için de cazip bir "Carry Trade" ortamı yaratıyor. Bu durum, ülkeye döviz girişlerini destekleyerek TCMB'nin rezerv birikimine katkı sağlıyor.
Artan rezervler ve güçlü yabancı girişi, piyasadaki döviz likiditesini artırarak TL üzerindeki spekülatif baskıyı hafifletiyor. Analistler, kısa vadeli düşüşlerin, faiz çekiciliğinin getirdiği kâr realizasyonu kaynaklı olabileceğini belirtiyor. Ancak asıl etken, uygulanan ortodoks politikaların piyasada güven sağlaması ve tahmin edilebilirliği artırmasıdır.
USD/TRY paritesini etkileyen ikinci ana faktör küresel gelişmelerdir. Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası (FED) cephesinden gelen sinyaller, doların küresel bazdaki gücünü belirlemektedir. FED'in faiz artırımlarına ara verdiği veya gelecekte faiz indirimlerinin fiyatlanmaya başladığı dönemlerde, Dolar Endeksi (DXY) zayıflama eğilimine girer. DXY'deki bu zayıflık, gelişmekte olan ülke (GOÜ) para birimleri arasında yer alan Türk Lirası'na yönelik risk iştahını artırır ve USD/TRY paritesinde baskıyı azaltır.
Eğer küresel ekonomi yavaşlama sinyalleri verirse, yatırımcılar güvenli liman olan ABD dolarına yönelir; ancak şu anki görünümde, piyasaların büyük ölçüde beklediği faiz tepe noktasına ulaşılmış olması, GOÜ piyasalarına bir miktar nefes aldırmaktadır.
Ekonomistler, kurdaki küçük düşüşün bir trend dönüşü değil, yüksek enflasyonist ortamda uygulanan güçlü politikaların getirdiği bir düzeltme ve stabilizasyon çabası olduğunu vurguluyor. Yüksek yurt içi enflasyon sürdükçe, kurların uzun vadede genel eğilimi yukarı yönlü olmaya devam edecektir. Ancak politika faizi bu denli yüksek tutulduğu sürece, TCMB'nin kontrolü sayesinde kurdaki volatilite (oynaklık) minimumda tutulmaya çalışılacaktır.
Özetle, 42.42 seviyesindeki bu sakin seyir, TCMB'nin politikalara olan bağlılığının bir göstergesidir. Piyasalar, faiz politikasından herhangi bir sapma sinyali gelmediği sürece, kurun kademeli ve kontrollü bir şekilde hareket etmesini beklemektedir. Türk Lirası'nın gerçek bir güçlenmesi, ancak enflasyonun tek haneye inmesiyle mümkün olacaktır.