Konuşmak önemli değil… Hayır hayır konuşmak çok önemli. Hatta o kadar önemli ki, Yüce Allah konuşmayı sadece insana bahşetti.
Konuşma önemli olmasaydı bu nimet beklide bahşedilmeyecekti.
Konuşmak o kadarda önemli değil, çünkü eğer bir birimize karşı Kalp gözümüz açıksa, bir bakış bize methiyeler dizebiliyorsa dil ile konuşmak o kadar da önemli değil.
Yani önce bir birimizi anlayabilmeli, daha söze başlamadan karşımızdaki kardeşimizin ne diyeceğini kestirebilmeliyiz.
Bu nasıl olacak?
Bu arada bir görmekle, arada bir görüşmekle, kaldırımda karşılaştığımızda ‘Ben iyiyim sen nasılsın? Bende iyiyim.´ Demekle olmaz.
Bir birimizi anlamak için bir birimiz üzerinde hayat tecrübemiz olmalı. Birbirimizin ruh halini, beden dilini iyi okuyabilmeliyiz. Bir bakışımız karşımızdaki kardeşimize çok şeyimizi anlatabilmeli.
Araya fitne tohumu saçmaya çalışanların bizim için çizdiği portre kardeşimizin kafasındaki birim portremize benzememeli.
Onun için bu kardeşliğimizi daima sıcak tutmalıyız. Dostumuza kendimizi dil ile ifade etmek zorunda kalmamalıyız. İşte bu; Allah´ın bize bahşettiği yüce dinimizin evrensel insanlık dostluk, sosyal ve adil değerlerine sahip çıkmakla olur.
Bir ay boyunca Ramazan orucu tuttuk.
Allah kabul etsin, şağlık sorunları yaşayanlara acil şifalar versin.
Teravihlerimizde saf saf birlikte secdeye vardık. Yani Camilerde bir birimizle o anları paylaştık. Eğer sadece namaz kılıp haydi Allah kabul etsin diyerek ayrılıp gittiysek o namazı eksik kılmışızdır. Camii´nin içinde oturup bir birimizin halini hatırını sormamışsak.
Bir kardeşimizin derdine çare olamamışsak, onamaz safları tam anlamını bulmamış demektir.
Dinimiz her zaman hoşgörüyü, canlının haklarına saygılı olmayı, Allah´ın yarattığı bütün canlıların yaşamak için eşit haklara sahip olduğunu söyler.
ana gel gör ki insanın aşırı hırsı, bırakın başka canlıya yaşam hakkı tanımayı, kendi geliştirdiği teknolojinin esiri olmuş.
Kendisini süper güç olarak tanımlayan emperyalist güçlerin tetikçileri, garibanın, biraz demokrasi, hak ve özgürlük diyenin, burası benim vatanım diyenin kafasına bombalar yağıyor.
Körpecik çocuklar birilerinin yüz yıllar önce icat ettiği patlayıcıların akıllı taşıyıcılara yüklenerek üzerlerine yağdırılmasına ve neden öldüklerine öldürüldüklerine bir anlama veremeden Allah´ın kendileri için ayırdığı adn cennetine gönderiliyorlar.
O bombayı yağdıranlar ise, hedefi tam on ikiden vurmanın verdiği mutlulukla geri dönüp kendi çocuklarının gülen yüzleri ile karşılanıyorlar.
Boyunlarına sarılan çocuklarının; ‘ Bugün günün nasıl geçti babacığım.´ Dediğinde, ‘Çok iyi geçti. Bugün şehirleri yerle bir ettim. Çok çocuk öldürdüm.´ Mü diyor acaba?...
Bu bir insanlık meselesi. Konuşabilmek, bir birimizi anlayabilme meselesi. Biz Müslümanlar olarak dinimizin bu evrensel değerlerini, dostluğa, insan haklarına, çocuğa olan sevginin, anne babaya olan saygının, yoksulu ve yetimi sahiplenmenin kutsallığını tüm dünyaya anlatmamız gerekir.
ancak bunu yaparsak Bayramı hak ederiz. Allah vatanımızın, milletimizin bütünlüğünü daim kılsın. Allah iç ve dış düşmanlara, içimizdeki hainlere fırsat vermesin. Mübarek Ramazan Bayramınız şimdiden kutlu olsun.
Hoşça kalın…